• roman. turkcesi "kirpinin zarafeti", yazari muriel barbery. hakkinda okudugum yazi ise su:

    http://www.radikal.com.tr/…/sanat-kardesligi-904836
  • hayata ve etrafiniza cok farkli acilardan bakmanizi sagladigi icin daha ilk cumlelerinden itibaren uyanma hissi yaratan kitap.
  • konusu, üslubu, kurgusu hiç benzememesine karşın; çerçeveletip duvara asmak isteyeceğiniz kadar muhteşem pasajlar içermesi bakımından bana saatleri ayarlama enstitüsü'nü hatırlatan, okunası roman. nitekim kendilerinden hoşlanıp hoşlanmama konusunda bunca yıldır kararsız kaldığım fransızlar kitabın hakkını vermiştir. 2006'da yayınlanan ve bir yıl içinde bir milyon nüshalık baskı sayısını aşan roman, hala çok satanlar rafındaki yerini korumaktadır. ışık ergüden'in türkçe çevirisi ise hiç fena sayılmaz. roman, adını iki anlatıcıdan biri olan paloma'nın diğer anlatıcı renee'yi betimlediği şu satırlardan alıyor:

    "bayan michel'de kirpinin zarafeti var: dışardan dikenlerle zırhlı, tam bir kale, ama bence içinde kirpiler kadar doğrudan bir rafinelik var. onlar haksız yere duyarsız, uyuşuk görülen, şiddetle yalnız ve korkunç bir şekilde zarif hayvanlar."
  • (bkz: le herisson)
  • "yıldızların peşine düşenin sonu kavanozdaki kırmızı balık olmaktır."
  • kapaginin rengi gibi, pembe bir kitap bu. sonunu kotu bulsam da, kotu bulmama ragmen gozlerimi doldursa da, guzel bir pozitiflik katti bana. pek cok konu uzerinde dusunmeme, bir kac konu hakkinda da dusuncelerimi degistirmeme sebep oldu. coklukla da gulumsetti. bitmeseydi, bitse bile boyle bir sonu olmasaydi, tadindan yenmeyecekti.
  • filmi de çekilmiş, oldukça da güzel olmuş kitaptır. filmin orjinal adının kirpi olmasına rağmen türkçeye yaşamaya değer olarak çevrilmiştir.
  • takriben 221. sayfasına kadar harikalar kumpanyası roman. sonrasında, yaşama sevinci, umut falan, ne verdiyse, kat be kat geri alıyor.
  • konusu itibariyle merak uyandıran, yer yer güzel betimlemeleriyle satır aralarını çizdirten kitap. bir matematik problemini farklı yollardan çözerek aynı sonuca ulaşan iki öğrenci gibi tamamen farklı (hem yaş hem hayat şartları olarak) iki insanın benzer duyguları yaşamasına ve hayatı algılama şekillerine tanık olmak okurlar için bir ayrıcalık. lakin paralel ilerleyen fakat farklı akıcılıktaki iki hikayeyi 'bir ondan bir bundan' üslubuyla yazmak, sonra da okuyucudan iki hikayeye de aynı özeni göstermesini beklemek pek adil değil.
    bu yazı da 'paloma'ya yer yer yaptığım haksızlığın itirafı olarak kayda geçsin.
  • ayni yazarin şiparişini verdiğim iki kitabindan biri, daha meşhur olani. "kirpi'nin zarafeti" ve "gurmenin son yemeği" adli kitapları merakla beklemekte, yukarıdaki güzel yorumları okudukça sabırsızlanmaktayım.

    ayrıca yemek yemeye bayılan bir insan evladı olarak "gurmenin son yemeği"nin arka kapak yazısına bayıldığımı da ifade etmeden geçemeyeceğim.

    "büyükannesinin yarattığı o muhteşem lezzetlerle başladı tüm hikâye. artık bir şeyler yemek onu sadece doyurmuyor, adeta hayata tekrar tekrar bağlıyordu"

    bilmem kaç gün sonra edit: yine kirpinin zarafeti'ne dönecek olursak, düşündüğüm kadar hızlı gitmediğini itiraf etmeliyim. kitapta felsefe beklediğimden biraz daha fazla. yani çok çıtır çerez degil benden söylemesi.
hesabın var mı? giriş yap