*

  • (bkz: cafe kemal)
  • moda çay bahçesi 'nin yanında, nispeten küçük olan çay bahçesi. bazı karşılıklı sandelyeleri, şeffaf bir brandayla sarıp sarmalanmıştır sigara dumanından rahatsız olunmasın diye. açık havada sigara içilen ve içilmeyen olarak iki bölüm yapmak da değişik bir fikir tabii.
  • akla ziyan ve modern mimarinin plastiği yeni keşfettiği yıllarla postmodern bir gönderme hissi veren şeffaf hücreciklerinin tüm dünyada bir eşinin daha olmadığına eminim. herşeyi ilginçtir kemalin yerinin, siyah plastik tıkaçlı şekerlikleri, dev çay bardakları, mor eflatun renklerde bilimum konserve kutusundan devşirme çiçeklikleri. gene de tüm bu eklektikliğine rağmen modanın en güzel manzarası oradadır ve masa aralarında uçuşup duran serçelere bir tek orada raslanır.
  • (bkz: ismailin yeri)
  • izmir alsancakta gazi kadinlar sokaginda bulunan ara sicaklari ve bunlarla sunduklari soslari deh$et leziz balik lokantasi. ana yemek olarak gelen hesap gibi tuzlu olan levregi tavsiye edilir.
    (bkz: sutlu balik)
    (bkz: tuzda levrek)
  • marmara hukukta okuyanlarin da oldukca sik takildiklari mekan.. inanilmaz guzel bir manzaraya sahip.. insanin oraya gidip yillarca oturasi geliyor..
  • modada, kışın dahi rüzgarı sert yemeden sevgilinizle gözgöze bakışıp çay yudumlayabielceğiniz yer.
  • moda'da hemen sahilin üst kısmında konuşlanmış olan bu yer pek hoştur pek güzeldir ve pek severiz de, son ziyeretimizde, bir müşterisi olarak beni hayal kırıklığına uğratmıştır . . . son zamanlarda, özellikle haftasonlarında deli gibi dolmaya başlayan kemal'in yeri artık müşterilerine içeride oturacak masa olmadığını, girişe bir halat çekerek bildiriyor . . . halat her ne kadar pembe de olsa bu müşteriye karşı yapılmış öküzce bir davranıştır . . . içerisi doluysa doludur, o benim sorunumdur ve zaten bunu bir dakika orada durup içeriye göz atarak anlayabilirim, ama "girmee beee! hadii doluyuuzzz!! ikilee!" diye suratınıza bağıran bir halat ve kapıda başka ilgilinin bulunmadığı bir müesseseye ben bir müşteri olarak neden para kazandırayım ki, diye düşündürmeye başlamıştır beni . . .
  • yerler yeşil halı ile kaplanmış (ne gerek varsa), garsonlara tuhaf palyaço pantalonları giydirilmiş, moda sakinleri için eski cazibesini yitirmiştir. yer bulmak epeyce bir sorun olmanın ötesinde garsonların muamelesi de hayli değişmiştir. yazık olmuştur.
  • çocukluğumun modasının vazgeçilmez mekanı...
    kâh edip akbayram ve dostlar, kah rahmetli barış manço ile karşılaştığımız, kütük masaları güzel müziği, nezih insanları ve özellikle orayı bir buluşma noktası kabul etmiş tanınmış - tanınmamış müzisyenleri ile keyifli bir mekandı...
    kütük masalara yazın bir büyülteç marifeti ile güneş ışığını kullanarak hasretinden prangalar eskittim yazardık... en az 5 - 6 kütük masaya yazmıştık ve orada oturduğumuz masaya ikinci kez oturduğumuzda - ki aslında çok dolu değilse hep aynı masada oturulurdu- kendi yazımızı görüp şöyle bi kasılırdık* kendi kendimize...
    geçen hafta ailecek moda'ya gittik de..... moda bizden daha erken davranmış, o da bi yerlere gitmiş...
    kemalin yeri mi ?
    ...üzüldüm....
    ne o eski havası var, ne o eski servisi, müziği.... çayı bile çay gibi gelmedi...
    ya ben çok güzel hatırlıyorum orayı, ya da şimdiki hali feci...
    sanki, gidenler alınmasın ama, ayağa düşmüş * gibi geldi...
hesabın var mı? giriş yap