*

  • dedikodunun yayilma sekillerinden biri..
  • "kulaktan kulağa oynayanlar elime mum diksin" sözleriyle başlayan ve "yaaa o yanlış söyledi, hayır benden önceki bana böyle demişti" şeklinde kavga ile biten çocukken oynanan bir oyun.
  • yaga zirvesi'nde yapildiginda "asteriksin kulaklarina sokma teknigi" ve "eften puften ba$lik uretme teknikleri" gibi neticeler veren oyun.
  • hastalık yaymaya isilik mantar bulaştırmaya birebir bir oyun.
  • çoğu nostaljisi yapılan oyun gibi çocukluktan gençliğe geçiş döneminde oynandığında türlü gönül işleri için kullanılır bu oyun da..

    ses seviyesi: fıs

    -parlamento
    -parlamento
    -portmanto
    -zafer perihanı seviyoo
    -zefer perihanı çok seviyoo
    -zafer perihanın hastası
    -zafer beni seviyomuş
    -zafer aşık perihana
    son kişi sesili olarak : zafer perihanın aşkından ölüyoo

    zaferle perihan göz göze gelir ve olaylar gelişir ya da gelişmez..
  • başlarda kulaktan kulağa, bi yerden sonra kulaktan göbek hizzasına sonunda ise kaçınılmaz bi şekilde belden aşağıya olan oyun.
  • aslen edebiyatçıların ve dil bilimcilerin dilde meydana gelebilecek deformasyonları* tespit etmeleri amacıyla izlenmiş bir deney methodudur. daha sonraları ilkokulda ogrencilere oynatılan bir oyun haline gelmiştir ama kendini belli etmese de turkçe kelimelerin gelecekteki halini gorebilmemiz adına çok şey kazandırmıştır. bir kelimenin telafuzunun ne gibi değişmeler geçirebilcegini anlamamızı sağlar

    ornek;
    eskiden gelecegim diye yazılıp okunan kelime, gunumuzde gelcem diye okunmaktadır. yani turkce gun geçtikçe yeni bir boyut kazanıp okunuşuyla yazılışı farklı olan bir dil haline gelmektedir.
  • memleket medyasında pek hoş oynanan oyundur.
    özellikle köşeciler oynar bunu.
    sonra ortalık karışır. hemen sessiz sinema oynamaya başlarlar.
    böyle, afacan, oyuncu köşecilerdir bunlar.
    onlar pek eğlenir de, ''ben küstüm oynamıyorum''
hesabın var mı? giriş yap