• uçk- turkiyeninde aralarında bulundugu natobirlikleri ile yugoslavya arasında olmuş savaştır. mart 1998 sırp polisleri ve yugoslavya ordusu birlikleri uçk ya karşı saldırıya geçti. bununla birlikte kosovalı arnavutlara karşı da saldırıya geçtiler. bu nedenlebirleşmiş milletler ve avrupa birligi yugoslavya yı en azından konuşmaya ikna etmek için ambargo uygulamaya başladı. haziran 1998 de sırp kuvvetler kosova da yeni bir saldırıya geçtiler. uçk herkesi sirplara karşı direnmeye çagırıd. eylül 1998 de birleşmiş milletler hava gücünü harekat için hazırlamaya başladı.
    1998 lerin sonunda duran saldırılar ocak 1999 da yeniden başladı. nato javier solana aracılıgı ile yugoslavya yı hava saldırısı ile tehdit etti. bunun üzerine milosevic ülkeyi uluslararası gözlemcilere açmaya hazır oldugunu söyledi. 6 şubatta kosovalı arnavutlar ve yugoslavlar arasında barış görüşmeleri başladı. başlayan görüşmeler 19 martta sona erince 24 mart 1999 da nato saldırıları başladı. 9 temmuz da nato ile yugoslavya ile anlaştı ve 1o temmuzda yugoslav ordusu kosova dan çekilmeye başladı.
  • olayların temeli, slobodan milosevic rejiminde kosova'nın özerkliğinin elinden alınıp tamamen yugoslavya'ya bağlanmasıdır. daha sonra kosova bağımsızlığını ilan etmiş ancak arnavutluk dışında tanıyan hiçbir ülke olmamıştır.
    sonra (kosovalı arnavutlara göre) lafla hiçbir şeyin yürümeyeceği anlaşılınca uçk, sırp mevzilerine ufaktan ufaktan saldırıya geçmiştir ki kosova'da ilk çatışmaların çıktığı yer drenica'dır.
    ve olaylar gelişir...
  • slobodan miloseviç’in kosova’ya yönelik saldırısın temelinde çetnik siyasetinin yattığını söyleyebiliriz. bu düşünüş kosova’yı tüm sırplar’ın kutsal yurdu saymaktadır. çünkü tarihsel açıdan baktığımızda sırp ortodoks kilisesine ait en önemli manastır ve anıtlar kosova’dadır.

    kosova sorunun alevlenmesindeki tarihin, savaşın resmen başladığı 1998 tarihinden önceye gittiğini söyleyebiliriz. zira 1989’daki kosova’nın özerkliğinin tek taraflı olarak feshi ile arnavut ulusu kullandıkları anayasal hakları kaybetmiş, sırbistan’ın azınlık ulusu konumuna düşmüşlerdir. bunu destekler ölçüde arnavutça eğitim yapan priştine üniversitesi kapatılmış ve bölgedeki arnavutça eğitim sırp bürokrasisi tarafından tamamıyla kaldırılmıştır. tüm bu uygulamalara karşılık 1997’de ortaya çıkan kosova kurtuluş ordusu arnavutların silahlı mücadelesinin kurumsal çatısını oluşturmuştur.

    kosova’da da bosna’dakine benzer nitelikte bir etnik temizlik hareketinin mevcudiyetini görüyoruz. bu yüzden batı dünyası bölgedeki savaşa bir yıldan az bir sürede müdahale etmiş ve nato’nun 13 ekim 1998’deki ültimatomu ile 14 ekim’de sırp güçleri çekilmeye başlamıştır. bu durum uygulanacak bir güç tehdidinin savaşı kısa sürede sonlandırabileceğinin kanıtı olarak karşımızda durmaktadır. nitekim daha önce bosna’da müdahale için bm yetkisini bekleyen nato burada bu yetkiye gerek görmeden diplomasiyi arka plana atarak bölgeye müdahalede bulunmuştur. bu açıdan nato müdahalesi bir ilki de yaşatmıştır. ilk defa kendi topraklarındaki eylemleri nedeniyle bir ülkeye müdahalede bulunma hakkını kendinde gören nato bölgedeki trajedinin uzun sürmesini önlemiştir. bu açıdan nato’nun işlevi düşünülürse bosna savaşı sonrası yetkinin ve sorumluluğun yeniden tanımlanmasından söz edilebilir.

    nihayetinde nato müdahalesi sırp ulusunu durdurmasının yanında ( burada bahsedilen durdurma etnik temizliğin durdurulmasıdır yoksa toprak talebi miloseviç döneminde -hatta bugün bile- sona ermemiştir ) kosova’nın bağımlılık niteliğini de devam ettirmiştir. çünkü batı dünyası bu dönemde federal yapının sürmesinden yana iken kosova, miloseviç’in elinde halkının bir kozu olarak kalmaya devam etmiştir.
  • uçk-yugoslavya güçleri(sırbistan) arasında olan bir savaştır.1998 yılında başlayıp 1999 yılında nato'nun sırp bölgelerini bombalaması sonucu son bulmuştur.kosova galibiyeti ile sonuçlanmıştır.savaş sonunda birleşmiş milletler tarafından unmık (birleşmiş milletler kosova geçici misyonu) kurulmuştur.savaşın nedeni 1981'de slobodan miloseviç (yugoslavya başkanı)'in kosova'nın özerkliğini kaldırmasıdır.bu olaydan sonra arnavutlar başkana tepki olarak protestolar yapmışlardır.en sonunda yugoslav güçleri bu protestolara sert müdahele edince arnavutlar uçk (kosova kurtuluş ordusu) nu kurmuştur.1 yıllık savaşın sonunda sırplar ağır yenilgiye uğramıştır.toplamda 10 bin insan hayatını kaybetmiştir.
  • bir klişenin dediği gibi, her şey 1991 yılında başladı; ama 1991'in öncesi de vardı elbette. yugoslavya'nın etnik yapısındaki gerilimler, sanılanın ve anlatıla anlatıla ezberletilenin aksine 90'larda ansızın patlayan bir yanardağ değildir; italya'dan yunanistan'a kadar uzanan bir alandaki bir zincirdir ve en geç 1980'lerden beri kopma emareleri göstermektedir. kosova, 1980'li yıllarda yerel idare ve merkezi hükümet arasında silahlı çatışmalara sahne olmuştur ve ülkenin arnavut azınlığının 1974 anayasası ile kosova'ya kazandırdığı özerklik statüsünün arkasında, 1950'lerde bir ayaklanmaya sebep olmuş ve anayasa sayesinde bir nebze dinmiş etnik gerilim bulunur. hemen hepsi birbiriyle şu veya bu biçimde düşmanlık ilişkisi kurmuş bulunan uluslar kazanı daha fazla dayanamaz ve bilindiği gibi, 1991'den itibaren delinmeye başlar.

    hikayenin bilinmeyen kısmı da aynı tarihte yazılır. nato, daha eylül 1990'daki londra zirvesi'nde soğuk savaş'ı mutlak üstünlükle kazandığını ilan ve kabul etmiş; 1991 yılında da ilk halka açık stratejik konseptini yayımlayarak bu zaferini nasıl taçlandıracağını göstermiştir. yeni stratejik konsept, karşı cephenin kendi üzerine çökmesi sırasında epey toz kalkacağını, sarsıntı yaşanacağını ve galibiyetin tadını çıkarmaya hazırlanan tarafın huzurunu, tedirginlik altında geçen onlarca yılın ardından tam da gevşemeye başlayacağı sırada kaçıracağı öngörüsüne dayanarak, nato'ya yeni bir yol çizdi. bir yandan sovyetler birliği'nden ve doğu bloğundan kopan ülkeleri atlantik yörüngesine yakın tutmak için çeşitli oluşumlar (kuzey atlantik işbirliği konseyi, barış için ortaklık, nato-rusya ortaklık konseyi) kurmaya girişti; diğer yandan da sosyalizmin buzunun çözülmesiyle harlanan etno-dinsel çatışmaları söndürmek, ya da en azından kıvılcımlarının avrupa'ya sıçramamasını sağlamak için birleşmiş milletler-avrupa birliği gibi kurumlarla bir nevi voltran oluşturarak buralara müdahale edecek şekilde kendisini yapılandırdı. öncelik, bölgesel istikrarı sağlamak ve çatışmaların ya önünü almak ya da sonunu getirmek olarak belirlendi; tek büyük merkezin yerle bir olması sonucunda, tek merkezli tehdit algısı terk edildi.

    ancak bu konsept, 1992-95 arasındaki bosna-hersek'te neredeyse tam bir fiyaskoyla sonuçlandı. birleşmiş milletler'in aldığı kararlara göre hava ablukası, deniz ablukası, bm barış gücüne kara desteği gibi operasyonlarda görev alan nato, müslüman soykırımına sessiz kaldığına dair küresel elit ve tuzak planlarını öne çıkaran anlatılar bir yana, bu yeni yapıya uyum sağlayamadığından olsa gerek, bosna'daki kıyımı engelleyemedi. 1994'te tarihinin ilk hava-hava çatışmasına girerek sırp jetlerini düşürse ve ara sıra, bir havalimanı bombardımanında görüldüğü üzere "iğne deliği" gibi tabirlerle eleştirilen bombalama faaliyeti yürütse de bunlar bm askerlerini canlı kalkan haline getirip vurulabilecek hangarlara zincirleyen sırpları caydıramadı. iş, sonunda, 1995'in yaz ayındaki "karalı güç harekatı"na geldi ve sırplar bir ay dayanabildi.

    nato, kosova'da aynı pasifliği göstermeyecekti. yine önce yaptırım tehdidi, tavsiye, rica ve çağrı karışımı bir içeriği bulunan bmgk kararları ilan edildi. bölgedeki çatışmalar 1994'ten beri devam ediyordu ancak dört yılın sonunda açıkça vites yükseltilmişti. ibrahim rugova'nın yugoslav devlet kurumlarına alternatif olarak evde eğitim verilmesini olanaklı kılan şebekelerin kurulması gibi tedbirleri kapsayan pasif direniş stratejisi, 1991'de ilan edilen ve ölü doğan bir kosova cumhuriyeti'ni kuvveden fiile çıkarmak için yeterli olmayınca, jashari kardeşlerin kurduğu kosova kurtuluş ordusu sahadaki payını büyütmek için hamle yapar. 1998'de kosova'da uçk ve yugoslav ordusu (vojske jugoslavije-vj) arasındaki çatışmalar oldukça büyür ve yayılır.

    bosna'da nato müdahalesi için gereken ve nato'yu doğrudan bmgk kararı sayısı, yaklaşık dörttür (713, 757, 781, 816) ve taraflar arasında 1993 yılı içinde yakın koruma görevine dayalı bir süreç vardır. kosova'da bu sayı 1160, 1199 ve 1244 sayılı kararlarla üçte kaldı: ilk karar, tüm taraflara silahlarını bırakmalarını, vj'nin ve diğer silahlı unsurların geri çekilmesini, yardım kuruluşlarının kosova'ya girişine izin verilmesini talep etti ve yugoslavya'ya silah ambargosu koydu. 1199 sayılı ikinci karar, etkisiz kalan ilkini, arkasına abd'nin bombardıman tehdidini alınca başarılı oldu ve ocak 1999'a kadar kosova'da silahlar sustu. orduya ait bir hedefe saldıran uçk unsurlarının raçak köyünde sıkıştırılması ve köyün çıkan çatışmada yerle bir olmasından sonra, hiçbir yaptırımdan söz edilmemiş ve bağlayıcı karar verilmemişçesine takvimde geriye dönüldü. şubat ayı, fransa'daki sonuçsuz görüşmelerle, yugoslavya'nın abd'yi bm'ye şikayetiyle ve bu şikayetle birlikte sunulan yeni görüşmeler yapılması teklifinin reddiyle geçti ve 24 mart'a "müttefik güç harekatı" başladı. nato ve batılı ülkeler, bu müdahale için, "barışçıl müdahale" benzeri terimler kullanmaya özen gösterdi; adı 1999'dan sonra kosova'da doğan çocuklara verilen tony blair, "insanlık için savaş" adını taktı.

    üç yıl önce, yine üç yıllık bir sürüncemenin sonunda gelen bombardıman, bir yıldan biraz kısa sürede gerçekleşmişti. 10 haziran 1999'da sona erdiğinde, geride, fiili olarak yugoslavya'dan kopmuş ve birleşmiş milletler idaresi altına girmiş bir kosova; yüz binlerce mülteci; prizren'i terk eden asker, polis ve memur konvoylarının araçlarının taşlandığı, tekmelendiği, dışarıdakilerin içeridekilere içeridekilerin de dışarıdakilere hareket çekip küfür ettiği tahliyelerin görüntüsü ve on binlerce ölü bırakmıştı. yugoslavya'nın askeri ve sivil altyapısı, neredeyse bütünüyle kullanılamaz haldeydi. ordunun kamuflaj, yer değiştirme, hedef şaşırtma gibi taktikleri iyi kullanması ve hava şartlarının uzun süre nato aleyhinde seyretmesi sonucu vj'nin kaybı görece düşük kaldı ama savaşın halk ve ekonomi ayağında ağır bir yenilgi alındı. ülkenin enerji, ulaşım, üretim altyapısı müthiş bir tahribata uğramıştı ve nato, operasyon sırasında sırbistan radyo televizyonunu, çin büyükelçiliğini, bazı yolcu trenlerini ve otobüslerini ve sivil konutları, kendi açıklamalarına göre kazara vurmuştu.

    1999'da yugoslavya'dan kopan kosova, 9 yıl sonra, 1991'deki cumhuriyet ilanını tamamına erdirerek, bağımsız ve ağırlıklı olarak batı ülkeleri tarafından tanınan bir ülke olarak uluslararası alanda yerini aldı.
  • (bkz: #136789654)
  • ferdinan foch, versay antlaşmasından sonra "bu bir barış değil, 20 yıl sürecek bir ateşkes" demişti. kazan kaynadıkça yugoslavya'nın parçaları da benzer bir son bekliyor gibi gözüküyor. neyse ki birçok parçanın nato'ya katılmasıyla var olan tehlike ortadan kalktı. (bkz: kosova) ve (bkz: bosna-hersek) için hala hoş olmayan ihtimaller mevcut. ama bu ihtimallerden en güçlü olanı bence kosova.
hesabın var mı? giriş yap