• içinde sınırlar elverdiğince her şeyin yapılabileceği sınırlı hayat, kum havuzu, yaşam kandırmacası.
  • envaiçeşit yollarla (yazarak, savrularak, söylenerek, ait olarak, sahiplenerek...) oluşturulan çeperlerin arkasına saklanarak yaşanmaya çalışılır.

    saklambaç oynarken, elleriyle gözünü kapatarak saklanan bir çocuk gibi.
  • huzur sevicinin hayatı.
    (bkz: huzur sevici)
    eylemsiz merak ne ise, korunaklı hayat da o'dur.
  • insanlarla arasına özenle duvar ören insanların hedeflediği hayattır.
  • yoktur oyle bir hayat.
    aileniz sizi evden disari yollamaz. kapali kapilar arkasinda dayak yersiniz yine de.
    arkadaslariniz arasindan secersiniz sevgilinizi, guveneyim diye, iyice taniyayim diye. hic bilmediginiz yuzunu gosterir sevdiginiz. kalirsiniz geride.
    koruyayim kendimi diye ne bir kotu aliskanliginiz olur, ne de buyuk bir hataniz. ince davranirsiniz insanlara, ince dusunursunuz kendinizce.
    kabaliklari ve iclerindeki kotulukle bu davranislariniza olabilecek en cirkin sifati yukler insanlar. sasirirsiniz siz de.
    ne kadar kendinizi korumaya calissaniz, evden cikinca kafaniza saksi dusecekse, duser. evdeyken duser saksi. tavan basiniza yikilir. dunya basiniza yikilir.
    koruyamazsiniz kendinizi. ne kadar isteseniz de korumayi.. hayat sizi bir sekilde aldatir.
  • korun-(h)aklı hayat.
  • yaşamın etrafına sınır koymayı gerektirir, çitlerle çevirmek dört bir yanını. duvar örmek gerekir içeridekini dışarıdan ayırmak için ve korumak dışarıdan gelecek darbelere karşı.

    sınır koymayı da, çit çekmeyi de, duvar örmeyi de severiz çoğunlukla. tüm bunları düşünmeden yaparız yapmasına da, korunaklı kısmın şartlarını yerine getiririz de hemen, peki ya yaşam diye bakınmaz mıyız sonra etrafa? o sınırların, çitlerin, duvarların neresindedir yaşam artık? geriye kalan sadece korunaktır artık. yaşam, hep olduğu gibi, dışarıda akmayı tercih etmiştir çoktan. sen de ya kendi ördüğün duvara yerleştirdiğin pencereden izlersin akıp giden hayatı ya da kendi koyduğun sınırları yine kendin yıkıp karışırsın ona. tercih senindir, sadece senin.
  • yavandır.
    başkaları tarafından üzülmemek adına risk almadan ve kendin gibi olmadan yaşayarak ne çok mutlu ne de çok mutsuz olmaktır.
  • şöyle bir şey;

    "ilaria diye düşünüyordum,bostanını ekip ilk bitkilerin filizlendiğini görünce,bir şeyin onlara zarar vereceğinden korkan bir çiftçiye benziyor.bunun üzerine suya ve rüzgara dayanıklı bir naylon örtü alıp üzerlerini kapatıyor,sonra tırtıllardan ve zararlı böceklerden korumak için bol bol ilaç sıkıyor.hiç dur durak bilmeden uğraşıyor;gece gündüz,bostanını nasıl koruyacağını düşünmediği bir an bile yok.

    derken bir sabah naylon örtüyü kaldırdığında tüm bitkilerin çürüyüp solduklarını görüp hayretler içinde kalıyor.onları kendi hallerinde büyümeye bıraksaydı bazıları gene ölürdü ama bazıları da dayanır,yaşardı.onun diktiklerinin yanında rüzgarın ve böceklerin taşıdıkları da yetişirdi.kimi ayrıkotu olur,yolunur ama bazıları da çiçek açar ve renkleriyle bostanın tekdüzeliğini yok ederlerdi.anlıyor musun?

    böyledir bu dünya,yaşam cömertlik ister:insanın kendi içindeki karakteri yetiştirmesi,ama bunu yaparken de çevredeki hiçbir şeyi algılamaması,hala soluk alsa da ölü olmaya benzer."

    (bkz: susanna tamaro)
hesabın var mı? giriş yap