kent deneyimi

• ekonomik sistemler bağlamında kent gelişimini irdeleyen david harvey kitabı.
  
  bazı kısımlarında sosyo-ekonomik ayrımlara göre şehir yapılanmasını incelerken kapitalizmin kent oluşumundaki rolüne değindiği pasajlar da içeriyor.
  
  mimar ya da şehir plancısı olmanıza gerek kalmadan gayet bir iktisat mezunuysanız da aşina gelebilir içeriği.
• "hiç tanımadığı kente gidip yüksek bir yerden bakarak aşağıdaki karmakarışık manzarada yer alan sokakları, binaları ve insan selini izleme fırsatını hangimiz kaçırır? şehrin sakinlerinin nadiren akıl ettikleri bir şeyi neden böylesine merak ederiz ve bunu yaparak ne kazanırız? michel de certeau (1984) new york'taki dünya ticaret merkezinin tepesine tırmanırken aklından geçenleri aktarıyor ve soruya ilginç bir yanıt veriyor: yükselme, diye yazıyor, bizi kentin pençesinden kurtarır, sokaklardaki hayatın hummalı hareketinden çeker alır; bir an için de olsa röntgenciye dönüşürüz. yükseliş, insanı ele geçiren büyüleyici dünyayı gözlerimizin önüne serilen bir metne dönüştürür. onu okumamızı mümkün kılar, bir tanrı gibi aşağılara bakan güneş gözüne dönüştürür. böyle bakış açısından, şehir tarafından ele geçirilmek yerine hayal gücümüzde biz şehri ele geçiririz.
  eyleme geçmeden önce düşünürüz ama düşünmeyi eylerken öğreniriz. teorinin buyurgan tepelerinden manzara seyretmek, o manzarayı dünya ticaret merkezinin tepesinden tanrı ve röntgenci gibi izlemeyi andırabilir ama deneyimden ve eylemden bihaber olmadığı gibi bunlardan kopuk da değildir. aynı zamanda meta-teorinin sağladığı kapsayıcı vizyonla kentsel deneyimin zengin çeşitliliği arasında gerilim doğması kaçınılmazdır. aralarındaki gerilim yaratıcılık esinleyebilir ama iki bakma tarzını aynı anda hem ayn hem de birbiri hakkında bilgilendirici olarak sürdürmek hiç de kolay değildir."
• "hem politikacılar hem de kent yöneticileri kendini topluluğun sembolü gören, otoritesini ve gücünü meşrulaştırmak için zorunlu araçları (geleneksel ve sembolik olduğu kadar yasal, finansal ve teknik araçları da) ele geçiren egemen sınıf yaratmak üzere koalisyon siyaseti oyunu oynamaktadır. bu koalisyon kamu yararından bahsetmekte ve faaliyetlerine karşı kaçınılmaz muhalefeti dindirmek için yeterli otoriteyi ya da çoğunluk desteğini (ödün vererek, kendi safına çekerek, partiler arası pazarlıklar yürüterek ve baskı uygulayarak) kazanmanın yollarını bulmaktadır."