• ayse kulin 'in turkcell sponsorlugunda yazdigi yeni kitabinin adi.
  • ayşe kulinin özel bir kitabıdır bu. turkcellin, "çağdaş türkiye'nin çağdaş kızları" projesi kapsamında hazırlanan bir kitaptır.
    ayşe kulin proje kapsamında gezmiş, görmüş ve oturup gördüklerini, hissettiklerini yazmıştır. türkiye'de kızların okuma sorunlarına yönelik bir kitaptır. ayşe kulinle birlikte dağ , taş, tepe dolanan manuel çıtak da fotoğraflarını çekmiştir.
    yarın, öbür gün kitapla karşılaştığında içerisinde fotoğraf göremeyenler şaşırmasın. çünkü kitap iki boyutta ve türde basılmış. biri anı tarzı bir kitap oldukça büyük boy ve resimli, diğeri roman tarzında klasik ebatlarda resimsiz bir kitap. roman olanında gerçek kişilerin adları değiştirilerek roman kahramanları yaratılmış.
    bir de yanılmıyorsam roman tarzındaki kitabı turkcell, abonelerine ücretsiz gönderiyor.
  • ayse kulin'in turkcell icin yazdigi imaj kitabidir... turkcell'in yilda 100 milyon vererek!!! okuttugu kizlarin hikayelerinden yola cikilmistir. turkcell ayse kulin'e kitap yazdirip, bu paralari ona ya da tanitima harcayacagina kizlara 100 milyondan daha fazla para verse diye gecirir insan aklindan, ama sonra fark eder ki, elbette ayse kulin ve tanitim daha fazla para eder, yoksa turkcell bu ulvi!!! isten bizi nasil haberdar eder oyle degil mi???
  • kitap gelirleri bu kardelenlere aktarılacak. lafı bırakıp pamuk elleri cebe atalım. 100 milyondan fazla eder nasıl olsa
  • kızlarımız, "karanlığı delenler"dir aslında. kitap ismi biraz da buradan esinlenilerek dü$ünülmü$tür. ne de olsa i$in içinde çydd var.
  • gerek içindeki hikayeler gerek fotoğraflar ve projenin gerçekliği açısında oldukça dokunaklı, bir o kadar da gerçeklerle yüzleştiren ayşe kulin kitabı
  • sosyal sorumluluk projelerinin altında her daim bir bit yeniği aranması gerektiğini düşünsem de kadına pozitif ayrımcılık yaklaşımının yegane manidar yöntemini insanlara düşündürmesi açısından değerli olan projenin* ismi...
  • "efendim bir önceki yazımda nasıl oluyormuş da, ben faydalı bir kampanyayı karalama gafletine düşüyormuşum ve hatta haddimi aşıp ‘neredeyse’ sezen aksu’ya bile laf söylüyormuşum. ifade etmek isterim ki, yanlışı yapan değil sezen aksu, dünyanın en değerli ve yetkin sanatçısı bile olsa eleştirebiliriz, itirazlarımızı dile getirebiliriz. kaldı ki, şahsen sezen aksu’nun sanatı ve sosyal duyarlılığı ile en ufak bir alıp veremediğimiz yoktur. bir önceki yazımın son kısmındaki tespite dayalı hafif bir eleştiriye abartılı tepki gösterenlerin feveranını anlamak zor.

    belki daha çok kızacaklar; ama bu konuda ben bu tür kampanya düzenleyenleri, kendi düşünce ve ideolojik yapıları içinde tutarlı bulsam da farklı düşünmekteyim.

    evet; bence bu ülkenin en temel problemi, belki birincisi eğitimdir. ancak kızlardan önce erkeklerin eğitilmesinin toplumsal yararı olacağına inanıyorum. özellikle de ülkemizin doğu kesimindeki erkek nüfusun. kimseyi küçümsemek, ya da aşağılamak niyetiyle söylemiyorum bunu. zira erkek egemen bir toplumda bazı şeylerin kalıcı olarak değişmesini talep ediyorsak, egemen kitleyi değişime tabi tutmamız lazım.

    baylar, bayanlar, çağdaş yaşamcılar, kardelenciler; bu ülkede kan davalarını, töre cinayetlerini, kumaları ve bilumum toplumsal yaraları kadınlar değil erkekler açmaktadır. öncelikli eğitilmesi gerekenler erkeklerdir. bu toplumun erkeklerini değiştirmedikçe, konvoylar dolusu kızı eğitseniz de istenilen sonuç elde edilmeyecektir. kaldı ki, nasıl bir sonuç talep ettiğinizi de dürüstçe ifade etmek zorundasınız.

    sezen aksu’nun kardelenler için yaptığı kasetin epigrafı ne kadar da muhteşem: “bütün çocuklar eşit doğar. ama yaşam kimine iyi davranır, daha çok şans tanır. eşitlik bozulur. yaşamın herkes için eşitlenmesi insanın en kutsal amacıdır...’ sanki bilinmeyen bir ruhani güç yazdırmış sevgili sezen aksu’ya bu satırları. zira ‘yaşam’ kelimesinin başına ‘çağdaş’ı koyunca işin rengi değişiyor.

    benim bir önceki yazımda yaptığım eleştiri son derece açıktı. üstelik herhangi bir küfür, aşağılama, hakaret de içermiyordu. aksu’nun vurguladığı bir eşitsizliği ifade etmeye çalıştım: ‘madem herkes eşitse, imam hatip lisesine giden çocuklar da eşit olmalıydı!’

    öyle değil mi?

    değilmiş işte. buyurun size aksiyon dergisinin 334. sayısında yayınlanan bir haberden minik alıntı: ‘çydd’nin, turkcell ile imzaladığı ve doğu ve güneydoğu’da 5 bin kız öğrenciye burs verdiği kampanya, derneği bölücü konumuna getirmiş. bir öğrencinin, bu kampanyadan yararlanabilmesi için kız olması, doğu ve güneydoğu illerinin birinde yaşaması, ailesinin doğum kontrol metotlarından herhangi biri ile korunması ve imam hatip liseli olmaması gerekiyor. bu şartlar da, çydd’yi dernekler kanunu’nun 5. maddesinin 5. fıkrasında belirtilen “bölge, ırk, sosyal sınıf, din ve mezhep esasına veya adına dayanarak faaliyette bulunan bir dernek” konumuna sokuyor. ilgili kanunlara göre ‘yöneticiler mahkemede altı aydan az olmamak üzere hapis cezası istemiyle yargılanabilecek.’"

    nedim hazarin kizgin kardelenler baslikli bugünkü köse yazisindan alinmistir.
  • mükemmel tepkiler almaktadır..allah her kapitalist şirketi milliyetçilerin hışmından korusun. gece gündüz sovyet subayı şapkası ile dolaşan bir adam olarak ilk defa türk milliyetçisinden korkmaya başladım. hemen altta bu projeye dair tokat mahiyetinde bir cevap bulacaksınız. şimdi düşünüyorum da, hak etmişti doğudaki düşkün kızı okutma gönüllüsü şirket yalanı ile halkla ilişkilerini genişleten bu türksell. kapak olsun godoşlara..

    kaynak: kuvvaimilliye.net

    http://www.kuvvaimilliye.net/…s_detail.php?id=12578

    *
    asuman özdemir, bir sivil toplum gönüllüsü. banka emeklisi özdemir, uzun bir süre atatürkçü düşünce derneği (add) üsküdar şubesi başkan yardımcılığı yaptı.add adına çağdaş yaşamı destekleme derneği"nin (çydd) projelerinde aktif çalışmalarda bulundu. çydd üyesi olan özdemir, derneğin tespit ettiği öğrencilere burs da veriyordu. özdemir, geçtiğimiz günlerde çydd"den istifa etti. özdemir "çydd"nin bölücü terör örgütü pkk"ya destek mahiyetindeki çalışmaları" yüzünden istifa ettiğini söylüyor. özdemir, yıllarca samimi duygularla çalıştığı çydd"nin pkk"nın siyasallaşmasına katkı sağladığını düşünüyor. ona göre doğu ve güneydoğu anadolu"dan “kardelenler projesi” adı altında istanbul"a getirilen kız öğrenciler, demokratik toplum partisi"nin (dtp) kadro açığını karşılıyor. yine özdemir"e göre çydd"nin kandilli kız lisesi gibi yerlerde okuttuğu kızlardan bazılarının akrabaları hâlâ dağlarda türk askerine kurşun sıkıyor.

    asuman özdemir, dünya türkleri ve akraba toplulukları hizmet derneği"nin muhasip üyesi olarak görev yapıyor. ufuk ötesi gazetesinde yazılar kaleme alan özdemir, emekli olduktan sonra topluma faydalı olmak için önce add"de sonra da çydd içinde çalışmaya başlamış. zamanla samimi duygular içinde aktivitelerine katıldığı çydd"nin projeleri hakkında zihninde soru işaretleri oluşmaya başladığını kaydeden özdemir, o günleri şöyle anlatıyor: “çydd, istanbul"a sadece güney ve doğu anadolu"dan kız öğrenci getirip okutuyordu. neden edirne ve muğla gibi diğer illerden kız öğrenci getirmediğimizi yönetime soruyorduk. çünkü oralarda daha zor şartlarda okuyamayan kızlarımız vardı. ama sorularımıza yanıt alamıyorduk. zamanla çydd içinde bazı şeyler açıktan açığa konuşulmaya başlandı. istanbul"a getirilen öğrenciler içinde yakınları dağlarda terörist olanlar olduğu konuşuluyordu. bütün bunlar beni rahatsız etmeye başladı. burs verdiğimiz öğrencileri niçin sıkı bir elemeden geçirmiyorduk?”

    benzer soruları çydd genel başkanı prof. dr. türkan saylan"a ilettiklerini; ancak ya yanıt alamadıklarını ya da kendilerine, “onları burada eğiteceğiz.” denildiğini anlatan özdemir, ileri sürülen gerekçeleri gerçekçi bulmuyor. hatırlanacağı gibi çydd son birkaç yıldır “çağdaş türkiye"nin çağdaş kızları-kardelenler projesi” kapsamında doğu ve güneydoğu"daki kız öğrencilere eğitim desteği veriyordu. bazı öğrenciler, istanbul"a getirilerek kandilli kız lisesi gibi okullarda her türlü maddi ihtiyaçları karşılanarak okutuluyordu.

    özdemir, istanbul"a getirilen kız öğrencilerin çok şımartıldığını ve bu yüzden okul arkadaşları ile aralarında kavgalar yaşandığını da belirtiyor. çydd"nin bu projesinin başarısızlıkla sonuçlandığını hatta güneydoğu"da bölücü hareketlerin güçlenmesine yol açtığını ileri süren özdemir, “bu projeyi şöyle tarif edebiliriz. güneydoğu"da saksıdaki çiçeği söküp istanbul"a getiriyoruz. ama burada toprağa ekmiyoruz. pamuğa koyup her gün su veriyoruz. sonra çiçeği mezun olduktan sonra ait olduğu saksısına koyuyoruz. başlanılan yere dönülüyor. devleti onlara sevdiremiyoruz.” diyor.

    özdemir, kopuş sürecinde saylan"ın, yardımcılığına, tartışmalara yol açan azınlık raporu"nu hazırlayan başbakanlık insan hakları danışma kurulu başkanı prof. dr. ibrahim kaboğlu"nu getirmesinin ise bardağı taşıran son damla olduğunu kaydediyor.

    kızlar kürtçü oldu

    çydd"nin istanbul"a getirerek okuttuğu öğrencilerin mezun olduktan sonra gittikleri yerlerde bölücü hareketlere destek olduğu görüşünü ileri süren özdemir, şöyle konuştu: “bugün dtp binalarında erkek üyeden çok genç kızlar var. orada bilgisayar başında genç kızları görürsünüz. nereden öğrendiler bunları? son birkaç yıldır bölücü örgütün güneydoğu"da düzenlediği eylemlere iyi bakın. kadınlar, özellikle genç kızların ön sıralarda olduğunu görürsünüz. hakkari gibi illerde, istanbul"da okumuş kızlara daha büyük değer verilir. çydd"nin yetiştirdiği kızlar istanbul"daki okullarından mezun olunca orada kendi talebelerini yetiştirmeye başladı. bu nedenle çydd"nin yetiştirdiği kızlar güneydoğu"da kürtçülüğün, pkk"nın daha çok sivilleşmesine hizmet eder hale geldi.”

    bu nasıl atatürkçülük?

    asuman özdemir, çağdaş yaşamı destekleme derneği"nin doğu"da hiç kadın okutulmadığı izlenimi vermeye gayret eden kader ile ortak çalışmalar yaptığını da hatırlatıyor. özdemir: “çydd de kader"in bu çalışmalarına destek veriyor. iyi de burada atlanılan bir ayrıntı vardı. kader"in çalıştığı ya da diğer bir deyişle koruyup kolladığı aileler çoğunlukla terörist ailelerdi. her zaman eylemlerde başrolde gördüklerimizdi. bunun en güzel örneğini geçen yıl avrupa konseyi nobel barış ödülü projesine destek verince türkiye"den gösterilen adaylarda gördük. başta kader olmak üzere kadın derneklerinin desteği ile dört kadın aday belirlediler. leyla zana, ayşe düzkan, müyesser güneş ve pervin buldan... bunların kim olduğunu anlatmama gerek yok. hepsini biliyorsunuz. bu nasıl atatürkçülük?”diye konuşuyor.
    *

    budur vallahi. ellerine sağlık asumancığım. hade türksel yap bi pasuman da kendimize gelelim. (haklısınız igrencim).
  • 12. ergenekon dalgası kapsamında genel merkezi ve birçok şubesinde arama yapılan çydd'nin projelerinden biridir. bu proje kapsamında doğu ve güneydoğuda yaşayan kız çocuklarının okutulmasının amaçlandığı düşünülmekteyken, iddialara göre ailesinde pkk'lı olup da dağda olanların özellikle seçildiği ifade edilmektedir. şimdi bu iddialar çok vahim olmakla birlikte üzerinde ciddi ciddi düşünülmesini de gerektirmektedir. eğer özellikle ailesinde pkk'lı olanların kız çocukları bu kampanya kapsamında seçilip okutuluyorsa burada planlı bir eylem söz konusudur. ama yok tesadüfen bu kapmanya kapsamında okutulan kız çocuklarının bazılarının ailelerinde pkk'lı olanlar varsa bu vicdanları rahatsız edecek derecede ağır ve haksız bir ithamdır. sonuçta bu kampanya kapsamında okutulan kızlar türkiye cumhuriyeti devletinin resmi okullarında, diğer bir ifadeyle doç. dr. hüseyin çelik'in bakanı olduğu milli eğitim bakanlığına bağlı okullarda eğitim görmüşlerdir.
hesabın var mı? giriş yap