*

  • ayni ifadenin farkli ki$ilerce farkli anlamlar icerdigi iddiasi boyunca olu$an beyhude karma$a, zaman dilimi, kir pidesi.
  • (bkz: yobazlik)
  • bence kişinin kendi içinde de yasayabilecegi bir durumdur.bir kelimeye eski verdigi deger ya da anlamın artık baska türlü birsey ifade etmesi ya da arada kalıp kişinin hiçbirşeyi toparlayamamasıyla ilgili bir süreçte yaşanılan tedirginlik sonucu da olabilir. o kelimeler rafa kaldırıldıktan sonra, gerektiginde, daha dogrusu sizi tekrar dürtüklemeye başladıgında herşey kaldıgı yerden devam edecektir.tarihin tekerrür etmeyecegi umuduyla...
  • tartışan insanların düşmemeye özen göstermeleri ve düşmüşler ise önce o kavramı tartışmaları gereken karmaşa türü.
  • içinde yaşadığım bu güzide memleketi en güzel özetleyen kelimeler bütünüdür bana kalırsa.

    ne hakka ne hukuka, ne özgürlüğe ne de bir duruma müdahale etme gereksinimine kavram karmaşası yaşamadan yaklaşamaz olduk. politikaya, insanların sınıflandırılmasına (!?) falan değinmiyorum bile.

    resmen hayati değeri olan her noktada, her alanda kavram karmaşası var. kafalar fena halde karışık. götten kavram üretip de altına zebil zibilyon isim yazarak etiketleme gibi bi moda içine girilmiş, böyle bir ortamda bir de..

    durmadan birileri birilerinin insanlığını, diğeri berikinin hakkaniyetini falan sorguluyor, olmuyor böyle diyor falan.

    ya daha bugün, arkadaşımla oturuyorum, 'bu dinciler çok sapıttı' dedi adam. dedim ki yapılanlar yanlış, öc alınma kafasında adamlar, bu da gelip geçecek, sonra bir başkası gelip bunun öcünü alacak, bu böyle boktan bir döngüdür, adam bana diyor ki keşke zamanında topunun kökünü kurutsaymışlar. ya abi anlamıyorum bunu ben. bunu her kim derse desin anlamıyorum. 'kökümüzü kurutacaklar' korkusu ile yola çıkıp analarını niye sikmedik deme eşiğini geçiyorsun, bilader 'biz' ve 'siz' kavramlarına parmakla gösterecek insan bile buluyosun çevrende. bunu anlamıyorum işte. bu cidden gerekli mi aga? sorsan herkes mağdur amına koyayım, sorsan herkes kendine haksızlık yapılmasın diye ortalığın amına koyuyor. 'onlar bu kadar mağdur değildi' falan diyor mesela. bizi iyi sikiyorlar diyor. bilemiyorum. bu mevzuda da benim kafamda bi karmaşa var.

    bence kimse kimseye dokunmasa, sorgulamasa, herkes dilediğince yaşasa, 'kendi dünyasında' başkasına neden lan neden gibi diretmelerde bulunmadan, bu dünya gayet rahat olurdu.

    ha bak şu da yok mu; 'hocu ben adama diyorum ki bizim dinle alıp veremediğimiz yok, senin kadar dini bütün hayatlarımız olmayabilir, bizi bırak sen, işine bak' adam burdan alıp yürüyüp etraf topluyor 'ben bu lafta haramla helalin savaşını gördüm' diye. kendisinin katılıp katılmaması yetmiyor, balo düzenlenmesi büyük bir günah adama göre. olmamalı dünyada böyle bir şey. hele türkiyede! buna tepki göstermek adına kabuğunu sertleştiriyor sizin deyiminizle laik! adam.

    bunun karşısında ne var peki? süt liman mükemmel insanlara acı mı çektiriliyor? laikçi dinci diye boktan bir sınıflamanın içine ne zaman girdik amına koyayım ya? madem akımsal lafları bireylere kendileri yazmış gibi batıracağız damardan, o vakit dinci denilen tayfaya da söylenecek söz, atılacak paraf çok, üstteki paragraftan aşşağı kalır gibi değil. şiddetin meşru olduğu bir ülkede, insan olmayı denemek sadece denemek ile kalıyor işte, ötesine geçemiyor malesef.

    fikirlere inançlara hayat tarzına saygı nerede kaldı be gülüm? yahu benim ile aynı inanca sahip, (daha doğrusu aynı kafa karışıklığı denebilir) insan yok gibi. hani çok çok olabilir hocu diyolar bana. lan bu durum bana neden koymuyor? neden kalkıp insanlara empoze etme çabası içinde değilim? neden bir başkasının da senden olmasına ihtiyaç duyuyorsun be adem?

    ben kimseyi saf, temiz, güzel oooh harika yea diye görmüyorum, göremem. bir kere bile adil olamadığını düşündüğüm bu adalet sistemi, önce kafasındaki takkesini, şapkasını bir kenara bırakacak, öyle hüküm verecek, öyle karara varacak. yakın türkiye tarihi hakkında insanlara brifingler verecek kadar bilgili biri değilim, yağımda kavrulur giderim, ama bana kalırsa bir milletin bu noktaya gelebilmesi için büyük oranda geri zekalı insana ihtiyacı var. olay basit, senin ne yaptığından bana ne. olay bence bu kadar basit.

    lanet olsun bu hayat, lanet olsun bu sevgim der sözlerimi noktalarım.
  • köylüye köylü demenin, gözleri görmeyen birine kör demenin, ayağı aksayan birine sakat ya da topal demenin, zekası normalden düşük seviyede olan kimselere gerizekalı demenin ayıp,tuhaf karşılanması,hakaret kabul edilmesi, bu söylemlerin saygısızca olduğu ve aşağılamak amacıyla kullanıldıkları görüşü bu karmaşaya güzel örneklerdendir.
    şimdi.. şehirde yaşayan insanlar şehirli de, köyde yaşayan insanlar köylü değil mi? köylü olmanın neresi ayıp? "köylü" demenin neresi ayıp? önemli olan bunu senin hangi zihniyetle söylediğin. sen şehirde eğer bir işin yoksa aç kalırsın, sen bağımlısın, işverenin izin vermeden doktora bile gidemezsin, sen emir alırsın ama köylü ekmeğini de kendi yapar, sebzesini de kendi yetiştirir, emir vermez ama emir de almaz. kimseye ihtiyacı yoktur.
    kör, sakat yerine engelli, özürlü demek daha mı doğru? kimin doğrusu bu? adam kör ama ressam, sağır ama besteci, sakat ama olimpiyatlara gidiyor. kim demiş engelli diye? sen. peki sen yapabiliyor musun bunları? yooo. ne diye engelli diyosun o zaman? sen kimsin ki o insanların "engelli" olduğuna kanaat getiriyorsun. onlar için engel teşkil etmeyen bir şeyi sen nasıl böyle nitelendiriyorsun?
    bir de özürlü versiyonu var. kusurlu mu bu insanlar, bi kabahatleri mi var da özürlü oluyorlar. sen o minicik beyninle kör, topal diyip eksikliklerini açığa vurmaktansa durumu yumuşatıp özürlü diyorsun öyle mi? yumuşatmaya çalışırken ötekileştiriyorsun. aynı şey geri zekalı insanlar için de geçerli. 20 yaşındaki birinin zekasına sahip 10 yaşındaki biri ileri zekalı ise, 10 yaşındaki birinin zekasına sahip 20 yaşındaki biri de geri zekalıdır. ne var bunda? ileri derken değil ama geri derken rahatsız oluyorsun.
    insanların uzun boylu, kısa boylu, mavi gözlü, kahverengi gözlü, kel, zenci, şişman olması ne demekse, köylü, kör, topal, gerizekalı olması da o derece normaldir. asıl bu kavramların hakaret içerdiği düşüncesindekiler en büyük hakareti etmektedirler. insanın fikri neyse zikri de odur.
  • türkiye'nin en büyük sorunlarından biri. o kadar cahiliz ki sağdan soldan duyduğumuz kavramları birilerini etiketlemek için rasgele kullanıyoruz. mesela bi akıllı çıkıyor, andımız yasaklanıyosa ezan yasaklansın diyor, diğer akıllı buna kemalist(!) diyor, bi jöleli akıllı çıkıyor, sadece kendisi gibi olanları seven, onları kayıran, diğerlerinden üstün tutan ve onlara hizmet eden üstelik bunu açıkça dile getiren adama sosyalist(!) diyor, kul hakkı yiyene müslüman diyoruz mesela, barış yanlısı olana anarşist diyoruz sonra, ülkenin birliğini savunana vatan haini diyoruz. bu liste böyle uzayıp gidiyor. neyin ne demek olduğunu bilsek bu kadar kolay yaftalamayacağız insanları. bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmasak hayat ne güzel olacak halbuki. cehalet en büyük düşman!
  • özellikle siyasi konularda bunun çok fazla yapıldığını düşünüyorum. liberal olan insanlar kendini sosyalist olarak tanıtıyor öte yandan ulusalcılar solcu geçiniyor. entellektüelite burjuvazinin oyuncağı olmuş.
hesabın var mı? giriş yap