• dincilerin faili dinci ya da dinciler olan her isyan, saldırı, katliam, cinayet olayından sonra somut vakanın arkasında başka şeyler olduğunu aslında olayın dincileri zor durumda bırakmak için tezgahlandığını iddia etmelerinin ifadesidir. öyle ki istisnasız bütün olaylar komplodur bunlara göre. fazla bir incelemeye gerek kalmadan spontane olarak örnekleyeceğim bazı belli başlı komplo(!) iddialarını.

    31 mart vakası
    din adina ayaklanilmiştir. vakanın en büyük provokatörü derviş vahdeti diye ne idüğü belirsiz bir adamın çıkardığı volkan gazetesidir. said nursi de bu gazetenin yazarlarındandır. olayın tam olarak mahiyeti bilinmemektedir. islamcılar komplo diye bağırmaktadırlar ama din adına ayaklanılmış olduğu gerçeği ve volkan gazetesinin rolü inkar edilememektedir. ahmet altan da isyan günlerinde aşk romanında değinmiştir. bu romanı da komplo iddialarına dayanak yapan malum zihniyet aslında romanda net bir şey olmadığını gözardı etmektedir. komplo ya da değil ama alt tabaka ve düşük rütbeli askerler din adına ayaklandırılmıştır. said nursi'nin yazarı olduğu volkan gazetesi de provokatördür.

    malum kesime sorarsanız tek yanıt vardır; komplo!

    kubilay olayi
    yine bir "din elden gidiyor" vakası. artık esrarkeş mi ne, adları da mehmet olan beş altı kişi malum olayı gerçekleştirip, bir yedek subayı şehit ediyorlar. olay bastırılıyor. yine tam olarak ne olduğu belli değil ama adamların din adına ortaya atıldıkları ve halkı provoke ettikleri açık. halk da zaten bu provokasyona teşne. malum kesime göre olay açıkça komplo. nasıl açıkça teşhis edebiliyorlarsa. adamlar da esrarkeş. adamlar esrarkeş ya da değil ama 76 sene sonra da danıştay olayının faili alkolik ilan edildi malum kesim tarafından.

    malum kesime sorarsanız tek yanıt vardır; komplo!

    sivas katliamı
    gerçekleşeli aradan çok da zaman geçmeyen bir olay. yine bir kalkışma. din iman adına kuduran kitleler ve bir otelde yakılan 37 kişi. olaylar sivas'taki malum kesimin yazılı ve sözlü tahrikleri, bir anda oteli saran 10.000 kişi, refah partisi il genel meclisi üyesi cafer erçakmak, binlerce kişinin sloganları, kastları ile açıkken bile "din düşmanlarının provokasyonu, komplo, derin devlet" diye yüzleri kızarmadan ortaya çıkan malum kesim organizmalarına da sık sık rastlıyoruz. derin devlet faktörü de olsa malum kesimin kitlesini temize çıkarmaz ve ne tür bir kitle yapısına sahip olduklarını ortaya kor bu olay. ki üniversitede aşırı islamcı bir grubun "şanlı sivas kıyamı kutlu olsun" diye ifadeler içeren afişlerle afişleme yaptığını da görmüş biriyim. uzun uzun anlatmaya gerek yok.

    malum kesime sorarsanız tek yanıt vardır; komplo!

    aydın ve bilimadamı cinayetleri
    kitlesel kalkışmalar tek tek katledilen aydınlar ve bilimadamları da oldu. hemen aklıma gelenler bahriye üçok, turan dursun, uğur mumcu, muammer aksoy, ahmet taner kışlalı, necip hablemitoğlu vs. bu cinayetler için bile yüzleri kızarmadan pişkin pişkin "dindar insanlar aleyhine komplo" diyen riyakar canlıları gördük. görmedik değil.

    şevki yılmaz kasetleri
    şimdi "ne alaka?" denebilir. ama komplo lafı üzerinden örneklemelere devam ediyoruz. özellikle şevki yılmaz ve bundan sonra fethullah gülen konusunda anlatacaklarım bir tanığın anlatımı gibi olacak. kişiselleştireceğim ama babam 35 yıllık milli görüşçü. hala da öyle. rte'yi sevmez ve farklı noktalardan sevmiyor olsak da belki de tek ortak noktamız. doksanlar refah partisi'nin yükseliş yıllarıydı. köylerde elden ele şevki yılmaz kasetleri dolaşıyor, ankara'ya istanbul'a gidenlere şevki yılmaz kasetleri ısmarlanıyordu. o dönem başka bir adla biliniyordu şevki yılmaz: abdullah müftüoğlu. bağırıyor, çağırıyor, ağlıyor, azarlıyordu. cihada çağırıyordu müminleri. dönem için de en uygun cihat refah partisi'ne oy vermekti. işte o yıllar başka bir şehirde yatılı okuyorum. fethullahçılar kanca atmış. yavaş yavaş içlerine çekiliyorum, babam da durumun farkında. refahçılar ile fethullahçıların arası limoni zaten. ben eve geldiğim zaman hakikatleri görmem için babam milli gençlik vakfı'ndan şevki yılmaz kasetleri getiriyor. zaten "onu dinleyen kesin refahçı olur" gibi bir inanışları vardı. hiç unutmam babam şevki yılmaz kasetini teybe ya da videoya koymuş, dinliyoruz. o ara fethullahçılarla da takılan biri olarak beş vakit namazımdayım. vakit geçiyor, kaset bitmiyor. abdest için paçalarımı sıvıyorum. babam coşmuş, "otur bu daha önemli" şevki yılmaz namazdan daha önemli yani. mantık şu: "namaz bireyseldir ama refah partisi tüm islam aleminin kurtuluşudur. kollektif bir sorumluluk vardır."

    bunları neden anlatıyorum? biliyorsunuz şevki yılmaz kasetleri patladı 28 şubat sürecinde. elbette patlayanlardan daha fazlası da vardı. kasetler teker teker çıkmaya başladı. adamlarda savunma klasik. komplo. ya yıllardır bildiğim şeyler. ne komplosu? yalan söylerken yüzleri bile kızarmıyordu bu ahlaklı ve dindar insanların. şevki yılmaz aynen şu repliği kullanmıştı: bana komple yaptılar.

    fethullah gülen kasetleri
    bilindiği üzere 1999'da fethullah gülen kasetleri patladı. o aralar adamlarla işim çoktan bitmişti. ama biraz geçmişe dönmek lazım. zira yedi sene içlerinde bulunduğum, abi olduğum, talebe eğittiğim bir cemaat sözkonusu cemaat. klasik bir beyin yıkama işlemi uyguladılar ve içlerine dahil ettiler. zaman geçtikçe, kendilerinden oldukça daha da döktüler ne idüklerini ortaya. şimdi çok hoşgörülü, çok atatürk sevdalısı ve modernler ya ta o dönemden bilirim. bir iki diyalog verelim:

    -hocaefendi ne zaman doğmuş abi?
    +11 kasım 1938
    - hımm neden? (bir hikmeti olmalı)
    + allah onun soluduğu havayı solutmamış işte.

    gerçi daha sonradan 11 kasım 1938'de doğmadığını da öğrendim ya neyse.

    -hocaefendi her yerde vaaz verdi, ankara'da vermedi.
    + neden?
    - onun azap çekerkenki çığlıkları rahatsız ediyormuş ankara'da. dayanamıyormuş.

    ve bir sürü akla ziyan saçmalık. bu içlerinde bulunduğum dönemde pek çok kasetini dinledim ve seyrettim fethullah hoca'nın. 1999'da ortaya çıkan kasetlerden daha sert ifadeler de içeren kasetler. örneğin namaz kılmayanı kafir ilan etmeler falan. ilgilenenler bilir. kasetler patladığında yanıt hazırdı. komplo. hani görmesem, bilmesem, yaşamasam inanacağım. ama işte yalanlar söylenip kıvırmalar yapılırken yüzler bile kızarmıyor.

    ps: şimdi ben bu dediklerimi yaşadım. eksiği var fazlası yok. "yalan söylüyorsun, iftira atıyorsun, sen de komplonun parçasısın" diyecek aslan parçaları da fırlayabilir. isteyen inanır isteyen inanmaz. fethullah gülen hakkında nuh mete yüksel güzel bir toplama yapmış. ilgilenenler şuradan bakabilirler (bkz: fethullah gülen davası iddianamesi)

    17 mayis 2006 danistay a yapilan saldiri
    henüz üzerinden üç ay geçen saldırı. adam gidip danıştay'da hakimlere kurşun yağdırdı. kurşun yağdırılan hakimleirn özelliği, vakit gazetesinin manşeti, siyasileirn sorumsuz ve hatta kışkırtıcı ifadeleri ortadayken, adam açık açık cinayeti türban için işlediğini itiraf etmişken komplo yaygaracıları yine ortaya fırladılar. ulusal sol bağlantılar kurdular, olayı iktidara ve dindarlara karşı bir komplo olarak lanse ettiler. kendi iddiaları üzerinden olayın türban için olduğunu söyleyenlere "yalancı" dediler, en ağır hakaretleri ettiler vs. burada da dolaylı tanıklığım var. adamı okul yıllarından tanıyan üç arkadaşım var. ta o zamandan ne olduğu belli. dini milliyetçi öğeleri ağır basan bir grubun mensubu, kavgalarda döven, dövülen biri. gerçi bu olayda komplo iddiaları çabuk ellerinde patladı ama hala utanmadan bunu dillendirenler var. hani tanıyanları bilmesem adamın ne olduğunu bizzat tanıyanların ağızlarından duymasam neyse. ama burada bile yüzleri kızarmadan tek ayak üstünde kırk senaryo üretip kırk türlü yalan söylediler. babasının ve annesinin duruşma günü sergiledikleri performans ve verdikleri imaj sanırım bazılarının gözünü açmıştır. oğluyla gurur duyan ve arkasında olduğunu söyleyen bir anne, milletin değerlerine aykırı davrananlara milletin gereken cevabı vereceğini söyleyen bir baba (bkz: idris arslan) ve tesettür defilesine çıkmış gibi kızkardeşler. http://www.sabah.com.tr/…454a4ebe51743bdfbade7b.jpg belki de çok derin komplo var. komplo için bu aile yapısına sahip biri özel olarak seçilmişti. bu kafadan gidersek bunun sonu gelmez. ama adamlar hala komplo diye geviş getiriyorlar.

    malum kesime sorarsanız tek yanıt vardır; komplo!

    haşemalı tesettür mayolu terörü
    son bir hafta gündemden inmeyen konu. adliyeye intikal etmiş bir olay. ancak burada da yanıltmadılar. önce "yalan haber" dediler, sonra komplo ilan ettiler, daha sonra da "olay aslında şöyle yaşandı" demeye başladılar. haber yalansa hiçbir olay yaşanmamıştır mantık olarak ama şimdi nasıl yaşandığını anlatmaya çalışıyorlar kendilerince. komplo ise bir tezgah vardır. o da nasıl bir tezgahsa. bir kaç kadın kendilerinden çok daha fazla ve içlerinde erkek olan bir gruba saldıracaklar ya da grubu provoke edecekler komplo gereği ve daha sonra yaşananları işleirne gelecek tarzda montajlamak üzere en ufak bir kayıt tertibatı da almayacaklar. şu an mutabık kalınan bir konu var. insanların olduğu bir yere çocuğunun kakasını yaptıran bir mümine anne ve dışkı kokusu.

    malum kesime sorarsanız tek yanıt vardır; komplo!

    şimdi soralım. tamam komplo ihtimallerini de varsayalım güzel hatırınız için. ama hiçbirinin doğru olma ihtimali yok mu? tüm komplolar bu kesim üzerine ve de çok planlıca mı yapılıyor? bu olaylarda kesiminizden olan aktörlerin hiç mi kusuru yok? örneğin sivas'taki 10.000 kişinin hepsi komplonun mu içindeydi? bakın anadolu sathında oruç tutmadığı için adama dövenleri, hatta öldürenleri, namaz kılmayanlara bıçakla saldıranları da konuşmadık. yani her şey size karşı komplo mu? mesela tesettürlüler içinde imkan bulsa diğer insanları da zorla kapamak isteyen kimseler yok mu? (bkz: #9573242), (bkz: trt de cehennemde yanacaksınız kavgası), (bkz: #9593027), (bkz: hristiyan oldugu icin spor salonundan kovulmak) gibi örnekler varken bir insana bikini giyiyor diye saldırılması çok mu ihtimaldışı?
  • - "dinci lafının laik depresiflerin ağzında sakız olması" ile arasında fark göremiyorum, ya sen?
    -- ben de göremiyorum.
  • laikligi, ataturkculugu savunanlar bu topraklarda masum topluluklarin kitlesel olumlerine sebep olmadigi; buna kar$ilik din, allah, peygamber, hocaefendi adina hareket eden beyinsizlerin binlerce masumun, onlarca aydinin i$kence gormesine olmesine, katledilmesine, yakilmasina sebep oldugu a$ikarken hakkinda tespit yapanlara hala utanmadan laf carptirilmaya cali$ilan konu.

    bunlar dinden tek $ey anlarlar : türban. onlara gore her mümin ezilmekte, eziyet gormektedir. gürül gürül ezan okunan, ramazan ayinin en $enlikli ay oldugu, okuldan cok cami yer alan, cogunlugunun i$ine allah'in adiyla ba$ladigi boyle bir ulkede ne bu saydiklarimi dile getirip kiclarinin uzerine oturup rahat dururlar ne de inandiklari kutsal kitabin acik, kesin hukumlerine aykiri onlarca yasa, yonetmelik varken akillarini muglak bir hukme baglanan turban meselesinden geri tutarlar.

    "...dedi ki: "ey kavmim! allah'a kulluk edin. sizin için ondan başka hiçbir ilah yoktur. rabbinizden size açık bir delil gelmiştir. artık ölçüyü ve tartıyı tam yapın. insanların mallarını eksiltmeyin. düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk etmeyin. inananlar iseniz bunlar sizin için hayırlıdır."

    "hatırlayın ki allah âd kavminden sonra, sizi onların yerine getirdi ve sizi yeryüzünde yerleştirdi. yerin ovalarında köşkler kuruyor, dağları oyup evler yapıyorsunuz. artık allah'ın nimetlerini anın da yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın."

    "allah'ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. dünyadan da nasibini unutma. allah'ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. çünkü allah bozguncuları sevmez."
  • beşli paketini çıkarmışlar piyasaya, şu sıralar işine gelen atıyor ağzına bir tane:

    (bkz: #10359893)

    ha komplo değil kolpa diyor ama orada değil mi, pardon pardon...
  • -alıntı-

    “büyük bir komplo. okul dışında öğrencilerin türban takmasına karışamayız. içerde çekilmiş görüntüler de bizim okulumuzda çekilmemiş olabilir. birileri sıralarımızın ve öğrencilerimizin kıyafetlerinin benzerleriyle, böyle bir provokatif komplo hazırlamış olabilir. ya da bunlar öğrencilerin muziplik olsun diye ders saati dışında yaptıkları şakalaşmanın görüntüleri olabilir. bu okul müfredata uygun eğitim yapmaktadır. mesai saatleri içerisinde bu tarz bir olayın cereyan etmesi mümkün değildir. bunu göze alabilecek bir idareci de yok. kanunlar herkese aynı mesafeden bakar. müdür ya da ben böyle bir cesaret gösteremem. bugüne kadar da böyle bir durum zuhur etmediğine göre bizim hüsnü niyetimiz açıktır.”

    -alıntı-

    http://w9.gazetevatan.com/…wsid=152405&categoryid=1
hesabın var mı? giriş yap