• ya bi gider misin canım kardeşim denilecek gerçekler. konu hassas insanları yanlış yönlendirmeyelim lütfen, bakın topluma örnek olmam lazım, doğuş'a bağlayıp kabalaşmak istemiyorum, lütfen.
  • bu ve benzeri başlıklarda yazılan, kişisel yorum da içeren yazıları doğru bulmuyorum. kanser çok hassas bir konu. hem hasta olan hem de hasta yakını olan çok kişi okuyor buraları. moral-motivasyonun en yüksek olması gereken, doktora güven ile ilerlenen zor ve meşakkatli bir tedavi süreci var. bu ve benzeri yazılar, yeterince şoka maruz kalmış ve kafa karışıklığı yaşayan insanların biraz daha kafalarını karıştırmaktan öteye gitmiyor. sürekli sorgulama içinde olan kişilerin güven duyması gereken doktorunu, uygulanan tedavi yöntemini de sorgulamasına yol açıyor. okumak, öğrenmek ve bilgilenmek güzel ancak adı bile ilk anda insanın aklına çaresizliği, ölümü getiren bir hastalık kanser. yaşamayan bilmez, empati de kuramaz. yazarken güven kırıcı ve karışıklık yaratacak yazılar yazmamaya özen gösterilmeli, özellikle hastalıklarla ilgili konularda.
  • her ne kadar armstrong'un kitabinda yazdiklarini canlandirabilsem de (bir yere kadar) insanlarin bu tedavi yontemindeki direnclerine hayranim. iki kisinin birebir yaninda oldum. o bitkinlik hali, o yasam ile olum arasindaki cizgide ne yapacagini bilememek ve en kotusu de yakinlarinin o bos bakislari.

    guclu insanlara selam olsun.
  • şu bakteri efsanesinin yanlışlandığı 100 yılı geçti hala bilimsel diye yazıyor sığır. bu kadarını hürriyet ve habertürk bile yapmıyor amk.
  • okumuş cahiller bazen zır cahillerden daha beter olabiliyor..
    bunlar daha tehlikelidir..
    biliyormuş gibi görünürler anlatırlar..
    zır cahile inanmaz kimse ama bu kendini inandırır da..

    arkadaş saçma sapan yorumlar yapmayın da zaten büyük üzüntü yaşayan ve yıpranan insanları bir daha üzmeyin!
  • vitamin d konusunda doğru bir konuya parmak basmış olan yazar, koruyucu hekimlik ile tedavi edici hekimliği birbirine karıştırıp ortaya mayonez kıvamında bir fikir atmıştır. vitamin d, vitamin e ve bilumum antioksidanlar, stresten uzak yaşam, spor, güçlü bir bağışıklık, sigaradan uzak durulması, vücut kitle indeksinin kontrolü ve en önemlisi sağlam bir genetik çanta kanserden koruyucudur evet. angelina jolie gibi brca1 gen mutasyonuna sahip kadınların mastektomi ve salfingo-ooferektomi geçirmesi de kanserden koruyucudur evet. ya da apc gen mutasyonuna sahip ve %100 kolon kanseri geliştirebilecek birinde total proktokolektomi geçirmesi de koruyucudur evet.

    fakat bir kere buna yakalandın mı işin rengi değişir. o zaman o beğenmediğin kemoterapi ilaçlarını afedersiniz ama sike sike almak durumundasın eğer 3-5 ay daha yaşamak istersen. yok istemiyorum dersen orası ayrı. herkesin kendi kararıdır.

    şöyle bir durum da var. 1960lı yıllarda bulunmuş kemoterapötikleri bu çağda hala kullanıyoruz. eski teknoloji ilaçtan çok da birşey beklememeli. ha ömrü uzatır mı uzatır. ama adamı ağzından dışkılatır.

    son zamanlarda artık kişiye ve hedefe yönelik tedaviler kanser hastalığında önemli yer işgal etmeye başladı. gördüğüm bir hasta 7 yıldır mide tümörü hastası ve günde bir tablet imatinib denilen ilaçla hayatını idame ettiriyor ve hemen hemen yan etkisi yok. bazı şeyler zamanla be arkadaşım.

    özet: kanser önümüzdeki 20 yıllık süreçte öldüren bir hastalık olmaktan çıkıp tansiyon şeker gibi süreğen bir hastalık haline gelecek. gelmezse beni bulun.
  • kemoterapi gerçeklerini onkologlar söyleyebilir. gerçekten dahiliye uzmanlığı sonrası üst ihtisas yapan bir onkoloğun; 3 senelik eğitimi boyunca hocalarından devamlı yalan söylemesi gerektiğini mi öğreniyor sanıyorsunuz?

    yazık yani. bu kadar önemli bir konuyu bu kadar basite indirgemeyin. milyonlarca insan bu yazılanlardan etkileniyor. insanların hayatıyla oynamayın.

    onlarca makale yazmıyor linkte. pubmed den verin linki okuyalım.

    lütfen ama lütfen bu linkte ki gibi bi karbonatlı su tüketmeyin. yapmayın ya yazıktır insanlara.
  • kemoterapi evet sitotoksik ama hızlı coğalan yani tumor hucreleri gibi turnoverı bolunme hizi yuksek hucrelerı hedef alır.

    binbir cesit kanser var kimisinde oncelıklı olarak cerrahi, kimisinde kemoterapi ve radyoterapi uygulanir. kimisinde bu tedavi rejimleri beraber uygulanir. bu daha once yapılmıs arastirmalarla, uygulamalarla, hesaplanan surveylerle, tumorun evresıyle buyukluğuyle yayılımıyla yeriyle ilgili. hic bi doktor sizi oldurmek ıstemez. aksine size en uygun ve o tarihte en gecerli tedaviyi tartısırlar planlarlar uygularlar. ne yazik ki her seferinde mutlu sonuclar alinmiyor. butun kanserler erken evrede ya da cerrahiye uygun olmuyor. cerrahlar disinda kimsenin de elinde sihirli değnekler yok.
  • facebook'ta da paylaşıldığını gördüm bu yazının; cidden çok hassas yaklaşılması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. tüm hastalıklarda (basit bir diş tedavisinden tutun, parmağınızda çıkan siğile kadar) doktora güvenmek çooooook önemli. bu tür yazılarda doğru olan bilgiler de olabilir ama "doktoruna güvenme, seni zehirliyor!" gibi bir yaklaşım ile şu anda hasta olan ya da hasta yakını olan insanlara ne yaptıklarını düşünebiliyorlar mı bu yazıları yazan ve paylaşanlar, cidden merak ediyorum.

    "şunu da yap, iyi gelir" dersin.
    "ben bunu yedim, şurada yaşadım, kanseri yendim" dersin. ki diyenler var, dinleyeni de, "bana ne?!" diyeni de olduğu gibi.

    ama insanların ortasında olduğu bir sürece bu denli keskin ifadelerle yaklaşmak kadar hem fiziken hem de ruhen tehlikeli bir yaklaşım düşünemiyorum.
hesabın var mı? giriş yap