• benim ninnim ahmed arif 'ti.
    ahmed arif'in kendi sesinden şiirleri.
    33 kurşun, anadolu, adiloş bebe, sonra hasretinden prangalar eskittim.
    koyardım kasedi teybe, kafayı da yastığa.
    ahmed arif'ti yüreğime yurt sevgisini nakşeden.
    ondan, biraz da marazi severim ya yurdumu.

    kaset çalar, ben düşlere dalardım.
    sonra bir çıt sesi gelirdi, kasedin bir yüzü biterdi.
    ya değişirdim kasedin yüzünü ya da daha bir sıkı sarılırdım yorganıma.

    nasıl özlüyorum o çıt sesini; sanki bir görevi bitirmişim, huzurla uyuyabilirim.
    şimdi sanki bir olmamışlık var..

    kimbilir belki özlediğim çocukluğumdur.
  • (bkz: walkman)
  • bir zamanlar (90'lar) 80'li yıllarda doğmuş nesil tarafından bol bol ve keyifle yapılan eylemdir.

    koleksiyonu bile yapılırdı kasetlerin. hoşlanılan kişi size karışık kaset hazırlardı mesela. para biriktirilip, kaset alınırdı. kalemle sarmak zorunda kalsak da kaset, hep baş köşesinde dururdu odamızın. statü sembolüydü adeta.

    walkmanden discmane geçişte önce bir bocaladı, sonra da teknolojiye yenildi. yine de hafızalardan silinmedi. şahsen; kullanmasam da evimden de, kalbimden de eksilmediler. zuhal olcay, bülent ortaçgil, sezen aksu... garip garip şeyler de dinlemedim değil. burada ifşa etmek istemiyorum sadece.
  • 90'larda en cok yaptigimiz seydi. kasetler bozuldugunda kesinlikle cope atilmaz, saatlerce ugrasilip mutlaka tamir edilir, bazen cok sevdiginiz bir kaseti kurtarmak icin sevmediginiz birinin ici ile degistirilirdi.
    kasetle dinlenen album ezberlenirdi. hangi sarkidan sonra hangisinin geldigini bilirdiniz. kapaginda albumle, albumde emegi gecen tum muzisyenlerle ilgili bilgiler yer alirdi. kasetten albumu dinlerken yataginiza yatip bu kapagin icinde yazilanlari tekrar tekrar okumak cok zevkli olurdu. kaset zamanlarinda, album bir sarkilar butunuydu. sonra siz o albumu ters duz ederek dinledikce o albumle butunlesirdiniz. basta sevmediginiz sarki, dinlemek zorunda kaldikca (kalemle sarmaya usenildigi zamanlarda) en sevilen sarkiya donusurdu.

    guzel olan bir seye oyle hemen degil de biraz emek harcayarak, zaman harcayarak erişilebildigini bu nesil, kaset dinleyerek ogrenmisti.
  • dean winchester'ın halen yapmakta olduğu eylem.
  • zamanında bolca yaptığımız ama artık hoş bir nostaljiye dönüşen bir eylem.

    retro babında ve insan sesini en iyi alabilme adına (bkz: ıssız adam) son dönemde long playe sardırdım. geçenlerde lp almak için gittiğim zihni müzik dükkanında lp albümlerini incelerken başka müşteriler gelip alışveriş ediyorlardı. bir kızcağız geldi 2 kaset aldı, parasını verdi gitti, yaşadığım şaşkınlığı halen atlatamadım.

    zamanında binbir emekle aldığım, yıllarca dinlediğim, özenle sakladığım kasetlerimin tamamını çöpe atmış bir insanım. hemen yanımdaki çekmecemde gayet iyi durumda sony walkmenim de duruyor ama nostalji için dinlemek istesem numunelik bir tane bile kaset bırakmadığım için böyle bir şansım yok. zihni'den bir tane alayım en iyisi ve böylece yaşadığım şaşkınlık ikiye katlansın.

    ha, bir de çocukken kasetlere şarkı söyleyip, hikayeler anlatıp sonra onları dinler, dinletirdik. cem yılmaz'ın yaptığı gibi. o kasetler de kayboldu gitti. kaset dinlemek dendiğinde illa müzik dinlemek aklıma gelmiyor yani.
  • an itibariyle yıllaaaar yıllaaar sonra yaptığım.
    ferdi'nin uzelli baskı bir avuç gözyaşı kemik kasetini koydum kasetçalara. şarkılar arası geçiş zulüm.
hesabın var mı? giriş yap