• ktm'in eicma 2009'da 125 project olarak tanıttığı modelin üretim modelinin adı. naked olarak tasarlanmış makine duke serisinin çizgilerini taşıyor, 125cc makinesi ise 11,3kw güce sahip. 118kg ağırlık, 6 vites, 12nm tork, sıvı soğutma, çelik şasi, disk frenler, 4 zamanlı tek silindir makine bla bla, olsa da binsek.

    http://www.125duke.com/
    http://www.ktm.com/ktm-125.102314.0.html
  • ötv'nin 250 cc altı motorlarda %22'den %8'e düşmesiyle tadından yenmeyecek motordur.

    motoru tamamen kişiselleştirebiliyor olmak da ayrı bir güzellik.

    http://www.youtube.com/watch?v=yc5sz3x0n4m
    http://www.youtube.com/watch?v=zydhtgikkok
  • haziranda bir aksilik olmazsa gelecek denilen motor. 8800 tl gibi bir fiyatla satılacakmış. güzel bir motor ve eğlenceli bir motor olduğu aşikar. genel olarak büyüklere oyuncak gibi bir his uyandırıyor insanda. motorla ilgili tek bir çekincem var, daha motor piyasaya çıkmadan çok önce bir makalede motora 100 km hız sınırı getirmeyi planladıklarını okumuştum. eğer böyle bir hız sınırı ile geliyorsa istanbul gibi yerlerde sıkıntı olabilir. şuan cbf 150 kullanan biri olarak 100'ün üstüne kaç kere çıkabildin ki diye bir soru olabilir ama olay imkan varsa gitmesidir.
  • dün yarım saat kadar kullandığım ve sikletine göre çok memnun kaldığım motor.

    işin biraz ayrıntısına girmek gerekirse 6 senedir 250 cc'lik bir regal-raptor kullanıcısı olarak yavaş yavaş cc büyütmek, belki biraz da tarz değiştirmek yeni motorlara bakarken fatkettim kendisini. asıl ilgilendiğim motor abisi duke ii iken dün ziyaret ettiğim spormoto'da test sürüşü yapabileceğimi söylediler. ben de yarım saatlik sürede yaptığım yaklaşık 20+ kilometreye göre deneyimlerimi paylaşayım istedim.

    ilk önce motorun duruşu, tasarımı, kullanılan malzemenin kalitesi ve ilk dokunuş, görüşte insana verdiği hissiyat üst düzeyde. daha önce ybr 125 de test etmiş biri olarak söyleyebilirim ki tasarım ve işçilik kalitesi olarak ybr'nin yanında mercedes gibi kalıyor. bu siklette olan motorların bisikletimsi görüntüsü kesinlikle yok, aksine insan motora bakınca ilk önce daha büyük cc'li olduğuna hükmediyor, 125cc'yi görünce şaşırıyor.

    motorun üzerine oturduğunuzda geniş bir yol bilgisayarı ekranı karşılıyor sizi. harcanan benzin, kalan benzin, hız, devir saati rahatlıkla buradan takip edilebiliyor. ben kesinlikle çok beğendim. selenin yerden yüksekliği optimal. 1,70'lik nispeten kısa boylu biri olarak ayaklarım çok zorlamadan yere değiyordu. sele ise sert. uzun mesafeli yolculuklarda popoyu acıtabilecek cinste. artçı için de çok yer ayrılmamış. ayak pedlerinin de poponun gerisinde olduğu öne kaykık oturuş biçimi ile birleşince bu motor ile uzun mesafe yol yapmak oldukça yorucu olacaktır diye düşünüyorum. bir diğer dikkatimi çeken konu ise elciklerin inceliği oldu. tüm motorda en ucuza kaçılan yer elcikler olmuş gibi geldi bana. 125'lik bir motor kullandığımı hissettiren ince elcikler ile gaz açarken biraz zorlandım. bunların haricinden 150 kilo civarındaki ağırlığı ile kullanımı çok zevkli.

    gelelim aletin gidişine. önce şunu söylemem lazım ki cruiser fanı bir sons of anarchy üyesi olarak sert sele, ayak pedlerinin geride olduğu öne kaykık oturuş stili ve yüksek denge merkezine alışmam gerekti. motor sürerken sürekli önümde görmeye alıştığım gidon, far, ön teker gibi unsurlar birden kafamın altında kalınca kendimi motorun üzerinden önüne kapaklanacakmışım gibi hissettim bir süre. bir de mükkemmele yakın frenler ile bu oturuş birleşince bir kaç sert fren sonrası kıçım havaya kalktı herhalde dedim ama motor güvenli bir şekilde kaymadan, etmeden durmayı başardı. kısa bir alışma sürecinden sonra motoru alıp e-5'e çıktım. şimdi efendim bir kere bu motor ben ktm de olsam, ferrari de olsam 125 cc'yim diyor. 70 - 80 km civarına çıkışı çok,çok iyi fakat bu hızlarda trafikte sağa sola kaçmak gerektiğinde yüksek hızlara çıkaracak gerekli gücü üretmekte zorlanıyor. 90+ km/h hızına 6 vitesli şanzımanın 4. vitesi ile ulaşabiliyorsunuz fakat 90'dan sonra 15 beygirlik motorun verilen gaza tepkisi bir hayli azalıyor. benim ulaşabildiğim en yüksek sürat 115 km/h civarı oldu, daha yükseğine de dişliler modifiye edilmeden kolay kolay çıkacağını düşünmüyorum. bu sebeple de özellikle uzun grup gezilerinde, guruba ayak uydurabilmek için hem motor hem sürücüsü bir hayli zorlanacak, bu sorun oturuş pozisyonu ile de birleşince yolculuk yorucu olacaktır.
    motorun yolda gidişi ise kesinlikle mükemmel. kendi motorumda 80 km/h sınırın geçince ayak pedlerinde ve elciklerde oluşan aşırı vibrasyonun v'si yok. ybr ile de karşılaştırmak gerekirse sadece poponuzun altında motorun çalıştığını hissettiren tatlı bir vızlama var, 100km/h ve üzeri hızlarda elciklerde, ayak pedlerinde ya da dikiz aynalarında kesinlikle sürüşü etkileyecek bir vibrasyon olmuyor. vibrasyon yok fakat düşük motor hacmi ve oturuş pozisyonundan dolayı sırta ve kollara binen yük sıkışık trafikte sürekli yükselip, azalan motor devri ve motor freni ile birleşince motor sert tepkiler verebiliyor (bir arabayı birinci viteste kullanırken hızlanıp debriyaj kullanmadan birden ayağınızı gazdan çektiğinizi ve sonra yine gaza bastığınızı düşünün). bu da biraz insanı yorabiliyor. motorun trafikte kontrolleri çok rahat, oldukça kıvrak ve büyük motorlar ile giremeyeceğiniz aralara rahatlıkla girebiliyor, fakat yüksek hızlarda girdiğiniz aradan aynı serilik ile çıkabilir mi onu bilemiyorum. performansına oranla benzin tüketimi ise düşük.
    benim kullandığım motorun bilgisayarı 2.5lt/100km gibi bir değer ölçmüştü. 3lt'nin üzerine çıkabileceğini de pek sanmıyorum. duke'un duruşu ise süper, amortisörler, yola tutunuş ise daha da süper. motor rahatlıkla yatıp yine hiç zorlanmadan ve sürücüsüne güven vererek kalkıyor. ben motorun yolda gidişine çok yüksek puan verdim en son olarak motorun sesi oldukça güzel. ufak tefek boyutuna rağmen boşta gazlarken de, yolda giderken de kendini yırtan mobilet sesi yerine güzel bir motor sesi çıkıyor. yine de 600 cc'lik makinaların tok sesini beklememek lazım.

    motosikletin fiyatı ise ekstrem pahalı. € 4000'luk etiketi ile sınıfının açık ara en pahalısı. bu motoru kullandıktan sonra cc büyütmek istenilmesi kaçınılmaz, bu sebeple en fazla 2 sene kullanım ömrü var. oturuş stilinin rahatsızlığı, uzun mesafeye gelemeyecek olması, şehir içinde temel ihtiyaçları karşılamaktansa daha çok zevkli bir sürüş için kullanılabilecek bir motor olması kullanım süresini kısıtlayan diğer temel etmenler. bu sürenin sonunda yaşayacağı performans sorunundan dolayı kullanıcı ya 600cc ve üzeri bir naked motora ya da konfor sorununda dolayı burgman, silverwing tarzı bir scooter'a geçmeyi düşünecektir gibi geliyor. bu noktada da ikinci eli yüksek fiyatından dolayı çok canlı olmayabilir.

    uzun lafın kısası şehir içinde haftasonu gezmek, belki kısa mesafede işe gidip gelmek için iyi, yüksek cc'lere geçmeden önce olayın fundementalini öğrenmek için ise mükemmel bir motosiklet. hele ki 250cc ve 30 beygir civarı bir gücü olsa ömürlük olarak bile kullanılabilecek bir kalitede. tasarımı ise müthiş. fakat ben bundan inip kendi emektar regal'ime binince (ki yine çok çok rahat bir motor değildir) bir oh çektim, geniş geniş oturdum üzerine. 10.000 tl - 12.000tl seviyesinde ikinci el yamaha fazer, suziki gsr600 gibi motorlar bulunabilirken, 6.000-7.000 seviyesinde de 250'lik ninja, cbr 250r hatta ybr 250 gibi rakipleri varken tercih etmek pek mantıklı olmayabilir ama alana da niye aldın diye sorarsanız vereceği cevap tatmin edici olacaktır.
  • 1 ay dir kullandigim sahane alet. fiyatininda o kadar pahali oldugunu dusunmuyorum yamaha yzf r125 in fiyati ile neredeyse ayni sayilir. performans olarak 125cc lik motordan beklenenin uzerinde. yek sorunu cok guzel bir durusu var insanlar illaki uzerine oturup bi bakiyor.
  • euro'nun yükselmesiyle fiyatı hayvan gibi artmıştır.
  • artık benim olan alettir.
  • sevimli küçük canavarım. ilk km itibariyle güvenli gelmeye başlıyor. yakıt göstergesini görünce mutlu olmamak elde değil.
  • (bkz: ktm 200 duke)
  • kendisiyle 3000km civarlarına geldik. yakıt olayına değinmek isterim 10.5 lt deposu var efenim. yaklaşık 340 ile 390 arasında mesefa gitmekte. sürekli dip gaz gidince 320km bile görebilirsiniz.

    herkes atıp tutuyor yok 120 130 gördüm valla şahitlerim var felan. hep yalan dolan rüzgarsız havada 115 ancak görüyor. 95km kadar çok istekli 6.vitese atınca en fazla 105 110 görüyorsunuz.
    esasen kullanmayı bildikten sonra yani tecrübeniz yeterliyse şehir içinde yetiyor. tabiki sürekli sol şerit yapamazsınız genellkle orta şerit ve sağ şerit sizin şeridiniz diyebilirim.
    uzun yolda kafanıza göre takılın. zaten sürekli mola vermeniz sizin açınızdan önemli olduğundan ( kıç ve bacak ağrıması ) hızlı veya yavaş gitmişsiniz önemli değil.

    oturuş pozisyonuna gelirsek uzun bacaklı 179 180 adam için bir saati geçince hafif uyuşma yapıyor. ama daha kısaysanız işiniz daha kolay.

    denge konusuna gelirsek 20 30 bin tl lik motorlarla aynı dengede aynı kalitede sadece çelimsiz fakat az yakması ekstra özellikleriyle bu 125 kendini sevdiriyor.
    denge demişken süspansiyonlara değinmeden edemiyorum. çok rahat tatlı ve yol tutuşunda güven veren süspansiyonlar 10 üzerinden 10 alıyor. kaldırımlar tümsekler çukurlar tam benim işim sen bana bırak, bırak ulan diyor.

    frenler çok sıkı sert. ben bu motoru hatta yanda seyreden motoru bile durdururum öyle güçlüyüm diyor. tabi bu sertlik yumuşak frene alışık olan adam için fazla sert gelebilir yavaş yavaş alışmak gerek. öyle tak diye sıkmamak gerek. lastikler her ne kadar sağlam olsada kontrollü durmakta ( önce arka sonra ön ) fayda var. üstünde gelen lastikler hindistan malı fakat çok kaliteli. zaten motor komple hindu kardeşlerin eseri diyebiliriz.

    göstergede en çok sevdiğim şey vites ve anlık yakıt göstergesi. ayrıca kolay kullanım. bazı motorlar çok özellik koyup abuk sabuk kontrol koyar fakat ktm bunuda düşünerek işi basite indirgemiş.

    şimdi size genel geçer bilgiler dışında bazı kötü yanlarını söylemek isterim.
    ilk olarak bu motorun çamurlukları yalandan konmuş diyebiliriz. yağmur yağdıktan sonra dışarı çıktığınızda yerdeki suyu enseniz ve sırtınızda bulmanız sizi şaşırtmasın. baya fiskiye görevi görerek su üstünüzde geziyor. bacaklarınız ve ayağınızı söylemiyorum bile. suyu üstüne attığı gibi motoru yıkama sırasında su motorun sensörlerini aşırı uyardığı için enjeksiyon hatası ışığı bir kaç gün yanıp sizi panikletebilir. sakin olun bir kaç gün içinde ışık sönüyor. hırçın görüntüsünün yanında hassas sensörleri yüzünden tazdikli suyla yıkamalardan çabuk etkileniyor diyebiliriz.
    hee şunuda eklemeden geçmiyim mühendisler bu motoru öyle yapmışki motor teklemeden durmadan komple suyun içinden geçebiliyor. ( youtube da aratırsanız bulabilirsiniz. ) fakat tazdikli suyu fazla sevmiyor diyebiliriz.

    bu motoru almayı düşünüyorsanız büyük ihtimal ya acemisiniz yada az yakıt yüksek kalite 2. motor istiyorsunz veya vitesliye alışmak için kaliteli bir aracı motor arıyorsunuz. tamam motorunuz bu diyebilirim. haliyle aksesuara para abanmayın derim. mereti öyle yapmışlarki sattıktan sonra deli gibi aksesuara boğuyorlar adamı. sizde alıyorsunuz hehe.

    1000km 6000km bakımlar böyle gidiyor. aşağı yukarı bakım masrafı 120tl ile 160tl arasında değişiyor üstüne çıkmıyor.

    200lük olan versiyonuna değinmek isterim. şimdi yüksek cc yüksek beygirin getirdiği yakıt sarfiyatının arttırcı unsurlar beni 200lükten uzaklaştırdı. beygir dışında herşeyi aynı bir motor almak istemedim. özellikle hız konusunda sorununuz yoksa 200lük için 2000tl ekstradan vermek bence çok saçma. sonuçta 200lüğünde limitleri belli 200km hıza çıkmayacak bu alette. maksimum 15 ile 20km hız artışı ve ara devirlerin hızlanması dışında 200lük duke'un getirisi olmadığını düşünüyorum.

    kısaca söylemek gerekirse 125lik vitesli motosikletlerin ağa babası diyebiliriz kendisi için. ybr apache yzf veya cbf ile kıyaslamaya çalışanlara bunun sahipleri gülüyor haberiniz yok lan.
hesabın var mı? giriş yap