• ( ? - 1658 ) tarihleri arasında ya$amı$ türk saz $airidir. gençliği "murat reis" in yanında geçtiğinden dolayı bu lakabı almı$tır. yeniçeri olarak dördüncü muratın yanında "bağdat seferine" katıldı. tarih olayları üzerine $iirler ve destanlar yazdı. bunlardan en ünlüsü genç osmanın bağdat ku$atmasındaki yiğitçe sava$ı üzerine olanıdır.
  • halk ozanı. 17. yüzyıl halk şiirimizin asker ozanlarından biridir. cezayir'den bağdad'a dek çeşitli beldeler dolaşmış, savaşmış, savaşlara destanlar, yenilgilere, şehitlere ağıtlar düzmüş bir yeniçeri ozanı. kayıkçı kul mustafa'nın doğum ölüm yıllarını bilemiyoruz. yaşamı üzerine de açıklayıcı bilgilerden yoksunuz. ölümünün, abaza hasan paşa'nın ayaklanmasını dile getiren destandan 1659'dan sonra olduğu sanılıyor. böylece kayıkçı kul mustafa'nın 17. yüzyılın ilk yarısında yaşadığı ileri sürülüyor.
    kayıkçı kul mustafa'yla ilgili bilgilerimiz, onun şiirlerinden çıkarıldığınca şöyle özetlenebilir:
    murat reis'in ölümü (1609) dolayısıyla söylediği ağıt. buradan "kayıkçı" sanını cezayir'de bulunduğu sırada, görevinden ötürü aldığı sanılıyor. padişah 2. osman'ın bir ayaklanma sonucu öldürülmesini anlatan şiiri, şah 1. abbas'ın bağdad'ı ele geçirişi, 4. murat'ın 1630'da bağdad'ı kuşatması üzerine yazdıkları murat reis'in ölümünden sonra 4. murat'a "kul" olduğu, olayların içinde yaşadığını, yaşadığı olayların da şiirini söylediğini açıklıyor.
    bunların içinde en ünlüsü "genç osman destanı"dır. "genç osman", 4. murat'ın bağdad'ı kuşatmasında bir birlik komutanıdır. yapılan saldırı sırasında kaleden atılan oklarla yaralanıp, dicle'ye düşmüş, boğularak ölmüştür.
    kayıkçı kul mustafa'nın bu olayla ilgili olarak söylediği "genç osman" destanı kısa sürede bütün anadolu'ya yayılmış, büyük ün kazanmıştır. bugün bile "genç osman destanı"nın etkisinin tümüyle silindiği söylenemez.
    aslında, tarihlerin yazdıklarına göre bağdad ancak 1638 yılında ele geçirilebilmiş, kale bedenlerine sancağı da zor mustafa paşa dikmiştir ama bu olay kamuoyunda, kayıkçı kul mustafa'nın dile getirdiği "genç osman olayı"nın geniş etkisini silememiştir.
    şiirlerinde kimi söylemelerde zorlamalar görülüyorsa da, döneminde halk beğenilerini zorlamayan, yalınlığı, içtenliğiyle geniş etki bırakmış, ozanları da bir ölçüde bu etki altına alabilmiştir.

    kara gözlü dilber lebin lezzeti
    sükker midir şerbet midir bal mıdır
    dökülmüştür ak gerdanın üstüne
    kakül müdür sırma mıdır tel midir

    kudretinden eğnine hulle biçilmiş
    gerdanına siyah benler saçılmış
    hüsnünün bağında çiçek açılmış
    lale midir sümbül müdür gül müdür.
  • seni terkeylesem kaşları keman

    seni terk eylesem kaşları keman
    vefâsı olmayan yârdan nem kaldı
    cefâlım yok mudur göğsünde iman
    divâne eyledin arda nem kaldı

    ayrılasın bencileyin eşinden
    bir dem sevda gitmez olsun başından
    bu ayrılık kıldı beni işimden
    arayıp gezerim kârda nem kaldı

    akar gözyaşlarım bir dem silinmez
    kapuda kul oldum adım bilinmez
    ko serim sağ olsun yâr mı bulunmaz
    kadrimi bilmeyen yârda nem kaldı

    kul mustafa der ki severim candan
    gözlerim doludur kan ile nemden
    sevdiceğim farığ* olduysa benden
    çıkayım gideyim şunda nem kaldı *
  • sabâ selâm eyle gül yüzlü yâre

    sabâ selâm eyle gül yüzlü yâre
    o mübarek hatırcığı hoş mudur
    ben bendesi ayrı olalı gözden
    kadrin bilmezlerle hâli hoş mudur

    cânân bizim kıymetimiz bilmedi
    bu çeşmimden akan yaşı silmedi
    çok zamandır bir selâmı gelmedi
    bilmem o zalimin bağrı taş mıdır

    mustafa'm da yollarını gözetir
    rakip açmış zülüflerin düzetir
    olur olmaz sitemlerin bizedir
    adülarla* bâde içmek iş midir
  • ...
    eğer sorarsan halimden
    bir cansız ölüyüm şimdi
    aldanıp gönlüm alal'dan
    divâne, deliyim şimdi

    geceler girer düşüme
    başım erişmez yaşıma
    buyruk değilim başıma
    bir beyin kuluyum şimdi

    benim çektiğim kim çeker
    gözlerim kanlı yaş döker
    bulanık bulanık akar
    dağların seliyim şimdi

    ben yâre n'ettim n'eyledim
    aşkın deryasın' boyladım
    yüzümü türap eyledim
    geçenin yoluyum şimdi

    kul mustafa eydür coştum
    aşkın deryasına düştüm
    çok şükür yâre buluştum
    âleme uluyum şimdi
    ...
  • 17. yüzyıl yeniçeri ozanlarındandır. dönemin önemli olayları, çıkılan seferler, kazanılan zaferler ve bu seferlerde yiğitlik gösterien kişiler hakkında şiirler yazmıştır. şiirleri öncelikle yeniçeriler arasında sınır boylarındaki askerler arasında sevilerek okunmuş ve sonraki kuşaklara aktarılmıştır. bağdat seferinde büyük yiğitlik gösteren ve şehit olan genç osman isimli askerin ardından söylediği genç osman destanı ozanın başarısını zirveye taşımıştır. teknik olarak kusurlu olsa da içerik ve dil yoömnünden mükemmel şiirleri söylemiştir. dili sade ve doğal; yalın ve içtendir. yazdığı güzel şiirler sayesinde komutanları ve padişahı tarafından taktir görmüştür. koçaklama, destan, varsağı nazım şeklinde de şiirler söylemiştir.
  • gençken (küçük) murat reis'in leventlerinden birisidir, şu an marş olan genç osman türküsü'nün sözleri de kendisine aittir.

    murat reis için yazdığı eserlerden birisi şu şekildedir:

    kalktı yelken eyledi murat reis,
    baş başa düşmana varırım demiş.
    vaktinize hazır olun gaziler,
    ya ser veririm, ya ser alırım demiş.

    biz şaşırttık ol düşmanın yolunu,
    kimse bilmez gazilerin hâlini,
    hazır edin kumandanın birini,
    alırım yedekte sürürüm demiş.

    türk pirleri eydür, kurtarın bizi,
    biz de dedik allah kurtarır sizi.
    ölenimiz şehit, öldüren gazi,
    gün bugündür ururum demiş.

    kul mustafa'm daim söyler özünden
    gaziler de cenk eylemiş yolundan,
    koyuverin türk'ü bilek demirinden
    boyuna küffarı vururum demiş.
  • gençliğinde murat reis adında bir denizciye hzmet ettiği için ''kayıkçı'' takma adını almış şair.

    evliya çelebi'nin adlarını verdiği '' ordu şairleri '' arasında yer almıştır. şiirlerinin uzun yıllar yeniçeri ocaklarında okunması da bu görüşü doğrulamaktadır.

    şiirlerini bir çeşit saz (tanbura) olan, çöğür eşliğinde söylemiştir. doğallık.
hesabın var mı? giriş yap