• hemen hemen bütün bölümlerini yayınladığı hafta izlemiş birisi olarak seneler sonra diyebilirim ki türk televizyonlarında bugüne kadar yapılmış en iyi yapımdır.

    not 1: yukarıda yazdıklarım 15 sene önce doğruydu ama 2009 yılından beri türk televizyonları için yapılmış en iyi yapım ezel'dir.

    tamamen subjektif kişisel karşılaştırmam;
    - senaryo: ezel > kurtlar vadisi (bu klasman aslında yakın ama ezel bir şekilde hemen hemen her bölüm şaşırtıyor.)
    - oyunculuk: ezel > kurtlar vadisi (başrol farkı bariz açıyor)
    - yapım kalitesi: ezel > kurtlar vadisi (ezel baştan sona kalite kokuyor)
    - müzikler: ezel = kurtlar vadisi ( bana göre bu klasmanda tam bir eşitlik söz konusu. toygar ışıklı da gökhan kırdar da üzerine düşeni fazlasıyla yapmışlar.)

    not 2: laz ziya vs ramiz dayı olayına gelirsek. aynı evrende karşı karşıya gelseler. ramiz dayı laz ziya'yı orhan'a öldürtür kendisiyle muhattap bile olmazdı.
    nasıl yapardı diye merak edenler için bonus: vakit geldi mi ramiz abi?
  • „bu bir mafya dizisidir“ sloganinin aslinda „bu bir mafya konulu dizidir“ demek istedigini cani yürekten umdugum yeni bir (büyük bir ihtimalle akillara zarar) özel tv dizisi. hic bir bölümünü seyretmeyecegim icin mutluyum, huzurluyum.
  • süper baba'dan sonra kendisini mafya ve derin devlet konularına fena halde kaptırmı$ osman sınav'ın son rezaleti...
  • osman sınav ın diziler arası mekan paylasımı yaptıgı bir diger dizi.. ekmek teknesi ile ortak mahalleler..
  • diplomat olan bir çocuk ne diye selçuk yöntemden mafya ile ilgili brifing alıyor, böyle konseyler falan kabul törenleri vs. bir takım sakil hareketler nereden çıktı ve özgü namalın bu dandiklik ortamında işi ne? sorularını aklımıza getiren dizi
  • bir insanın yüzüne estetik ameliyat yaparak omuzların da daraltılabileceğini kanıtlamaya çalışan ama hiç inandırıcı olmayan dizi.
  • hakkında hemen basit ve sığ bazı yorumların yapılmaya başlandığı dizi.sormak lazım şu ana kadar kaç yapımcı türkiye'nin gizli kalmış bazı gerçeklerinin ortaya çıkarma amacıyla dizi çevirdi.tamam; ağalık,töreler ve feodal düzende türkiye'nin hala başlıca sorunlarından biridir ama bu da gizli kalmış değil aksine en çok bilinendir.birilerinin kalkıp bize ancak kitaplardan okuyarak öğrenebileceğimiz, üstüne üstlük tehlikeli de olan konuları büyük bir cesaret örneği göstererek bizlere sunmaya kalması ndene bu kadar yadırganır,eleştirilir bilinmez.
    bu kadar eleştirinin tek nedeni gerçek hayatta bir takım dallamaların kendilerini bu tür dizilerdeki esas oğlana benzetmeye çalbaları onun gibi olmaya çalışmaları ise; o zaman suçu dizi yapımcısında değil,onlara özenen gerçen hayattan bir şey alamayan,kendini geliştirmek için çaba sarfetmeyen bunun ezikliğiyle anlamını kendine göre belirlediği bir takım kavramların (ör: delikanlılık,mertlik) arkasına sığınarak yaşamaya çalışan insanlarda aramak lazım.bana göre bunun da en büyük sebebi eğitimsizliktir.

    iki yıl sonra gelen edit:
    bir entrydir ki hem zamanımın ötesinde hem de kısa süreliğine basucu eserleri listemde...hem seveni var hem de sevmeyeni...iki tarafın da gözlerinden öperim.

    ayrıca;
    ben de diziyi bölüm kaçırmadan izlemeye çalışıyorum fakat şu ana kadar ne elime silah alıp terör estirmişliğim ne de yandaş toplayıp çete kurmuşluğum var hatta kırk yılın başı paraya kıyıp hoşuma giden bir pardesüyü satın aldım diye şahsıma -şaka da olsa- yapılmadık mafyasal yakıştırma kalmadı."kardeşim silah zulalalamak için değil,soğuktan korunmak için giyiyorum bunu" dediysem de dinletemedim. öyle bir dizi düşünün ki gündelik yaşamda kullanılan eşya,araç gereçlerin bir kısmı mafya ekipmanı olarak kazınmış dimağlara.bu raddeden sonra uzun siyah palto,nokia 6210 cep telefonu sahibi insanlara harbi bol sabır diliyorum.
  • konusuna filan lafımın olmadığı ama basit hatalarıyla daha ilk bölümden insanı çileden çıkarmı$ dizi.ilk bölüm için

    i) yandan kur$un sıkılan mercedesin ön kaportasında bir sürü kur$un deliği bulunması.
    ii) bomba dö$enmi$ asfaltan geçen arabanın uçurulması sahnesinde arabanın uçmaması. bomba sanki arabanın içindeymi$ gibi arabanın sadece içinde patlama olması.
    aynı sahne için son birşey daha.(söylemeden edemicem) hadi arabanın uçmayıp yerinde patlamasını geçtim; ama içindeki insanların yada maketlerin (herneyse) yerlerinden kıpırdamaması (affedilir gibi değil).

    tamam bende matrix gibi olsun her bölüm demiyorum ama aynı ki$inin çevirdiği* bilmem kaç bölüm süren deli yürekte bile bu tip hatalar yoktu.
  • dizide yine casting anlamında bir başarı sağlanmış. şahıslar genel hatlarıyla oturmuş. özellikle dizinin baş kahramanı "ali candan" ın müezzin olan üvey babası, kültürlü ve osmanlı terbiyesi görmüş kalender yapısıyla, onu oynayan aktöre, deli yürek dizisindeki "bankacı yakup efe" rolünden daha çok yakışmış. tombalacı mehmet ismindeki konsey üyesinde ise tanımlayamadığım bir doğallık seziyorum. bir de dizinin ilk bölümünde telef edilen işadamları, tam telef edilecek cinsten seçilmiş. yani bu adamları bundan sonra da ölüm figüranı olarak görebiliriz. :) konsey diye tabir edilen grup tam bir has daire mason grubunu andırıyor. yani masonum diyenlerin dahi tanımayacağı kadar üst düzey masonlar izlenimi veriyor. zaten bu üst düzey masonların neler karıştırdıklarını dünya biliyor.

    dizinin üstüne oturtulduğu temel bence çok ilginç olmuş. milli duygularla ve manevi birtakım değerleri göz önünde tutarak izlerseniz, bence gayet çok heyecanlanabilir, göz yaşlarınızı tutamayabilirsiniz. haa bir de böyle çetrefilli aşklarınız olduysa...
hesabın var mı? giriş yap