• "yıktığın bir köprünün başındasın
    geriye bakıyorsun geldigin yola
    ayak izlerinde ayrık otlar yeşermiş..
    gülümsüyorsun..
    okunaksız mektuplar ve tütün kırıntıları kalmış biten bir aşktan
    bilgelik arıyorsun yıkıntıların arasında
    oysa bir bardak suyun yalnızlığında yatıyor bilgelik
    bir kuyuya bırakılan taşın çaresizliğinde
    gözlerimi kapayıp, ne desem anlaşılmayacak bile bile,
    düşüyorum yola..
    çoktan unuttuğum bir ezgi kulaklarımı tırmalarken.."
  • (bkz: halil cibran)
  • mandela'nın günlükleri, rüya kayıtları, mektupları... güney afrika'nın acı dolu dönüşümünü anlatan bir kitap.
    orjinal ismi için
    (bkz: conversation with myself)
  • [kendimden başka kimse olmadı ki konuşacak. kendimle işte... yetiştirdiğim ağaçlar altında oturacak kadar büyümedi, büyüdüyse de ben göremedim. belki, ileride kedi olur kendi yerine.]

    demişim 27 temmuzda.

    bugün de kafamın içi çok kalabalık. kendimle değil içimdeki karanlıkla konuşuyorum sanki. ya da o benimle konuşuyor. parmaklarıma bakıyorum uzun uzun. arkada monitör, ekranda işler... baktığım yerlerde minik ışık topları patlıyor. tam göremiyorum.

    kedi artık konuşuyor. bir şeyler anlattığından eminim. ama henüz tam anlayamıyorum. yakında çözeceğiz birbirimizin dilini. belki ben layığıyla miyavlamayı öğrenirim. 40 yıldır kullandığım bu dilden verim alamıyorum zaten. ama yine de kedimle değil kendimle konuşurken bir bu dil var elimde.

    hepimizin içinde canavarlar var mı? bir tek bende mi var bu meret? öfkesi soluğumu kesiyor bazen. kendi öfkem sanıyorum. belki benim öfkemdir ama en çok o faydalanıyor sanki durumdan. keyiflendiğini, güçlendiğini hissediyorum. içerimde kemiklerimi kıracak kadar büyüyor. ağzımdan benim olmamasını umduğum kelimeler dökülüyor.

    ben o canavardan korktum hep. çocukluğumdan beri. büyüdüm, kendimi bir yalnızlığa hapsettim. ancak onu ehlileştirdiğim zamanlarda insan içine çıktım. ama galiba yalnız bende yok bundan. çünkü bazen ailemin bazı fertlerinde tekinsiz bir şeyler hissediyorum. onlar da kaçıp içlerine saklanıyorlar benim gibi.

    inziva canavarları terbiye etmek için mi icat edilmiş? faydalı bir icat bence. bir gün ıssız bir yere çekilip içimden çıkaracağım onu. kimseye zarar veremeyecek.

    bana bile.
  • montaigne - denemeler.
  • o kadar anlamadığım şey var ki mesela çirkin şişko(abartmıyorum tamam her şey güzellik değil de ne) kızlar bile yalnız değil . yalnız olmamın sırrı bu işleri çözememiş olmam herhalde.
  • kendimden bi haber yaşadığım bir dönemdeyim. herkese yabancı, kimseyi tanımayan. en yönsüz zamanlarımdayım, yaşım 25 olmak üzere, erken mi yaşlanıyorum ne?
  • her gün uyumadan önce 3 saat kadar süren olay. senden duyduklarını sana karşı kullanamayacak biriyle sohbet etmek aşırı iyi olduğundan uzun sürüyor olsa gerek.
  • kafamın içinde başlayan konuşmalar dile gelip duvara anlatılmaya başlanıyor bazen, bazen karınca topluluğuna, bazen de öylece gökyüzüne
  • az önce arkadaşım bir video linki attı izlemem için 5 dk lık birşey 3 defa tekrar ederek izledim kendimle konuşmaktan
hesabın var mı? giriş yap