kusva

• ebu eyyub el ensari'nin arazisine çökmüştür.
• kulağının bir parçası kesik olan deve ve koyunlar için kullanılan arapça ifade..
• kusvâ, ar. ulaşılacak son nokta, son had, nihayet.
• "ulaşılacak son nokta, son had, nihayet" yanısıra "son derecede bulunan, en sonda olan" anlamı da var.
  ruşen eşref "boğaziçi yakından"da yalılardan söz ederken “bu bahçenin iki yakasında yaşıyanlar, isterlerse, yer değiştirmeden bile karşılarındakilerle konuşabiliyorlar: hele geceleri, bir yalının büyük odasına benzer biteviye durgunluğun kusvasına erdiği saatlerde iki kıyı halkı, aynı sofanın iki ucundaki insanlar gibi söyleşebiliyor.” diyor.