• ikinci yeni akimina dahil "modern turk sairler"indendir.
    (bkz: deniz orakcisi)
  • 1935'te istanbul'da doğmuştur.
    şiire ikinci yeni ile başlamış, fakat zamanla toplumcu gerçekçi bir şaire dönüşmüştür. toplumsal, siyasal olaylara duyarlı, tepkili şiirler yazmıştır.
    1983-1990 yılları arasında varlık dergisi'nde genel yayın yönetmenliği de yapmıştır.

    şiir kitapları şunlardır:
    gül yordamı (1959)
    ölü bir yaz (1960)
    tutsak kan (1963)
    kavganın yüreği (1973)
    yaşadığımız günlerin şiirleri (1974)
    sen de katılmalısın yaşamı savunmaya (1975)
    geceye karşı söylenmiştir (1978)
    kimlikleriniz lütfen (1981)
    araya giren görüntüler (1983)
    sınırlamıyor beni sevda (1985)
    insan yüzünün tarihinden bir cümle (1990)
    bir adı gurbet (1993)
    oğulları öldürülen analar (1995)
    onların sesleriyle bir kez daha (1999)
  • son şiir kitabı sevdalı buluşma geçtiğimiz günlerde adam yayınları tarafından basılan şair.
  • ...
    sınırlamıyor beni sevda
    yalnız senin görüntünle
    ne sendeki güzelliğe bağımlı
    ne benim duygularıma tutsak
    birlikte omuzladığımız dünya.

    zincirleri yok kafamızda
    yalnız birbirimizi düşünmenin.
    birlikte ürettiğimiz sevinç
    çürüyüp giderdi çoktan
    paylaşmasaydık başkalarıyla. *
    ...
  • genç şair efe duyan ile takas isimli ortak şiir kitabı yakınlarda sanat cephesi yayınlarından çıkan usta ozan.
  • 2009 pen şiir ödülü’nü kazanan şair kişi. dünya şiir günü bildirisi de bir o kadar şairanedir:

    bir yüzleşme günündeyiz yine.
    yine şiire bakıyoruz. yine şiir ne işe yarar diyenlerle göz göze gelerek.
    sesimizde yankılanan yine öncelikli bir soru: hangi niteliklerle yüz yüze getirir bizi şiir?
    sayabiliriz o niteliklerin birkaçını hemen: yaratıcı eyleme merak, dönüşü olmayana cesaret, sıradana açılan savaş, emeğe gösterilen saygı, duyarlığa tanınan özgürlük, tasarlananı genişleten ufuk...
    şöyle diyebiliriz örneğin:
    “çin seddi bittiği akşam duvarcılar nereye gittiler?” diye soran meraktır şiir.
    kralı çıplak gördüğünde korkağın söyleyemediği cesur sözdür.
    sıradanın yavanlığına başkaldıran çeşitlilik, emeği hor görene indirilen tokattır.
    duyarlığı sınırlı tutanın karşısına yeni bir dil ile, tasarlananı güdük bırakanın karşısına yeni bir dünya ile çıkandır.
    neruda'nın dediğini bir kez daha yineleyebiliriz öyleyse: yedi canlıdır şiir. bunca sömürü ve yoksulluğun insana yaşamı dar ettiği, işkence ve savaşlarla bunca zulmün, zorbalığın, kıyımın yeryüzünü kana boğduğu günlerde şiirin payına da canından olanların acısı düşer, soluğunun önüne birtakım engeller dikilir. ama her keresinde yeniden canlanacaktır o, yüzleşmek için ayağa yeniden kalkacaktır.
    her yüzleşme gününde kıyıcıya, zorbaya, işgalciye karşı diyeceği bir söz, yapacağı bir eylem, her yüzleşme gününde suskun kalanlara, boyun eğenlere karşı dolaşıma çıkaracağı bir öfke vardır çünkü. eylemini kendisi kalarak gerçekleştirmeyi, öfkesini sözcüklere bürüyerek biriktirmeyi, sözünü çoğu kez yalın söylemeyi yeğlese de, onlarca kıyıcının, zorbanın, işgalcinin ve suskunluğun üstüne yürürken yalınayak değildir. çıkarıp kafalarına fırlatacağı bir ayakkabısı her zaman vardır.
  • geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etmiştir. anısı yolumuza ışık olsun.

    bir yürüyüşün sonunda şarkı

    gökyüzü ilk kez benim, çünkü yukarıya
    kaldırınca parmağımı değecek kadar yakın

    deniz benim, ilk kez benim, sularını ayaklarımla
    köpürtecek, sesini dolduracak kadar avuçlarıma

    rüzgâr ilk kez, sözcükler ilk kez benim, yelelerine
    tutunup da uçacak kadar, uçuracak kadar yüreğimi

    bir yürüyüşün sonunda uç veren kanatlarla
    acıyı silebilirim, yazıldıkça alnına çocukların

    bir adımda geçebilirim kentin ıssızlığından
    göğün, rüzgârın, denizin coşkulu kalabalığına

    ilk kez benim, ilk kez soluğunu elimde
    bir bayrak gibi tutuyorum,
    bir daha bırakmamak üzere..

    http://haber.sol.org.tr/…etler/mansetsag/15871.html
  • dün, dev gibi* bir şairi yitirdik. kemal özer de artık konuşmaları dinlenecek ustalardan, konuşmalarda anılacak ustalar sınıfına geçti. keşke daha zamanı olsaydı..

    yordam'ın* bastığı kemal özer şiir kartlarını duvarıma asmıştım.. sınırlamıyor beni sevda'yı, kumsalda'yı, birikime inanmak'ı.. her gün gördüğüm biri gibi karşımdaydı şiirleri birkaç yıldır. bundan sonra da öyle olmaya devam edecek.

    kemal özer'i her anışımızda hem kendi şiirlerini, hem de türkiye'de tanınmalarına, yayımlanmalarına önayak olduğu mücadele şairlerini, lubomir levçevleri, miklos radnotileri, erik stinusları, attila jozsefleri anımsayacağım.. ve bir de duru sesiyle, sakin sakin şiir okuyuşunu..

    yolu yolumuz olsun..
hesabın var mı? giriş yap