• başrollerinde yılmaz güney, hülya darcan ve hayati hamzaoğlu'nun olduğu 1967 yapımı ömer lütfi akad filmi. iki kere sansüre gidip gelen senaryonun sonu, kabul edilmesi için "polis geliyor, öldürmeye teşebbüsten, cinayete teşvikten, yardakçılıktan kim varsa toplayıp götürüyor" şeklinde değiştirilmiş.

    akad filmin iletisini şu şekilde özetliyor: "bir kısırdöngünün güçlü akıntısıyla sürüklenip en aşağı derecelerde debelenen bir insan, nasıl olursa olsun şartlarını bulunca bataklıktan ağır ağır yükselen yeni bir yaşam gibi benliğine ve onuruna erebilir."
  • muz cumhuriyeti'nin kayıp filmlerinden biri. film üstüne tek olumsuz yazı okumadım. ama gel gör ki tek kopyası bile yok!

    söz yönetmende:

    "kurbanlık katil senaryosunu bitiriyorum. her şey çok güzel ama filmin sonunun düşük olacağını şimdiden biliyorum. iki kere sansüre gidip gelen senaryoyu kabul ettirebilmek için filmin sonunu “polis geliyor, öldürmeye teşebbüsten, cinayete teşvikten, yardakçılıktan kim varsa toplayıp götürüyor” biçiminde bitirmek zorunda kalıyoruz. şeref gür, yılmaz güney’le konuşmuş, bize seve seve yardıma hazır. senaryoyu okuyor ve çok seviyor. 'bak bunu beraber yapacağız,' diyorum. oyuncuları seçiyoruz; cahit ırgat, muammer gözalan şirket ortakları, yılmaz güney 'ipsiz', hülya darcan 'ipsiz’in kadını', hayati hamzaoğlu ipsiz’i yetiştirecek kâhya, asım nipton öldürülmek istenen yaşlı adam oluyorlar. görüntüde ali uğur var. son değişikliği sansüre gönderdikten sonra kararı beklemeden çalışmaya başlıyoruz. geç kalmamıza karşın kış yumuşak geçiyor, hava yüzünden zorlanmıyoruz.

    kurbanlık katil'in iletisi şu üç satırla özetlenebilir: 'bir kısırdöngünün güçlü akıntısıyla sürüklenip en aşağı derecelerde debelenen bir insan, nasıl olursa olsun şartlarını bulunca bataklıktan ağır ağır yükselen yeni bir yaşam gibi benliğine ve onuruna erebilir.' bu iş, filmde ipsiz’e düşüyor. eli kırbaçlı hayvan terbiyecisi benzeri kâhya, kendi amacı için ipsiz’e kurtarıcı ipi atıyor ama bu onun kurtulmasına yetmez, bir de itici bir güç gerek ipsiz’e, ta derinlerde yanan bir ateş... onu da en az kendi kadar batmış melahat yakıyor. asıl film bu üç kişi arasında geçen sahnelerde. diğer oyuncularla olan sahneler çoğunlukla olayda neler olup bittiğini açıklayan sahneler, iki üç kişi arasında ve çok az hareket gerektiren yapıda. bu nedenle üzerinde dursam da fazla bir şey yapamıyorum. başlarda ipsiz’in tanıtılması sahnesinde yılmaz güney, kısa yaşamının en güzel oyunu diyebileceğim bir oyun çıkarıyor, geri kalan bölümler de ondan aşağı değil. hülya darcan’ı onun yanında ezdirmemeye gayret ediyorum, o da görünüşü ve davranışıyla çizgiyi aşıyor. en ağır iş onların başarıları karşısında ve senaryo desteğinden yoksun olduğu için hayati hamzaoğlu’na düşüyor ama yok olup ezilmiyor, her şeye karşın varlığını duyuruyor. böyle durumlarda bir yönetmenin görevi, oyuncular arası seviye farkına ancak senaryonun belirlediği ölçüde izin vermek olmalıdır. ama yılmaz güney’in çıkardığı gibi bir oyun karşısında fazla bir şey yapmak kolay olmuyor."

    (ömer lütfi akad, "ışıkla karanlık arasında"dan), s. 481-82
  • çarpıcı bir adı ve konusu olan ama kendi olmayan yılmaz güney filmi.
hesabın var mı? giriş yap