• (bkz: dertli)
  • kederli; ilerleyen yaşına rağmen özene bezene kullandığınız otomobiliniz, zum yaparken içindeki aksamın sürtünmesi kulak tırmalasa da bir türlü ıskarta edemediğiniz ilk fotoğraf makineniz, liseden beri kullanmakta olduğunuz bir uçlu kalem, yorgun sınav öncesi gecelerde sizi bir kere yalnız bırakmadığının hatırına aradan geçen yıllara rağmen hep çayınızı onunla içmek istediğiniz bir beyaz sade bir kupadır.

    defter-kitap dünyasında kara kaplı ne ise eşya âleminde kederli odur. kederli; alışılan, benimsenen, bir türlü vazgeçilemeyen yâdigârların genel adıdır.*
  • aynı zamanda aksaray'ın ağaçören ilçesine bağlı bir köy.
  • böyle bir kavram var mı bilmiyorum ama bana göre ana duygulardan * biri olan üzüntünün bir uzantısı.

    geçmişi ve geleceği aynı anda içinde barındıran bi' duygu. nasıl desem;

    geçmiş: ingilizcedeki present perfect tense gibi; bu duyguya ulaşabilmek için geçmişten bi' şeyler getirmen gerekli. bi' anda gerçekleşen bi' olayla üzülebilirsin ama kederlenemezsin. kederlenebilmen için bi' birikmişlik olması gerekir.

    gelecek: keza geleceği de içinde barındırır çünkü gelecek projeksiyonunun da çok iç açıcı görünmemesi gerekir. gelecekle ilgili bir ümit varsa kederli olmaktan söz edemeyiz.

    ayrıca pasif bi' duygu. bi' anda oluşmadığı gibi bi' anda da geçmez. yine üzüntü'den gidelim; bi' anda üzüldüğün gibi gelen bi' haberle bi' anda sevinebilirsin. ama kederi bir süre taşıman gerekir. değiştirmek için bi' şey yapamıyorsun. geçmesini beklemek zorundasın.

    not: çocuklukta duygusal ihmal. duyguları tanımlamak işe yarayabilir.
hesabın var mı? giriş yap