• salah birsel'ingüzel bir deneme kitabı.
  • salah amca'nın doyumsuz üslubuyla bir nefeste kendini keşfettiren bir sonsuzluk bahçesi.

    gizil anılar, edebiyat sırları ve ülkemizin şairlerini, yazarlarını yanımıza getiren şeker gibi diliyle okunası.

    http://www.kitapyeri.com/…php?sayfa=2&id=4208&tur=1

    "saman çöpleri" bölümünden:

    "...

    fazıl hüsnü'ye * sordum:

    - senin tepebaşı bahçesi'nde nahit sırrı'nın ceketini yaktığını edebiyat kahveleriyle ilgili anılarımda anlatabilir miyim?

    - ben nahit sırrı'nın ceketini yaktım mı?

    - yaktın.

    - o halde anlatacaksın.

    ...

    anıcıların, günlükçülerin çoğu bu görüşe (...her konuşulan şey, her olan şey yazıya vurulmaz...) dört elle yapışır. bunlar gerçekleri takım taklavatıyla anlatmakla kimi çevreleri kuduz ite döndüreceklerinden, ya da dostlarının bağdaşını bozacaklarından korkarlar.

    ......"
  • "muso'nun bahçelerinde, arkadaki dağa doğru uzanan taşlar insana kurumuş bir çağlayan ya da akarsu etkisi verir.bir başka deyişle, muso'nun çağlayanları kurutulmuş çağlayanlardır.bu nedenle,bu bahçelerin kimine sonraları "kurutulmuş felsefe bahçesi" adı verilmiştir" der salah birsel, kurutulmuş felsefe bahçesi adlı denemesinde.
  • salah bey'i hiç okumamış kitap delilerine ilk tavsiye... yazılı şeylere alerji duyanlara ilaç.
  • uzun bir zaman sonra bir yayıncı çıkıp, güzelim bu deneme kitabını yeniden yayımladı. sel yayıncılık'a kocaman bir tebrik.
  • salah birsel'i sevmeme neden olan deneme kitabı. daha önce hiç salah birsel okumamıştım ama adını sanını biliyordum. nereden çıktı, nasıl alayım dedim bilmiyorum, gittim internetten kitabı aldım ve keyifle okudum. şimdiye kadar deneme türüne hep ön yargılıydım. nurullah ataç'la biraz bunu yeneyim dedim. karalama defteri de iyiydi hoştu ama nurullah ataç'ın öztürkçe ısrarı yer yer sıkılmama neden olmuştu. yine de güzel bir deneme kitabıydı o da ve okurken hayran kalmıştım. ama bu daha farklı. evliya çelebi'den eremya çelebi kömürcüyan'a, muzaffer buyrukçu'dan fazıl hüsnü'ye herkes var kitapta. aynalar üzerine de deneme var japonlarla çinlilerin çiçek anlayışları üzerine de. rüyalar da var dostluk da. ben salah birsel'in bilgisine hayran kalmakla birlikte denemenin ne kadar zor bir tür olduğunu, okumanın da o kadar keyifli olduğunu bu kitaptan öğrendim. tavsiye ederim.
  • beyaz balina beyazı adlı denemeden alınan bir kesim için;
    (bkz: #43380104)
  • salâh birsel, "yitik kuşak" başlığının sonunda şöyle der; "o kadar pusarık, o kadar gıldır guldur, o kadar ölümü çok günler yaşıyoruz ki, kimseler edebiyata kulak asmıyor. kulak kesilen küçük bir azınlık ise şiirde şiirden başka, romanda romandan başka, denemede de denemeden başka bir şey arıyor."
  • "ah, benim hınzır belleğim! onun kırmadığı ceviz mi kalmıştır. akşam yemeğinden sonra bana melih cevdet'in şiirlerini peşkeş etmişse, iki saat sonra, tam henry miller'ı okurken, cemal süreyanınkileri öne sürmüştür. ertesi sabah ise, bunların ikisini de bir yana iterek behçet necatigil'i, edip cansever'i ya da refik durbaş'ı sergilemiştir. yalnız, belleğimin iyi bir yanı da vardır: kötü bir ozanı hiç mi hiç yaklaştırmamıştır yanıma. nedir, bu yüzden, yaşantım boyunca çok acı kahveler de içmişimdir. yayıncılara ya da dergicilere giden yolları hep bu kötü ve içi karanlık yazarlar tuttuğu için, bunlar kendi şiirlerini umursamayan birini odak noktalarına ulaştırmak için çok hafız burhanlı plaklar çalmışlardır."

    salâh birsel - kurutulmuş felsefe bahçesi
  • daha çok okunması gereken
    (bkz: salah birsel)tarafından yazılmış kitap
    türkiye'de hak ettiği değeri görmüyor.daha geniş okuyucuya sahip olmalıydı oysa.kendine has bir dile sahip.deneme türü olmasına karşın ben sıkılmadan okudum.kendi ürettiği kelimeler de çok hoş.gündelik yaşamda kullanmak istiyorum.üstünde çalışmalıyım.*
    kitabın ilk denemesinden* bazı notlar
    tarih kocaman bir hoşaf soğutucusu, bir nuhun gemisidir.
    onun içine bir kez girdin mi, seni bir daha kimse çıkaramaz.
    ee, buna şaşmamalı dünya'da en gerçek, en hurdasız şey de yaşamak! ama kaçımız onun azıklarına merhaba diyor?
    3. selim çağında galata kadısı şeytan emin efendi «bir kişi ömrünün on yılını başkasına satabilir» diye fetva bile vermiştir.
hesabın var mı? giriş yap