• ford v ferrari filmi ile tanıştığımız ve gönüllerimizde taht kurmuş efsane pilot.

    1918 doğumlu. 15 yaşında başlıyor motorlarla ilgilenmeye, ardından da teknik eğitim alıyor. askere gidip tank kullanmadan önce motorsiklet yarışlarına katılıyor miles.

    savaştan sonra yarışçılık ve ustalık yapmaya devam ediyor. 1951-1952 yıllarında amerika ya taşınıyor. 1953 yılında da scca da kendi özel tasarım bir aracıyla tam üst üste 14 tane yarış kazanıyor.

    kendisini usta olarak tanımlıyor. önce usta, ondan sonra pilotluk. hatta tam söylediği de şu:

    "ı am a mechanic. that has been the direction of my entire vocational life. driving is a hobby, a relaxation for me, like golfing is to others. ı should like to drive a formula one machine, not for the grand prize, but just to see what it is like. ı should think it would be jolly good fun!"

    aynı sene içerisinde, 1966 da sebring ve daytona yarışlarını kazanmıştır. aslında aynı yıl içinde filmde anlatıldığı gibi lemans ı da kazanmış olsa da, teknik bir mevzudan dolayı kendisinin hanesine işlenmemiştir bu kazanç. kanımca bir utançtır ford adına. (edit: 48 yaşında elde ediyor adam bu başarıları)

    aynı sene, 1966 da bir aracı test ederken ölmüştür.
  • ford v ferrari filmine konu oluyor.güzel film tavsiye ederim.christian bale,matt damon ,john bertnall gibi efsane oyuncular yer almaktadır.
  • adam gibi adamdır. şerefsiz ford yüzünden hiçbir zaman hak ettiği değeri görememiştir. gerçek bir kahraman. keşke sikik ford değil de ferrari adına yarışsaydın.
  • yarışın son turunda yavaşladığı an, sende düzenin adamı oldun ken dedim, aynen de öyle oldu. iki dakikada harcadılar adamı.
  • eğer (bkz: ford v ferrari) filminde anlatıldığı gibiyse olaylar, beton yetmez bir adamdır. tutkusu ile bir vizyonun oluşmasına imza atmış, bunun karşılığını alıp alamadığı tartışılır, tam bir görev adamıdır filmde görüldüğü kadarıyla. yine bir (bkz: christian bale) klasiği sayesinde haberimin olduğu insandır.

    bu arada ford v ferrari gibi bir filmin çevirisinin (bkz: asfaltın kralları) olmasının da epey talihsiz olduğunu belirtmekte fayda görüyorum. filmin güzelliğine, kalitesine, ken miles abimize ayıptır.
  • filmde anlatıldığı gibiyse olanlar, haksızlığa uğramış kişidir. ve en ağır tarafı, bu haksızlık kendi seçimiyle gelmiştir. christian bale de iç cızlatma konusunda her zamanki gibi başarılı.
  • 1918-1966 yıllarında yaşamış ingiliz mekaniker. kendini pilottan çok mekaniker olarak tanımlıyor. çoğu insan kendini ford v ferrari filmiyle tanıdı. film beklenildiği gibi dramatik yapılmış tıpkı rush gibi. gerçekte ne ken miles bu kadar mazlum biri ne de carroll shelby böyle iyi biri. filme göre ken miles takıma katıldığı sene, yani 1966'da le mans'ı kazanıyor ama bu doğru değil. zira miles shelby american takımı için 1963'ten beri test pilotluğu ve mekanikerliği yapmaktaydı.

    ayrıca filmde bahsedilmemiş ama 1966 le mans 24 saat yarışı kendisinin katıldığı ilk le mans yarışı değil. ondan önceki sene de katılmış ama vites kutusundaki sorun yüzünden yarışı tamamlayamamıştır. 1966'da ferrari pilotu lorenzo bandini yarış dışı kaldıktan sonra liderliği ele almış ama ford takımlarının hepsinin aynı anda finiş görürken fotoğraflanmasını istedikleri için kendisinden yavaşlaması ve arkasındaki ford arabalarını beklemesi talep edilmiştir. o da bu talebe uymuş ama bir diğer ford pilotu, önceki yıl takım arkadaşı olmuş bruce mclaren kendisinden daha arkada yarışa başladığı için daha uzun mesafe katetmiş sayıldı ve sadece 8 metreyle yarışı kazandı. böyle 1966'da 24 saatlik daytona ve 12 saatlik sebring yarışlarını kazanan ken miles'a le mans'ı kazanmak nasip olmamıştı. yarıştan iki ay sonra yeni ford aracının testi sırasında o zamanların test pilotlarının çoğunlukta başına gelen bir şey olmuş ve miles 300 km/s üzerinde hızla kaza yapmış, darbenin şiddetinden parçalanarak ölmüş, araç da ateş almıştı. 2001 yılında abd'de motorsporlarının hall of fame'ine alınmıştır. rip.
  • ıı. dünya savaşı sırasında ingiliz ordusu'nda tank mekanikçisi olarak görev yapmış.
  • t: hakkı yenmiş güzel bir insan daha.

    bale abimizi görünce " bu adam kötü işlenmiş senaryoda oynamaz" deyip bir şans verdim.

    elbet herşeyin sonu vardır, her güzel şey bir gün biter ancak, ulan dedim bir hikaye de sulu sepken drama olmasın, üst üste başarılısın, biz de tatmin olalım bir kere. hevesimizi öyle kırdılar ki, resmen mutluluk kekemesi olduk, hep bir yarım kalmalar.

    güzel anlatılmış bir hikaye, bir araba yarışı filmi için, sırıtmayan cgi'lar, tadında müzikler, zamanın ruhunu ebeveynlik hususunda bile yansıtan diyaloglar.

    filmi izlemediyseniz bir şans verin ama kendinize.
hesabın var mı? giriş yap