• (bkz: edgar allan poe)
    (bkz: poe)
  • karanlık bir romantik olan poe'nin gerçekliği ve hafızayı yine karanlık kuyu metaforuyla yazdığı hikayesidir. bilmek ve hatırlamak, birbiri ile ilintili eylemlerdir. tam da bu yüzden, insan ancak hatırladığı şeye sadık kalabilir ve ancak bildiği şeyi hatırlar. kuyu olan o bilinç bir sürü taşla doldu. belki iyidir bu su yükselir. sevgilim,sevgiyi hatırla ki iyiliğe daima sadık kal.

    -s!-

    -s!-

    “görüyorum ki,” dedim, “yakında bazı parisli cebircilerle kapışacak gibisin; ama devam et.”
    “soyut mantıktan başka, herhangi bir özel biçimde geliştirilmiş akıl yürütmenin geçerliliğini, dolayısıyla değerini reddediyorum. özellikle de matematiksel çalışma sonucu ortaya çıkmış olan akıl yürütmeyi reddediyorum. matematik bir biçim ve sayı bilimidir; matematiksel akıl yürütme ise sadece biçim ve sayı üzerine kurulu gözleme dayanan mantıktır. saf cebir denen şeyin doğrularının soyut ve genel doğrular olduğunu varsaymak büyük yanılgıdır. bu öyle korkunç bir yanılgı ki, yaygınlık kazanmış olmasına şaşıyorum. matematiksel aksiyomlar genel doğrunun aksiyomları değildir. mesela biçim ve sayı bağlantılarına ait bir doğru, ahlakbilime göre çoğu kez yanlıştır. bu bilimde, birleşen parçaların bütüne eşit olduğu genellikle doğru değildir. bu aksiyom kimyada da hata verir. itici öğe düşünüldüğünde hata verir; çünkü her birine birer değer verilen iki itici öğe birleşince, çıkan değerin bunların ayrı ayrı toplamına eşit olması gerekmez. sadece bağlantı sınırları içinde geçerli olan çok sayıda matematiksel doğru vardır. ama matematikçi, alışkanlıktan, kendi sınırlı doğrularının mutlak surette genel uygulanabilirliği olduğunu ileri sürer - herkes de öyle olduğunu zanneder. bryant büyük “mythology”sinde benzer bir yanılgı kaynağından söz eder ve, ‘pagan masallarına inanılmasa da, durmadan kendimizi unutur, onlardan, var olan gerçeklermiş gibi sonuç çıkarırız,’ der. kendileri de pagan olan cebirciler pagan masallarına inanır, onlardan sonuç çıkarırlar; bunun nedeni zihnin yanılması değil, anlaşılmaz bir kafa karışıklığıdır. kısacası, eşit köklerden başka konularda güvenebilecek bir matematikçiye de x²+px’in kayıtsız şartsız q’ya eşit olduğuna inanmayan bir matematikçiye de hiç rastlamadım. istersen, sınamak için, bu beyefendilerden birine x²+px’in q’ya tam olarak eşit olamayabileceğine inandığını söyle, ne demek istediğini anlattıktan sonra da yanından hızla uzaklaş; çünkü şüphe yok ki seni yere sermeye çalışacaktır.”
    -s!-

    -s!-

    (6)
  • allan poe'den inciler;
    "burada masum kanına duydukları arzuyu uzun süre tatmin etmiş azgın işkenceciler yatıyor. artık vatanımız kurtuldu; korkunç zindan yıkıldı.
  • sanırım poe'nın şimdiye değin okuduğum en etkileyici öyküsüydü. ithaki'nin poe öyküleri kitabında yeni bitirdim. dilini gayet ustaca kullanarak korkuyu ve çaresizliği hissettiriyor, ki çevirmen de * gayet iyi iş çıkarmış. gereksiz uzunlukta da değildi. poe'nun absürtlükten en uzak ve en ciddi, en karanlık öykülerinden biri diyebilirim.
  • hikayeyi üniversite yıllarımda okumuştum ilk defa. bitirdiğimde buz gibi bir suratla donmuş bir halde kaldığımı hatırlıyorum. artık nasıl gerdiyse beni. okuduğum en kaliteli hikayelerden. okuyun okutun lütfen.
  • allan poe'nin kapalı bir anlatıma sahip ve metaforlarla dolu,her okuyucunun farklı yorumlayabileceği ustalık öyküsüdür.
  • poe'nin bütün hikayeleri kitabındaki öykülerden en etkileyeci olanı. içinde umuda dair şöyle çarpıcı bir cümle barındırıyor:
    "... beni böyle perişan eden şey umuttu; her işkencenin tek utkusu olan ve engizisyon zindanlarında bile idam mahkumlarının kulaklarına çalınan kurtuluşun sesi olan umut."
    (bkz: edgar allan poe)
  • sizi içine alıp karakterin yaşadığı tüm acı, stres ve gerilimi iliklerinize kadar yaşamanıza yol açan edgar allan poe öyküsü.
    hayal gücünüzde durumu öyle yaşıyorsunuz ki, bir filmde izleseniz bu etkiyi yapmaz sanıyorum. içim bunaldı.
    usta yazarlık böyle bi' şey.
hesabın var mı? giriş yap