karantinanın öğrettiği en büyük şey
-
yemek yapmayı öğrendim.
-
evde hayat varmış ama dışarıda bir bankta oturmakta bambaşka bir olaymış!
-
uyku düzeninin bozulması.
-
öpüşmek harika bir şeymiş. hele sarılmak? geçsin şu günler yarın yokmuşçasına öpüşüp sarılacağım insanlarla.
-
uyumak ne güzel bişimiş lan! sanırım bi 10 senedir falan uyumamışım ben hiç!
-
kendimi ne kadar da ihmal ettiğimin farkına varmamdır.
-
evdeyken iki öğünün az, üç öğünün çok olduğu bir paradoksta kritik kararlar vermeyi öğretti.
-
ah bir boş zamanım olsa da şunu bunu yapsam denilen şeyler o bos zaman elde edildiğinde yapılmıyormuş. ınsan bir seyi yapmayı gerçekten arzu ediyor ise kendi boş zaman yaratabilirmiş bos zaman beklemek anlamsızmış.
-
insan özgür olmaktan çok özgür olduğunu bilmeyi seviyormuş, onu anladım.
zorunda olduğumuz için yaptığımız eylemler kadar insanı yoran bir şey yok bu hayatta be usta.
bir ihtimal daha var ama. o da şu ki; zorunda olduğumuz için yaptığımız şeyleri sevmek. en azından sevmeyi denemek. buna mecburuz. çünkü bu hayatta yaptığımız işlerin çoğu zorunluluktan.
sevmeyi denemeye devam edelim bakalım, karantinayı (bkz: swh) -
elektirik süpürgesi fena halde kafa sıkıyormuş.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap