• kelimeyi ilk kez, emanet atın kuskunu yokuşta kopar deyip, artık bu gibi kelimeleri kendi çocuklarının bile bilmediğinden dert yanan, babasının yanında at arabasıyla nakliye işi yaptığı yolları, daha sonra kamyonla gidip gelirken hissettiklerini lirik bir şiir edasıyla anlatan bir amcadan duydum. muhabbetin siyak ve sibakından deyimin, sakınılan göze çöp batar veya emanetin bağrı yufka olur gibi bir şey olduğu anlaşılıyordu ama yine de kuskunu öğrenmek lazımdı. kendisi uzun uzadıya anlattı, eşya zıddıyla inkişaf eder misali bir de sülebenti anlattı. her ne kadar koşum takımlarını ilk önce saraca yaptırıyorlarsa bile sürekli kendileri tamir bakım yaptıklarından olsa gerek, öyle detaylı anlattı ki hiç bir şey kalmadı aklımda.

    kültür ve turizm bakanlığı'nın saraçlık hakkındaki sayfasına göre:

    sülebent: üç kollu olup deriden yapılmıştır. atın karnının altından gelip göğsünde birleşerek boynun iki yanından egerin ön kısmına bağlanır. yokuş çıkılırken egerin arkaya kaymasını önler.

    kuskun: halka şeklinde dikilen çift kat derinin içi pamuk veya talaşla doldurulur. hayvanın kuyruk altından tek kayışla geçirilerek egere toka ile sabitleştirilir. yarış ve binek (rahvan) atlarına takılan kuskun, hayvanın yokuş indiği sırada egerin öne kaymasını önler.

    kuskun, inişlerde gerilir, yokuşta ise gevşer. yani sülebent'in tersi iş görür. yokuşta kopması çok düşük ihtimaldir. ancak, emanet şeyi ne kadar sakınırsan sakın başına bir şey gelir. yabancıların murphy kanunları varsa bizim de böyle güzel deyimlerimiz var.
  • "o başta: kuskunu kopmuş eğerli düldüller. bu başta: paldımı düşmüş semerli bülbüller." mehmet akif ersoy

    (bkz: emanetin kuskunu yokuşta kırılır)
    (bkz: kuskunu düşük)
  • şalvarın arkasında bulunan ve kuşağa bağlanan ip.
    (bkz: guskundan yukarı osurmak)
  • binek hayvanlarının kuyruğunun altından geçirilerek eyere bağlanan kayış.
  • dede korkut hikayeleri'nde begil oğlu emrenboyu destanında geçer. begil avda çok hünerlidir. fakat aruz koca hünerinin atından dolayı geldiğini söyler. bu söze kızan begil, salur kazan'a şöyle der: "alplar içinde bizi uskunumuzdan balçığa batırdın"
hesabın var mı? giriş yap