• nanenin kurutulmusu, baharat olarak kullanilani. tadinin taze naneden farkliligi nedeniyle ayri ele alinmasi gereken nesne. tek sevemedigim baharat.
  • mantının olmazsa olmazı, mantısız bile mantı olabilir ama kuru nanesiz olamaz.
  • ozellikle yogurtlu lapaya yakisan baharat.
  • yoğurtlu çorbaların olmazsa olmazı.
    yayla çorbası, erişte çorbası, düğün çorbası vs...
  • cacığın olmazsa olmazı. cacığın üstünde kuru nane ile birlikte zeytinyağı da gezdirmek gerekir tabi.

    (bkz: cacık)
  • türkiye'de çok standart olduğu halde türk mutfağının en sıradışı baharatlarından aslında. diğer yörelerde sadece ortadoğu yemeklerinde gözlemlenir (özellikle kuzu etiyle birlikte), marketlerde falan zor bulunur hatta, o derece.
  • almanya'da bir duvari sadece baharat ile kapli marketlerde bulamayacaginiz nane. baharat olarak algilanmami$. organik marketlerdeki bin ce$it baharat ve ot arasinda da yok. bir tek turk bakkallarinda mevcut. acayip.
  • sabahın besinde oturmuş bu sene in ilk mahsulü annemin nanelerini gecen cuma tek tek mutfak masasına sıraladığından beri kurumalarını beklerken sonunda hepsini dallarından ayırıp, cok fazla toz olmayacak halde kırıp sonra da gecen senenin nanesi ile karışmaması için evde kavanoz arayışına girmem tamamen buyuk bir başarı.
    gecen senenin kavanozu daha guzel ve bambu olduğundan onu ona boşaltıp bunu da buna koyma sureti ile gorevimi tamamlamış bulunuyorum.
    üzerimden yük kalktı resmen.

    kuru nane tuyosuna gelince, simdi biçtiğimiz naneleri kurutup yapraklarından ayırdıktan sonra elimizde kalan dalları atmıyor ve bitki çaylarımızın icine dinlenirken birkaç dal atıyoruz. üzerine kalan minik nane yaprakları ayrı bir tat katıyor. evet, her bitki çayıyla da guzel oluyor zaten belli belirsiz bir aromadan bahsediyorum.
    bir diğer tüyo ise ya once dalından ayıklayıp ya da dalıyla beraber kuruttugumuz nane yapraklarını cok fazla ezmiyoruz. elekten hele ki hic geçirmeye niyetlenmiyoruz. elimizle yaprakları ezsek, minicik parçalanmış olacak kadar kalsalar kâfi. neden?
    birincisi yemek yahut çorbalarda kullanırken naneyim kaybolmamış olur. cok faks ağız haline getirdiğinizde hem ürüne yazık oluyor çünkü tat versin diye koydukça koyuyoruz. hem de görüntüsü de hic hos olmuyor. soslarda, çorbalarda biraz göze gelsin degil mi namemiz ahah.
    ıkinci konu ise soğuk algınlığı, grip durumlarında nane limon yapıyoruz ya hani, o vakit cok fazla toz halime getirdiğiniz naneyi sudan kolaylıkla süzgeç yardımı ile ayıramazsınız. boyle olunca içinde toz birikintileri olan nane-limonunuzu bu şekilde içmek zorunda kalacaksınız. bu şekilde içilen bitki çayları boğazınızda giciga neden olacak. çünkü siz içtikçe o minicik nane tozları da yapışacak boğazınıza. haliyle öldürmeye başlayacaksınız. hicbir aktar bu şekilde önermez bitki çaylarını. genellikle buyuk yapraklar halinde satarlar zaten. toz görürseniz de siz almayın yine de. bazıları eskidikce kırılıyor çünkü raflarda, daha once yeşilcay başlığında bundan bahsetmiştim.

    demem o ki, nane cok guzel bir sey.
  • kalsiyum bakımından zengindir.osteoporozlulara önerilir.heleki yoğurtla duble etki yapar ki mucizesine tanık olunmuştur. *
  • evde iki ton falan var bundan ama her gun manti yiyemeyiz ki :/

    manti, yayla corbasi, kabak yemegi ve dolma sosu disinda bi kullanim alani sormaya geldim hemen silicem :/ cayini mi yapim napim.

    (cacik konu disi, onu nanesiz yiyoruz.)
hesabın var mı? giriş yap