katran ve tüy ^*

• (bkz: katran ve tüye bulamak)
• (bkz: kan ve gül)
• safiyane çocukluğumuzun red kitinde bir ceza çeşidi olarak görüp, katrana ve tüye bulananların komik haline güldüğümüz bir vahşi batı cezalandırma şekli. katrana ve tüye bulananlar o tüylü halleriyle gider bir nehire girerler, ellerinde kocaman fırçalarla sabunu süre süre yıkanırlar, katran ve tüylerinden kurtulup pırıl pırıl olurlardı. çocukluğumuzun safiyeti içinde güldüğüm bu cezalandırma işleminin dünyanın en vahşi cezalandırma şekillerinden birisi olduğunu ancak bu yaşlarımda öğrenebildim.
  
  katran normalde katı bir maddedir. sıvı hale getirmek için kaynatılması gerekir. kaynayan sıvı katran sürülebilir kıvama geldiğinde ergimiş bir maddedir artık ve yakar. kaynayan sıvı katran deriye deydiği anda deydiği yeri haşlar. haşlanan deri anında kabarıp su toplar ve sıcak katranla bir daha ayrılmamacasına birleşir. katran soğumaya başladıkça büzülmeye başlar. büzüldükçe de su toplayarak kabarmış deriyi bulunduğu mekandan kopartır. katran donunca artık deriden ayrılmayacak, herhangi bir temizlik maddesiyle temizlenemeyecektir. donmuş katran parçalarını sökmeye kalkarsanız yapıştığı deriyi de birlikte kopartacak ve ardında derisi olmayan cılk yara ile kaplı beden parçası bırakacaksınız.
  
  katrana bulanmanın sonucu kesin ölümdür. hemde dünyadaki en acılı ölümlerden biri. bu acılı ceza yetmezmiş gibi kurbanı küçük düşürmek için sıcak katranın üstüne bir de tüy serperlerdi. insan oğlunun acımasızlığının açık bir göstergesi...
  
  şimdi düşünüyorum da dünyadaki en vahşi ceza yöntemlerinden birini bize böyle komik bir biçimde yutturan red kit değil miydi?. hatta hatta soykırıma uğrayan ve sistematik bir biçimde yok edilen kızılderilileri bize ayyaş alkolik, tüm numaraları at arabalarının çevresinde daire şeklinde dönmek ve kanyondan geçenlere yukardan kaya yuvarlamak olarak gösteren ve bir çakal sürüsü olarak tanıtan da bu red kit değil miydi. hmmm. bu red kite kıllanmaya başladım ben iyice.