• araf 179 andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. işte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da sapıktırlar. işte asıl gafiller onlardır.

    hani hoşgörü diniydi, tanrı madem adil bu ne hocam ? *
  • mitoslar insanların yarattığı hikayelerdir. kuran ve diğer dini kitaplarda hikayeler yer alır (örneğin; yaradılış hikayeleri,tufan hikayeleri...) tüm dini kitaplar birer mitoloji kitabıdır. mitoloji derslerine alternatif kaynaklardır. kaldı ki dini kitaplar bir şekilde sümer yazıtlarına dayanır.
    (bkz: kuran tevrat ve incilin sümerdeki kökeni) (bkz: muazzez ilmiye çığ) (hastası değilim o ayrı)
  • peygamberin geliş amacı bu delillerin arasında en güçlüsü olarak ele alınabilir. (bkz: insanlar içinde insanlardan bir insan olmak)
  • (bkz: şakkı kamer)
    (bkz: #16981971)
  • birbiriyle çelişen birtakım ayetler göz önüne alındığı özellikle mekke zamanı ayetleriyle medine zamanı ayetlerinin arasındaki önemli üslup farkları göz önüne alındığında ve tüm ilahi ve kitaplı inançların zaten aslında sümerler, asurlular, frigyalılar, hititler gibi insan aklının derinlerinde binyıllar öncesinden gelen bir düşünce yapısı içerdiği düşünüldüğünde, insan veya dünya dışı bir takım varlıkların elinin değdiği veya tanrısal düzlem içinde olup da başka boyutlarda varolan çeşitli varlıkların elinin değdiğinin düşünülmesi ile açıklanabilecek ancak tanrı sözünün de günümüzde nerelerde olduğu bilinemeyecek şekilde biyerlere sıkıştığına dair kanıtların da yok olmadığı kanıtlardır... (insandan çok tanrının kendisi hariç belirtilen diğer varlıkların değme olasılığı daha fazladır)... ayrıca insan veya diğer ellerin değdiği yerler özellikle kibele kültürü ve sonrasındaki şaman,pagan ve doğa bazlı diğer inançların alıntılanarak kendi düşünce sistemlerini hakim kılmak için yozlaştırılması ile yapılmıştır.
  • "edebi bir dev yapıt olarak kuran tek başına durmaktadır; arap edebiyatının eşsiz bir ürünüdür, kendi deyimiyle selefi ve halefi yoktur. tüm çağların müslümanları yalnızca içeriğinin değil, üslubunun da taklit edilemeyeceği konusunda birleşmişlerdir… " (arap dili uzmanı hamilton gibb)

    "misyonunun gerçekliğinin bir kanıtı olarak ne zaman hz. muhammed (sav)'ten bir mucize istense, o, kuran'ın ilahi kaynağının bir kanıtı olarak kuran ifadelerini ve kıyaslanamaz üstünlüğünü kullanmıştır. aslında müslüman olmayan kişiler için bile hiçbir şey onun anlaşılır bir bütünlüğe ve kavrayıcı bir tokluğa sahip dilinden daha harika değildir... gösterişli ahenklerle dolu seslerin bolluğu ve olağanüstü ritimler, en düşmanca ve kuşkuyla yaklaşan kişilerin değişmesinde önemli olmuştur. " (paul casanova'nın "l'enseignement de i'arabe au college de france" (fransız kolejinde arap eğitimi) adlı makalesinden)

    "kuran cebrail tarafından hz. muhammed (sav)'e dikte ettirilmiş, kelimesi kelimesine allah'ın bir vahyidir. kendisi ve allah'ın peygamberi hz. muhammed (sav)'in doğruluğunu teyit eden bir mucizedir. mucizevi niteliği kısmen tarzında yatar -o kadar mükemmel ve yücedir ki hiçbir insan ve cin en kısa suresiyle kıyaslanabilecek tek bir sure yazamaz- kısmen de öğretisinin içeriğinde, gelecek hakkındaki bilgilerinde ve hz. muhammed (sav)'in asla kendi kendine elde edemeyeceği bilgilerin olağanüstü derecede doğruluğunda yatar." (harry gaylord dorman'ın towards understanding islam (islam'ı anlamaya doğru) adlı kitabından)

    "arapça kuran'a aşina olan herkes bu dini kitabın güzelliğini övmede hemfikirdir; biçimindeki ihtişam o kadar üstündür ki, herhangi bir avrupa lisanına tercüme edildiğinde gerektiği gibi takdir edilemeyebilir."
    (edward montet, traduction francaise du coran (kuran'ın fransızca tercümesi) adlı kitabından)

    kuran evrensel olarak, arapların en asil ve kibarı olan kureyş lehçesinde, en güzel ve saf bir dille yazılmıştır… kuran'ın stili güzel ve akıcıdır… ve birçok yerde özellikle de allah'ın haşmeti ve nitelikleri tarif edildiği zamanlar yüce ve görkemlidir… o kadar başarılıdır ve dinleyicileri o kadar hayrete düşürür ki, bazı muhalifleri bunun bir büyücülük ve sihir etkisi olduğunu düşünmüşlerdir.(george sale'in, the koran: the preliminary discourse (kuran: ilk vaaz) adlı kitabından)

    "bence genetik ve din arasında hiçbir çatışma yok, bilakis din, bazı geleneksel bilimsel yaklaşımlara vahiy ekleyerek bilimi yönlendirebilir ki bunlar da kuran'da var olan sözlerdir, asırlar sonra geçerli olduğu gösterilmiştir ve kuran'daki bu bilgi desteği allah'tandır. (prof. joe leigh simpson, obstetrik, jinekoloji, moleküler ve insan genetiği alanlarında profesör)

    "bir bilim adamı olarak, sadece kesin olarak gördüğüm şeylerle ilgilenebilirim. embriyoloji ve gelişimsel biyolojiyi anlayabiliyorum. kuran'dan bana tercüme edilen kelimeleri de anlayabiliyorum. daha önce vermiş olduğum örnekte olduğu gibi eğer kendimi o çağa götürebilseydim, bugün bildiklerimle ve tanımlayabildiklerimle, o zaman tarif edilmiş olan şeyleri tanımlayamazdım… öyleyse (kuran'da) yazılan herşeyde ilahi müdahalenin olduğu düşüncesi ile hiçbir çelişki göremiyorum. "(prof. e. marshall johnson, thomas jefferson üniversitesi'nde anatomi ve gelişimsel biyoloji profesörü)

    "bazı ayetler (kuran ayeti), hücre karışımından organların yaratılışına kadar insan gelişiminin son derece kapsamlı tanımını yapar. aşamaları, terminolojisi ve açıklaması ile insan gelişiminin böylesine açık ve eksiksiz kaydı daha önce var olmamıştı. hepsinde olmasa bile çoğu durumda bu açıklama, geleneksel bilim literatüründe kayıtlı olan insan embriyosu ve insan cenini gelişiminin pek çok aşamasını yüzyıllar öncesinden bildirmektedir." (gerald c. goeringer, georgetown üniversitesi'nde tıbbi embriyoloji dalında doçent)

    "insanın gelişimi hakkında kuran'daki ifadelerin açıklanmasında yardımcı olmak benim için çok büyük bir zevk. ben kesin olarak söylüyorum ki bu ifadeleri hz. muhammed (sav)'e allah vermiştir, çünkü bu bilginin çoğu pek çok yüzyıl sonrasına kadar keşfedilmedi. bu bana şunu kanıtlıyor ki, hz. muhammed (sav) allah'ın elçisidir." (prof. keith l. moore, toronto üniversitesi anatomi ve hücre biyolojisi profesörü, seçkin bir embriyolog ve pek çok tıp ders kitabının yazarı)

    "insan embriyosunun geçirdiği evreler kompleks olduğundan -ki bunu gelişim sırasındaki sürekli değişim sürecine borçludur- kuran ve sünnetteki deyimler kullanılarak yeni bir sınıflama sistemi önerilmiştir. önerilen sistem basittir, çok kapsamlıdır ve günümüzdeki embriyolojik bilgiyle tam uyum halindedir." (prof. keith l. moore, toronto üniversitesi anatomi ve hücre biyolojisi profesörü)

    "son dört yıldır kuran ve hadislerle ilgili yapılan yoğun çalışmalar sonucunda, insan embriyosunu bölümlere ayıran yeni bir sistem ortaya çıkmıştır ki, bu ms 7. yüzyılda kaydedildiği için çok şaşırtıcıdır... kuran'daki açıklamalar ms 7. yüzyıldaki bilimsel bilgiye dayalı olamazlar..." (prof. keith l. moore, toronto üniversitesi anatomi ve hücre biyolojisi profesörü)

    "(hz. muhammed’in) evrenin ortak kökeni gibi konuları bilmesinin imkansız olduğunu düşünüyorum, çünkü bilim adamları bunu son derece komplike ve gelişmiş teknolojik metotlar kullanarak son birkaç yıl içinde bulabilmişlerdir… 1400 yıl önce nükleer fizik hakkında hiçbirşey bilmeyen bir kişi, örneğin; yeryüzünün ve gökyüzünün aynı kaynaktan geldiğini veya burada tartıştığımız diğer soruların cevaplarını kendi bulamaz." (prof. alfred kroner, almanya, mainz üniversitesi jeobilim profesörü, dünyanın en ünlü jeologlarından)

    "tüm bunları birleştirirseniz ve kuran'da dünya hakkındaki konular ile dünyanın oluşumu ve genel olarak bilim ile ilgili tüm bu ifadeleri birleştirirseniz, pek çok şekilde burada açıklanmış ifadelerin kesinlikle doğru olduğunu ve şimdi bunların bilimsel metotlar ile teyit edildiğini… söyleyebilirsiniz. kuran'da geçen ifadelerin pek çoğu o zaman için henüz kanıtlanmamıştı, fakat modern bilimsel metotlar şimdi hz. muhammed (sav)'in 1400 sene önce söylemiş olduklarını kanıtlayan bir pozisyonda." (prof. alfred kroner, almanya, mainz üniversitesi jeobilim profesörü)

    "kuran'da doğru astronomik gerçekleri bulduğum için çok fazla etkilendiğimi söyleyebilirim ve bizim gibi evrenin en ufak parçasını dahi inceleyen modern astronomlar için özellikle. en küçük parçayı dahi anlamak için çabalarımızı yoğunlaştırıyoruz. çünkü teleskoplar kullanarak tüm evreni düşünmeden sadece gökyüzünün en küçük kısımlarını görebiliyoruz. öyleyse kuran okuyarak ve soruları kuran'dan cevaplayarak evren araştırmalarım için gelecekteki yolumu bulabileceğimi düşünüyorum." (prof. yushidi kusan, japonya, tokyo rasathanesi
    direktörü)

    "kesinlikle gördüğümüz şeyin harikulade olduğunu (belirtmek) isterim. ister bilimsel açıklamayı kabul etsin ister etmesin, gördüğümüz bu yazıları değerlendirmek için bizim sıradan bir insan tecrübesiyle anlayacağımızın çok daha ötesinde bir şey olmalı." (prof. armstrong, nasa'da görevli astronomi profesörü)

    "kuran birkaç yüzyıl evvel gelmiştir ve ne keşfettiysek teyit etmiştir. bu demektir ki kuran, allah'ın sözüdür." (prof. joly sumson, jinekoloji ve obstetrik profesörü)

    "bu kitap (kuran)geçmişten, yakın zamandan ve gelecekten bahsediyor. hz. muhammed (sav)'in döneminde insanların kültürel seviyesini bilemiyorum ve bilimsel düzeylerini de bilemiyorum. eğer bu geçmiş dönemde bildiğimiz düşük bilim düzeyi ise ve teknoloji yok ise, hiç şüphe yok ki, bugünlerde kuran'da ne okuyorsak hepsi allah'ın ışığıdır. bunu hz. muhammed (sav)'e ilham etmiştir. böylesine mükemmel bir bilgi olabilir mi diye ortadoğu'daki medeniyetin başlangıç tarihi hakkında bir araştırma yaptım. bu allah'ın hz. muhammed (sav)'i gönderdiği inancını daha da güçlendirdi. ona engin biliminden yakın zamanda keşfettiğimiz küçük bir parça gönderdi. jeoloji alanında kuran'la bilimin sürekli bir diyaloğu olmasını umuyoruz." (prof. palmar, amerika'da jeoloji alanındaki önemli bilim adamlarından biri)

    "inanıyorum ki bu (kuran bilgisi) çok çok ilginç ve neredeyse imkansız. kesinlikle inanıyorum ki ne söylüyorsanız haklısınız, bundan dolayı bu kitabın (kuran'ın) duyurusu çok değerli, size katılıyorum." (prof. syawda, japonya'da ve dünyaca ünlü okyanus jeolojisi alanındaki japon bilim adamı)
  • bazı şeylerin (erkeklerin ipek giymesi altın kullanması gibi) neden cezalandırıldığı konusuna mantıklı açıklama getirmeyen hikayeler, bazı kavimlerin başına gelen felaketlerin abartı olması, yok olan kavimlerle ilgili tarih kitaplarında bilgi bulunmaması, bazı sayıların küsuratlı yazayım da attığım anlaşılmasın mantığıyla verilmesi, bazı sayıların hep aynı sayıların (örneğin 7 veya 3) katları vs. olması.
  • "kuran şüphesiz ki bir yaratıcının vahyi falan değildir. halbuki silmarillion öyle midir? yüce efendimiz tolkien'e eru tarafından ilham edilen bu kutsal kitabın etkileyiciliği (kitabı bitirebilen) herkes tarafından bilinmektedir. beren ve luthien'i okurken duygulanmayana, fingolfin'in morgoth'la karşılaşmasını okurken gaza gelmeyene insan demem ben be. şimdi bu gerçeklere rağmen kuran falan diyecekler. inanmayın öyle şeylere." (glorfindel mithriloğlu, bozacı)
  • "tanri" olgusunun kendisidir. kuranda tasvir edilen tanri tanri olamaz yani. bunlari ben mi demisim diye intihar eder o tanri kirir bu evreni.

    gec onu ben hala israr ediyorum kuran cebrail kelami diye. allah oyle ayetle filan ugrasmaz cunku. hic kimse birinci agizdan konusmus mu allahla? yok. oyle varligin teki/bir ses geliyo "ben tanridan haber getirdim" diyo yok ya? biride cikip "kimsin olm sen? ne ayaksin? nerden bilcem tanridan haber getirdigini" dememis. tabi peygamber olacak ya uzumu ye bagini sorma.. ondan sonra cebrail tabi dalgasini gecer abuk subuk seyleri tanri sozu diye soyler sana. miras bolusumunu, misafirler gitsin ayetini uydurur keyfince.
hesabın var mı? giriş yap