• benedict bu kitabi ikinci dunya savasi esnasinda kamikazeleriyle kendilerini patlatan japon halkinin ruhunu cozme amacli yazmis, kitap icin gereken arastirma ucretini de amerikan hukumetinden alarak, oyle olmamasina ragmen casusumsu bir fonksyon ustlenmistir. japonya ya da gitmemis, onun yerine bir suru film izlemis, cevirisinden japon edebiyati okumus, tarih calismis ve ikinci dunya savasi sirasinda amerika da yasama bahtsizligini gosteren bir takim japonlarla gorusmus onun uzerine bu iddiali isme sahip eserini yazmistir. stereotypein feristahi seklinde okunmasi gerekir kanimca, amerikalilar ozgurluklerine duskundur, japonlar hiyerarsi sapigidirlar seklinde ongoruler icerir. ayriyetten iyi bir yazar olmasina ragmen uyku ilaci gibi uretmistir bu teksti, okuyan bayginlik gecirebilir. yazik olmustur, koskoca benedict
    japonlari hirsli, hiyerarsi kuklasi, herseyi icine atan robotlar gibi gostermis, zaten kitaptan sonra atom bombasi falan filan derken japonlar iyice darmadagin olmuslardir.

    hala da japonlari robot sanan pek cok insan mevcuttur dunyamizda bu kitabi okumadan da bu stereotype zaten yapilabiliyor demek ki.
  • sosyal antropolojiyle ilgilenen ya da ilgilenmek adına adım atan şahısların ilk okuması gereken kaynaklardan biri.
    türkan turgut tarafından türkçeye çevrilen kitaba iş bankası kültür yayınlarından ulaşılabilir sanıyorsanız yanılırsınız, zira çok eski bir kitap olması sebebiyle bir ihtimal sahaflarda ya da kütüphanelerde bulunabilir.
  • fellik fellik aranan nadir kitaplardan olup, tarafımdan bir adedine sahip olma lüksünü ya$adığım kitaptır.

    bende daha ne kitaplar var, bir bilseniz.

    (bkz: kıskananlar çatlasın)
  • bu kitapta, japonya'ya gidilmeden, a.b.d.'de yaşayan japonya'da yetişmiş japonlarla mülakat yapılarak japon kültürünün kodları deşifre edilmeye çalışılmıştır. bana kalırsa sırf bu yüzden hiçbir bilimsel değeri yoktur:

    " bir kültürel antropolog olarak tatbik edilecek en doğru metot, işe başlamadan önce tatbikat sahasına giderek çalışmaktı. halbuki ben japonya'ya gidemedim, evlerinde yaşayamadım, günlük hayattaki güçlüklere ve gerilimlere şahit olamadım, onlar için neyin önemli olduğunu, neyin olmadığını kendim ortaya koyamadım, önemli kararlara varırlarken onları gözleyemedim, çocukların yetiştirilişini göremedim..." (s.6)

    ayrıca benedict, bu araştırmayı, japonya ile harp halindeki amerika ordusu'na 'enformasyon' sağlamak için yaptığını peşin peşin kabul eder. hatta, yurtsever bir amerika vatandaşının yapmak zorunda olduğu bir şeymiş gibi gösterir. bu nedenle de objektif 'bilimsel' bir değeri yoktur:

    " üzerime aldığım vazife ağırdı. amerika ve japonya harp halindeydiler, harp zamanında her şeyi toptan itham etmek kolaydır, fakat düşmanın meseleleri ne şekilde gördüğünü anlamaya çalışmak zordur. böyle olmakla beraber bunun başarılması şarttır..." (s.5)

    ruth, benedict, krizantem ve kılıç, çev. türkan turgut, tib kültür yayınları, 1994
  • baba evini eşelerken denk geldim bu kitaba. çocukken ismini sevdiğim ama okumaya hiç yeltenmediğim bu kitabın, en çok referans gösterilen antropoloji yazarlarından birine ait olduğunu fark edince okuyayım dedim.

    kim derdi ki, antropoloji kitabı olarak elime aldığım eser, mis gibi bir amerikan casusunun raporu çıksın!

    ruth ablamız bu kitabı, o dönem japonya ile savaşta olan ülkesi abd'ye, "düşmanını tanımasına yardımcı olmak için" hazırlamış. hatta kitabın hazırlığı için abd hükümeti kendisine ödeme yapmış. japonya'ya hiç gitmeden, abd'deki japonlarla ve japon esirlerle görüşme yaparak; batılı yazarların japon kültürü hakkında yazdıkları kitapları doğru varsayarak ve japon filmleri seyrederek japonya hakkında bu iddialı eseri kaleme almış.

    araştırmasını yapış şeklini kaidemden uydurmuyorum bu arada, hepsini önsözünde bir güzel yazmış.

    ben şu anda, japonya değil dünyaya bakan abd'li gözler hakkında bilgi edinmek için okuyorum bu kitabı. zira japon kültürüne saygısı olmadığı çok açık bir casusa bundan daha fazla paye veremem. misal, "japonların hiyerarşiyi bu kadar sevmesi, eşitliğe inanan biz amerikalılara garip gelebilir" minvalinde, epik bir cümle var kitapta.

    ablamızın abd'de eşitlik olduğunu savunduğu ikinci dünya savaşı yıllarında, afrika kökenli amerikalıların üniversiteye gitmesi imkansıza yakındı; nitelikli işlere alınmıyorlar hatta işi geçtim "seçkin" mekanlara giremiyorlardı. sene olmuş 2015, eşitlik seven abd'de wasp olmayanların haline bakarak da, antropolog ablamızın içinde yaşadığı kültürü ne kadar yakından tanıdığını görebilirsiniz.

    sonuç olarak; ibret olsun diye okunabilecek kitaptır.

    *

    baba kitaplığından bir de bozkurt güvenç'in japon kültürü kitabı çıktı. şu kitap bitsin, japonlar hakkında bir fikir sahibi olabilmek adına onu okuyacağımdır.
  • kitap sosyal antropolojinin karmaşık bir kültüre uygulanmasının güçlüğünü kabul ederek başlıyor, yine de bu yapılan genellemelerin milyonluk bir toplumun davranışlarını ne kadar açıklayabileceğine dair kusurunu mazur göstermeye yetmez. uğraş gereği ilkel bir kabile gibi ele aldığı japonlar ile ilgili tetkiklerini bizzat deneyimlemeden yapması kitap hakkında beni en az yaralayan konudur, çünkü malum kitabın yazımı abd ile japonya’nın savaştığı dönemde -zaten düşman hakkında bilgi sahip olmak saikiyle- gerçekleştirilmiştir.

    kitabı yermemin sebebi astroloji ile ilgili bilimsellik temeli arayanlara duyduğum kızgınlıkla benzer; ulusu yaratan mitleri çözümlemek başka ulusun davranışlarının bu mitlerle tahmin edilebilirliğini savunmak başka. neyse, kitabı 1946 yılından japonlara bakan bir ehil gözün geçmişe dönük kültürel evrime dair tarihsel notu mahiyetinde okuyunca sinirlenmeye lüzum kalmıyor. esasen meiji restorasyonu’nun neden bir yenilik değil de restorasyon olarak adlandırıldığından tutun da japon kültüründeki çin kökenli dinsel öğelerin, zen mezhebinin, sınırlı kast sisteminin gelişimine, imparatorun konumlanmasına ilişkin kapsamlı bir ilk bakış sağlıyor kitap. bu açıdan daha derinlemesine araştırmak üzere bir başlangıç noktası olarak değerlendirilebilir.

    son söz olarak, abd’nin savaş sonrası işgal tatbikini ne şekilde gerçekleştireceği karmaşasında yazarın japonların neden saldırgan bir tavır takınmayacağına ilişkin tahlilinin doğruluğunun yanı sıra almanya ve japonya’nın savaş harcamalarının sınırlandırılması sonrası yaşayacağı kalkınma atılımı ile ilgili yaptığı öngörüsünün yerindeliğinin hakkını vermek gerekiyor.
  • antropolog ruth benedict'in kafa yapıları ve kültürleriyle dünyanın geri kalanından bambaşka bir imaj çizen japonları, olay yeri mahalline gitmeden analiz etmeye çalıştığı kitap. esasında tek yönlü yakıt yükleyip intihar saldırısı düzenleyen kamikaze pilotlarını anlamak üzere kaleme alınmıştır. ii. dünya savaşında pasifik cephesinde yaşananlara ve o dönemin japon imparatorluğuna hakimseniz okuması üst düzey zevk verecektir.

    ayrıca kitabın isminin hem ingilizcesi hem türkçesi o kadar karizmatiktir ki, sözlüğe bir daha gelinse alınacak nicklerin başında gelir.
  • kitap, türkiye iş bankası kültür yayınları tarafından 29.03.2019 tarihinde (1. baskı) basılmış ve okurlara sunulmuştur.

    amerikan antropoloji okulunun en önemli isimlerinden ruth benedict’in bu eseri, ilk basımının üzerinden altmış yıl geçmesine karşın, japonya’ya ve genel anlamda kültür tarihine ilgi duyan herkesin başvurduğu bir kaynak olmaya ve çeşitli dillerde sürekli yeni baskılar yapmaya devam ediyor.

    japon toplumunun, günlük yaşama, âdetlere ve geleneklere yansıyan davranış biçemi ve karakterini çok parlak bir şekilde tahlil eden krizantem ve kılıç, kültürel antropolojinin çığır açmış kurucu metinlerinden biri olmayı sürdürüyor.

    japonya’nın siyasi, dini ve iktisadi yaşamının 7. yüzyıldan ikinci dünya savaşı’na kadar içinden geçtiği çeşitli evreleri de çalışmasının fonuna yerleştiren benedict, japon ideolojisinin gelişimini gözler önüne sererken, aynı zamanda bu karmaşık toplumu tüm büyüleyiciliğiyle yanı başımıza getiriyor.
hesabın var mı? giriş yap