kendi ayakları üzerinde durmak ^*

• bir baltaya sap olmak, ekonomik ozgurlugunu elde etmek, is-guc sagibi olmak durumunu ifade eden tanim.
• yeni dogan geyik,at ve benzeri hayvanların ya$am mucadelesi. dogdugu yere gore^* ba$arı suresinin hızlanması umit edilir zaman zaman.
• yardım, destek görmeden hayati ihtiyaçlarını karşılayabilme ve idame ettirebilme.
• bazı sırtında altın semer vurulmus olanların kendini uzak diyarlara dahi atsa beceremeyeceği olaydır. bir garip aldanışın içinde sürüklenir giderler adına hayat dedikleri, enselerinde "birileri"nin müdahelesini hissederken hala. yazıktır, günahtır ve hatta acınasıdır bazan bu kişiler ve fakat kendini bir parça sevmekteyse insan uzak durmalıdır böyle ümitsiz vakalardan...
• muhtac olmadan, saglam, kendin olarak yasamak...
• baskalarinin olsa olsa koltuk degnegi islevi gorebilecegini anlamak, sonra da koltuk degneklerini bir kenara birakmak.
• (bkz: homo erectus)
• kahramanlık değil olması gereken bir şey.
  herşeyi tek başına halletmen anlamına gelmez.
  ayakların titrediğinde yorulduğunda yardım istemeyi bildiğinde düşmezsin.
  (bkz: kendi yağında kavrulmak)
• var - olmanin on kosuludur. en onemlisi maddi olan degil, manevi olandir. varolabilmek icin sahip olma gereksinimi duyanlar zannedilenin aksine kendi ayaklari uzerinde degillerdir.
  
  kendi ozu ile baska bir varligin ruhunu ezmek, iktidar kurmak, siddet uygulamak bunlar hep var-olabilmek icin baskasina ihtiyac duymaktir. ne ironiktir ki, gucluluk ve iktidar ile ozdeslestirilen bir cok sey temelde bagimlilik ve zayifliktir.
• çok sık yapıldığında varise yol açabilecek durum. yani buradan da anlayabiliriz bir insanın kendi ayakları üzerinde durup durmadığını. en güzeli durabilmek ama zaman zaman deniz yatağına da başvurabilmektir tabiy. ferdiyet bi yere kadar.