• eglenceli bir anime pilot olan italyan bir domuzun (burda irkcilik yapmiyorum kendisi italyandir ve domuz gorunumundedir) eski bir ucagi ile maceradan maceraya kosmasini konu alir (domuz olmasina ragmen lavuk bir domuz degildir)
  • porco rossonun orijinal japonca ismi
  • aslinda domuz gorunumlu pilotumuz domuz da degildir.. 1. dunya savasi sirasinda basindan gecenler sonucunda o sekli almistir, tam olarak neden oyle oldugu ise bi parca izleyene birakilmistir (genelde insanliga olan inancini yitirmesinden kaynaklanir denir).. porco'nun saklandigi yerde fio ile aralarinda bu konu hakkinda kisa bi konusma vardi diye hatirliyorum..
    domuz izlemek gibi dusununce basta absurd gelse de hayao miyazaki'nin bi mangasindan yola cikarak yarattigi bu anime her zamanki miyazaki guzelliklerini sunar, kacirilmamasi gerekir..
  • spirited away bittiginde yasanan bosluk hissinin benzerini porco rosso daki mukemmel manzaraları gordukten sonra sehirde oldugunuz icin hissedebilirsiniz...
  • yine erdemli insanlarla dolu, az miktarda (ama dogru seylere yonelik) nostalji iceren, elma sekerine benzetilesi film.
  • --- spoiler ---
    marco (domuzumuz) uçağına makinelitüfek almak için trieste'ye gittiğinde* camerati fascisti bir geçit töreni düzenlemektedir. marco karaya çıkarken rıhtım kenarında iki camicie nere koyu bir muhabbette görülür. camerataların üzerindeki üniformanın güzelliği beni yerden yere vurmuş, hem miyazaki üstada br sıra övgü düzmeme hem de ben de isterem diye feryad etmeme neden olmuştur.
    --- spoiler ---
  • bütün (!) miyazaki animelerini izlemiş biri olarak en çok sevdiğim miyazaki filmi diyebilirim. gerek konu gerekse tema ile insanı 1930 ların italyasına bir seyahate çıkartıyor deli ediyor ve güldürüyor. uçmayı seven herkese....
  • insanı japonlar'a bir kez daha (bkz: sennen joyu) aşık eden anime. nasıl bir bitiştir o, ne kadar belirsizdir. öyle bir belirsizliği ve iç sızısını bir filmin sonuna oturtmayı ancak bir japon akıl edebilir. seyircinin talebinin her zaman sonu bilmek ve salondan mutlu bir şekilde ayrılmak olmadığını, bazen belirsiz bir sona kendi yorumlarını koymak isteyebileceğini anlamış bir filmdir.
  • çoğu miyazaki filminde olan öğeleri taşıyor aslında bu film. daha 1992 yılından ipuçlarını veriyor sonradan gelecek animelerin. bir insanı bir domuza çevirebilecek kadar güçlü büyüler; beklenen, özlenen, hissedilen aşklar; anlaşılması izleyicinin hayalgücüne bırakılmış noktalar... howl's moving castle'da lanetlenmiş olarak karşımıza çıkan teyzenin nerdeyse tıpatıp aynısı burda da domuzun büyük annesi olarak karşımıza çıkıyor. izlerken taraf tutmadan yapamıyorsunuz, hele o sonlara doğru dövüş sahnesinde bir kız bağırdı heyecandan, bir de ben.
hesabın var mı? giriş yap