karşılaşmak *
-
genellikle başka yönden gelen cisim ile aynı yere varmak
başka bir insan veya insan grubu ile tesadüfen görüşmek -
(bkz: daha onceleri neredeydiniz)
-
mucizeden farksız durum; yerde ararken gökte bulunan insanı içeriyorsa eğer.
-
hayatın bir anında, bir parantez içine dahil olmak yeniden.
parantez içleri hayatı anlamlandırsa da, asıl hikaye dışında yaşanandır. -
bir kez tanışmış iki kişinin başına muhakkak gelecek olandır; gelmiş olandır.
-
niyetinden bağımsız olarak heyecan verici bir olay.
ama karşılaşmak isteyip, onun için yolunu değiştirip, karşılaşıp, bir selam bile vermeyi beceremeyip yürüyüp gitmek durumunda acı verici olabiliyor. onun için oradasın işte! ama hayır.. -
(bkz: rast gelmek)
-
denk gelmek. (bkz: haphap gelmek)
bir arkadaşım '18 yaşında, sadece sevişmenin zevkini bilen bi kızla olacağına hasta kadına yapıştın, demek ki sen kendine düşmansın, belanı arıyorsun,' diyor. eh, haklı, ama güzeli çirkini belalı ve belasızı kişisel ilişkiyle bulunuyor, bakkal manavdan ısmarlayamıyorum. her insanda kendimle karşılaşmak zorundayım galiba. belki fahişeye sığınsam bile yine bu gerçek kendini dayatacak. (bkz: kendine düşman olmak) -
biriyle uzun bir zaman sonra karşılaştığımızda eskiler dermiş ki,
"ooo, maşallah efendim!, mübarek vechinizi görmek ne saadet!". -
(bkz: #60211791)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap