• saf kötülüğün varlığının kanıtı.

    bu amca gibi naif, kendi halinde ekmeğini çıkarmaya çalışan, üstelik bu ekmeği bir hayvanın karnını doyurarak çıkarmaya çalışan insanlara zulmedenlerin bir vicdan taşıdığına inanmıyorum.
  • bahar aylarından kışa kadar 8-9 ay sokaklarda kafa siken arabalı megafonlu manav ve benzeri seyyar satıcılara hiçbir yaptırım yapmayan zabıtanın gariban dayının biriyle ego tatminidir.

    aferin çok iyi yapmışsınız amk. adam yemleri yerden toplarken benim içim acıdı. bu insanlar nasıl gönül rahatlığıyla böyle davranabiliyor, nasıl bir iç mekanizmadır... (bkz: insan gerçekten hayret ediyor)

    (bkz: tek lafa galeyana gelenler derneği)
  • eskiden bu kadar değildi ya.
    artık orospu çocukluğu barındıran en az bir iki içerik izlemediğimiz gün yok.

    gücünüz anca garibana yetsin. ensesi kalınlar, götü büyük bakan çocukları, yandaşlar, yaltakçılar parayı yüküyle taşısın siz de burda tek derdi karnını doyurmak olan on kuruşa muhtaç garibanlarla uğraşın.

    umarım çok daha beter durumlara düşersiniz.
  • bu dayı yıllardır orda, işin içinde bir ibnelik vardır. yıllardır orda ve kimse karışmıyor, hatta o zabıta memurları sabit olarak 30-40 metre ötede her daim durur.
    götoğlanları.
  • ülkemizde böyledir. amca hırsızlık yapıyor olsaydı, mesela pirincin ya da mısırın gümrük oranını düşürseydi ve oğluna ithalat yaptırsaydı ve milyonlar kazansaydı kimse dokunmayacaktı, veya işid ile petrol ticareti yapsaydı kimse dokunmayacaktı.

    bu ülkede onurlu ve dürüst olursan kaybedersin.
  • " parayı versek dögiler vermesek yine dögiler ne poğ yiğeceğimizi şaşırdık."
    devletin zihniyeti ilyas salman'ın bu sözlerinden bu yana değişmedi.

    bu insanların suçu kayıt dışı- yasa dışı ekmek kazanmaları değil, bu işi profesyonelce yapmamaları. yani; kravatlı, takım elbiseli olmamaları. yasa dışı kazanılan paranın miktarı ne kadar çoksa o kadar az görülür. bir imza ile trilyonları götürürler göze batmaz. ama garibanın bir taburesi göze batar.

    babamın tanıdığının başına bu zabıtlarla ilgili bir olay gelmiş, adamın tezgahanı parçalayıp mallarını saçmışlar. adam kavga etmiş zabıtalarla, sonra karakolluk olmuş, polislerden de bir ton azar işitmiş, hakkında tutanak tutulmuş ve mahkemeye çıkmış.

    hakim demiş git iş bul ve çalış.
    hakime demiş ki; hani var mı iş? işsizlik oranları ortada, işkurda kaydım var aylarca işkur beni işe yerleştiremedi çocuklarım aç mı kalsın? hakimin verdiği cevap: bu bizi ilgilendirmez.

    işte türkiye'nin sosyal devlet anlayışı budur.
  • bu esasli bi ayip gosterisidir. calan gucun yaninda yer edinmek icin gorev yalaniyla iclerindeki pisligi disa vurmuslar. iste insanlik diye kendine kondurduklarina bakin. igreniyorum boyle asagiliklardan. ac kalma sınırındaki bi insana davranislari midemi bulandiriyor. o adam o yemi satamasa ac kalacak. insanliklari batsin. pis mikroplar... genlerine tukurduklerim...
  • %12,7 işssizlik oranı olan bu ülkede ne yapsın bu amca? hırsızlık mı yapsın, kaçakçılık mı? karnını doyurmak zorunda günün sonunda değil mi? yemi dökeceğine amcaya bir kulübe yap orada, iş ver, imkan ver... vatandaşın lan senin bu. ne bekliyorsun ki, iş vermeyeceksin, kendi kendine oluşturduğu işi yok edeceksin... ya açlıktan ölecek, ya hırsızlık yapacak. üçüncü ihtimal yok.

    bir ara da kağıt toplayıcılarına çökmüşlerdi. her şey öyle düzgündü de sıra kağıt toplayıcılarına gelmişti. üstelik geri dönüşüm sayesinde vatana, millete, doğaya katkıları varken.
hesabın var mı? giriş yap