• dont panic demenin akademik literatürdeki sekli.
  • (bkz: gülben ergen)
  • kriz yönetiminde kaybedilebilir tüm riskler kesilip atılır, kurtarılabilecek çoğunluk hesabı yapılır. bu yüzden kriz esnasında kayıplar normal zamana göre çok yüksek noktada olacaktır. kriz yönetimi esnasında çözüm planlarının biribirine karşı avantaj ve dez avantajları gibi konularla kesinlikle uğraşılmaz vakit nakittir ve boşa geçen her an kaybı büyük ölçüde arttırır.
  • hayatimin boktan bi dönemiydi. o sene bütün resmi tatiller hafta sonuna denk gelmisti. yazi coktan yarilamistik ama ben hala beyaz peynir kivamindaydim. her yazdan farkli bi durum degildi ama bu sene asiktim. hep asik oldugum tipte, iddiasiz, gülümsemesi sicak, kisa boylu, hicbir arkadasimin "güzel kizmis" diye tasdiklemedigi, ickisi, sigarasi, dövmesi, piercingi olmayan dupduru bi kiza asiktim yine. mum isigi gibi belli belirsiz ilgimi fark ettiginden süpheli, görmek icin can attigim, onun beni görmemesi icin köse bucak dolandigim, ne yasima ne kalibima yakismayan sekillere girdigim bi dönemdeydim yine. dönem sözü cok uygundur bu duruma. döner döner hep bu döneme girerim ben

    yine isten ciktigi saate yakin, is yerine yakin, ama kendisine uzak oldugum bi noktadaydim. inönü stadina bakan beles tepe gibi benim de asklarima baktigim beles, sakli noktalarim vardir. hem bakmadan edemeyen, hem de bakmaya cürret edemeyen zayif, korkak müptelalarin mekanidir buralar. gölgesine yaslandigim bi cinarin dibinde eteklerini savura savura gelisini izlemek icin her gün iki vesaitle bir bucuk saat yol geldigimi söylemek cesaret ister cünkü. ise gelmediginden bihaber oldugum günlerde son iscilerin cikisina kadar bir saat on dakika bekledigimi söylemek de benim harcim degildir

    ama bugün konusmaya yeminliyim. normalde iki saat odunla dövseler yemin etmem ama caymamak icin bilerek yemin ettim kendime. söyliycegim cümleleri ezberledim. verebilecegi cevaplari olumlu, olumsuz veya nötr diye üc grupa ayirarak kendi iclerinde degerlendirdim. her cevaba göre en az iki-üc karsilikli cümleden olusan muhtemel diyaloglar hazirladim. hepsinin üzerinden en az sekiz gere gectim. daha muhtemel olarak siniflandirip keceli kalemle boyadiklarimi daha da fazla calistim. kendi cümlelerime en uygun olacak hal ve tavirlari ayna karsisinda tekrar tekrar deneyerek sectim. belirlemis oldugum 32 ihtimalin disinda bir tepki verirse diye acil durum plani yaptim. telefonunu, adresini falan alma ihtimalimi düsünerek yanima bir kursun, bir uclu, bir dolma kalem ve bir cift büyük defter sayfasi (ortasindan) iki de minik not kagidi aldim. yolda üstüm basim kirlenirse diye yedek pantolon ve gömlek getirdim. elimde torbayla durup estetigi bozmamak icin bu torbayi köse basindaki tüpcüye emanet ettim. karnim acikip da guruldamasin diye yanima yiyecek bi seyler aldim. börek, pogaca gibi tuzlu hamur isleri sectim ki mideyi tam doldurmadan tokluk hissi vermesin. bugün mutlaka konusacaktim. yemin bozmak en büyük günahtir hem

    sacimi fazla islatmis olmaliyim ki burnum akmaya basladi. hic sirasi degildi ama allah'tan yanima iki paket selpak almistim. fakat huyum kurusun nezle falan oldummu burnumdan cok agzimdan cikaririm. bugün de habire balgam doluyodu bogazima. mümkün oldugunca burnumu cekip tükürmeye mani olmaya calistim. ama sonra sogan kadar bi balgam geldi oturdu bogazima. yutmama da imkan yoktu. bir iki metre uzaklasip oraya tükürmeye karar verdim. hem bi bes on dakka rahatladirdi bu beni. agzimin icini tamamen doldurmustu namussuz. simdi kiz gecip gitse ne yapardim? adimlarimi hizlandirip bi duvarin kenarina geldim. dilimle iyice bi top haline getirip atmaya hazirlandim ki hayatimda duydugum en güzel sesi olabilecek en ters zamanda isittim:

    -aa sen ne ariyosun ayol burda?

    arkami döndüm ve dünya dursun istedim. karsima dikilmis, kocaman islak gözleriyle bakip gülümsüyor. yüzünde bi soru sorup cevap beklemeye gecmis olmanin o beklentili, o hesap soran ifadesi var. dudaklarinda sanki hala sordugu sorunun soru isareti asili. benim agzimda sogan büyüklügünde balgam. yutmaya zorluyorum kendimi ama nafile. ne ariyosun burda dedi. nötr 11 numara. cevabim hazir. ama ben hazir degilim. söyliycegim sözlerin önünde kocaman bi kaya var. tam gedige oturmus zamansiz bi kaya. nereye dayarsan daya. allah'im bi deprem, bi meteor, bi tsunami ne olur. kiyamet neden bugün kopmasin? günes dogudan mi dogdu bu sabah yine? biri bi el ates etsin havaya. mac yok muydu bu aksam hem? hadi lan fener, at bi gol.
    tik yok. düsünmeliyim. nasil siyrilabilirim bu durumdan? kiz hala bekliyor. iki dakika mi oldu sorali, iki saat mi, iki saniye mi gecti yoksa sadece? bi yumruk caksam bayilsa. ya bayilmazsa? hem ayilinca ne diycem? arkadan biri vurdu, pesinden kostum tutamadim desem? yok yemez. fimlerde ne güzel hafizasini kaybediyor insanlar. keske simdi sinemada olsak, konusmadan el ele otursak.
    hala bekliyor. ne güzel gözleri var. nemli, iri, beyazi bembeyaz, karasi kapkara. ah bi an baska yere baksa o gözler. bi yana dönse koycam kenara su balgami. allah'im bi sey yap. yildirim düsür su arkalara bi yere. bi köpek havlasin. bi tekme mi koysam?
    kücük kücük parcalara böliyim su balgami. sonra parca parca yutarim. kiz hala bekliyor cildiricam! bakma kizim yeter yaa! suratina tükürcem sonunda o olucak. hapsirmis gibi yapip avucuma tükürsem? sonra yürürken bi kenara birakirim. allah'im niye bu kadar büyük bu balgam? biraz kücük olaydi on kere yutmustum simdiye. hazirladigim diyalog gelisim tablosunun son safhasindaydik simdi. bi meraba bile diyemiyorum. bayir asagi vurup kossam mi acaba? agzimdakinden kurtulduktan sonra sakin kafayla düsünür bi kilif bulurum sonra. yemin de ettim hey allah'im

    dudaklarindaki soru isareti yerini ünleme birakmis sanki. niye bi seyler daha söylemiyor? dedi de ben mi duymadim acaba? yaa balgam, sümük, bok nedir bunlar? ne geregi var allah'im, hele ki su an hic geregi yok. suratindaki gülümseme kayboldu, kiziyor heralde. kim bilir benim suratimda nasil bir ifade. yaa ne bakiyosun balgam var iste konusamiyorum. hic mi nezle olmadin sen? asigim ulan iste hem de cok büyük. büyük askin balgami da böyle olur elbet. sizin hic sözler bogazinizda dügümlenmedi mi?
  • (bkz: akom)
  • bir devletin ya da işletmenin muhtemel tehlike durumlarında kendi amaçlarını kabul edilebilir bir maliyetle karşılamaya çalışması sürecidir. kriz durumlarında etkili bir yönetim, devletin ya da işletmenin kayıp ve kazançlarının büyüklüğüyle yakından ilişkilidir. devletin ya da işletmenin karşı karşıya kaldığı fırsat ve tehlikeler, kriz yönetiminde belirleyici rol oynar.

    mısır büyük bir bütçe ayırarak ve etkili bir yönetim oluşturarak işi iyi kıvırmıştır.mısır da yaşanan terör olayından sonra mısır başarılı bir kriz yönetimi sayesinde ülkenin en önemli geçim kaynağı olan turizmi tekrar canlandırmayı başarmıştır.ilk aşamada öncelikli profesyonel bir halkla ilişkiler şirketi ile anlaşma yapmışlardır.hüsnü mübarek uzmanlar tarafından hazırlanmış konuşmaları yaparak, turist olarak ülkeye gelmek isteyen insanlara güven duygusunu geri kazandırmıştır.ikinci aşamada dünyanın en ünlü yazarlarına "mumya" adlı bir roman yazdırılmış, mısır ın adı temizlenmiştir.bu çalışmalar sayesinde turizm geliri terorist saldırılar öncesinde elde ettiği turizm gelirlerinin üstüne çıkmıştır.
  • türkiye enerji politikalarında -özellikle su yönetimi ve küresel ısınma mevzusunda- "keriz yönetimi" olarak uygulanmaktadır. en saf örnekleri için sadece ankara su yönetimine bakmak dahi yeterli olacaktır. en yakınından (bkz: melih gökçek)
  • kriz yonetimi sadece kriz zamaninda yoneticilik yapip kriz gectikten sonra kenara cekilip bir sonraki krizi beklemek degildir. saglikli bir kriz yonetimi icin oncelikle (bkz: kriz ve guvenlik yonetimi)

    kriz yonetiminde yoneticilerin gorevleri arjen boin ve digerleri*ne gore bes baslikta analiz edilebilir:
    -anlam verme
    -karar verme
    -tanimlama
    -ortadan kaldirma
    -ogrenme

    anlam verme: tehdit olustuktan sonra tehdidin ne olduguna dair yapilan varsayimlara denir. tabi yoneticiler tehdidi anlamaya calisirlarken yoneticilerin kisitli zaman ve bilgiye sahip olduklari akildan cikarilmamali.eger tehdide yanlis bir anlam verilirse bu ileriki asamalari etkilyecektir. bu yuzden mumkun oldugunca az hatayla tehdidin anlamlandirilmasi kriz yonetiminde basariya ulasmak acisindan son derce onemlidir.

    karar verme:tehdidin algilanmasindan sonra ne yapilacagina dair karar verilmesi ve bu kararlarin uygulanip uygulanmadiginin takip edilmesidir. buyuk olasilikla pek cok kurumda kararlar alindiktan sonra bunlarin uygulanip uygulanmadigini kontrol edecek mekanizmalara harekete gecirilmemektedir. bu durumda yoneticiler kontrolu kaybetmis olurlar.

    tanimlama:bir kriz sozkonusu oldugunda krizden etkilenmsi muhtemel kisiler neyle karsilastiklarini, kendilerine ne olacagini bilmezler; gelismeleri kaygiyla izlerler.yoneticilerin kriz zamanindaki gorevlerinden biri de (yanlis ya da dogru) bilgi vererek bu belirsizligi ortadan kaldirmaktir. boylece olasi bir karmasinin onune gecilmis olunabilir.

    ortadan kaldirma: tehdidin soz konusu sistemin yapisini etkilemeyecek sekilde ortadan kaldirilmasi anlamina gelir.yalniz olayin sona ermis olmasi krizin tam anlamiyla sona ermis oldugu anlamina gelmemektedir. olayin uzerine cikan karalama kampanyalari da kriz dahilinde kabul edilirler.bu durumda butun bunlar ortadan kalkmadan kriz sonlandirilmis sayilmaz.

    ogrenme: adindan da anlasilabilcegi gibi ileride ayni sekilde bir tehditle karsilasmamak icin krizden ders cikarmaktir ogrenme.ogrenme kriz suresince olabilecegi gibi, krizden sonra yurutulecek arastirmalarla da mumkundur.

    kaynak:
    boin, a., ‘t hart, p., stern, e., and sundelius, b, 2005 the politics of crisis management, public leadership under pressure. cambridge: cambridge university press
  • kriz yönetimini hızlandırmak, kriz dönemini kolay ve en az hasarla atlatabilmek için halkla ilişkiler uzmanları çalıştıkları şirketlere aklınıza hayalinize gelebilecek her kötü durum için sayısız senaryo yazarlar. şu durumla karşılaşılabilir, karşılaşırsak şunu yapalım gibi. bu sayede "bazı" durumlar krize dönüşmeden tamamen ortadan kaldırılabilir bile.
hesabın var mı? giriş yap