kavga etmek
-
(bkz: kavga nedenleri)
(bkz: kavgaci)
(bkz: kahalla kavgasi)
(bkz: korkarak kavga etmek)
(bkz: kavga cikartmak)
(bkz: kavga cikarma dialoglari)
(bkz: kavga cikarmaya musait ba$liklar)
(bkz da bkz) -
(bkz: koşarak omuz atmak)
(bkz: uçan tekme atmak)
(bkz: mideye döner tekme atmak)
(bkz: 250 metreden dürbünlü tüfekle vurmak)
(bkz: kulak ısırmak)
(bkz: göze parmak sokmak)
(bkz: masayı fırlatıp sandalyeyide kafaya kırmak)
(bkz: öyle bir tokat atkmak ki feleği şaşsın)
(bkz: dövüp te istiklal marşını söyletmek) -
iki kişinin birbirlerini fiziksel ya da sözel olarak alt etmek için yaptıkları eylemler bütünü.
(bkz: çatışmak)
(bkz: tartışmak)
(bkz: savaşmak) -
n sayıdaki insanın bulunduğu bir toplumda
en az 1, n-1 veyahut n kişinin insancıl yollardan,
kendilerini ve anlatmak istediklerini sözlü ifade edememe, yanlış anlaşılmalara mazur olma, ifade eden insanı almama yada bilerek anlamak istememe durumda insanların fiziksel güç kullanarak birbirlerini yaralaması, incitmesi hatta ölümle sonuçlanan, sadece hayvanlara özgü olduğunu düşündüğüm eylem.
ayrıca:
(bkz: evrim teorisi) -
mevsimlerin en soğunu yaşarken buz gibi ankara gecesinden birinde. ve dışarısı her zamankinden biraz daha soğuksa. hele karşınız da o şehrin tüm lanetine karşı kabuklarını üstüne çekmiş kişi varsa ve siz onu biricik dost belirlemişseniz kayalara taşa toprağa karşı, yapamadığınız şeydir. ağzınızı açıp konuşamazsınız bir kaç cümle dökülür anlamsız susarsınız. sizin canınız yanar yanarken üşürsünüz sokağa kendinizi bırakıp.
-
hiçbir sebep yokken yapılınca daha bi zevkli oluyor bu hengâme. mesela ben hep ilkolkul ve ortaokulda yapardım böyle hiçbir neden yokken önümdeki yürüyen kişiye arkadan bi yurmuk atardım sonra başlardık çamurlu sokaklarda yuvarlanmaya. hey gidi günler hey.
-
arkadas, kardes ya da sevgili... sevgisine güvenilmeyen bir insanla yapilamaz. ya bir daha barismazsa benimle diye.
-
arkasından "bir elime geçirsem görür o gününü" şeklinde ortalık da atıp tutmak yerine, eteğindeki taşları yüzüne bakarak dökmenin, içindekileri akıtıp seni kemirmesine izin vermemenin, böylece mışıl mışıl uyuyabilmenin rahatlığı. büyük nimet.
kavga eden adam da, sen konuşurken her zaman suratına mal mal bakıp tepkisiz kalarak seni daha da çileden çıkaran adamdan kat be kat daha iyidir. -
eskiden beceremediğim durum. ama ne zaman yatılı okula gidip kendi ayaklarımın üzerinde durmaya başladım, işte o zaman öğrendim kavga etmeyi, hakkımı savunmayı, itiraz etmeyi. çünkü ancak kavga edersem alabiliyordum istediğimi, ancak kavga edersem insanlar beni dikkate alıyordu. korkak, güçsüz görünmeye başladığın an kaybettiğin andı, öğrenmiştim.
ve tabi ki korkmadan düşündüklerini söyleyebilmek kendini iyi hissettiriyor. -
cogu zaman gereksizdir.
iki kisinin anlayissizligi üst üste biner ve taraflarin birbirini anlamayi istememesi en güzel zemindir kavga icin.
cok ileri gidilirse hatta, gercekten üzer ve üzüntünün miktarina paralel olarak yorar insani. bünye günlerce uyumak isteyebilir cok üzen bir kavganin sonrasinda.
halbuki insan gibi oturup konusarak, uzlasarak, iki tarafin da birer adim gelmesiyle cözülse, di mi yani..?
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap