• bu tür arkadaşlara her lüks mağazada rastlamak mümkündür. çok cüzi paralara çalışmalarına rağmen sanki babasının dükkanında gibi gelen müşterilere alaycı, müstehzi, hatta küstah tutumları vardır.
  • hitap etmesi gereken müşteri kitlesinin aynasıdır.
  • bunlardan birine çatmışlığım vardır. şöyle ki:

    deli danalar gibi zırlayarak aldırdığım saatim evde kuzu kuzu yatmaktadır, aslında saati çok sevmekteyimdir ancak yalnızca spor yaparken kullanılması düşünülen aparat; günlük hayatta bazı sorunlara neden olabilmektedir. öncelikle el bileklerim incedir saat teferruatlıdr vs...

    mor kurbaga kişisi alışveriş yapmaya da özellikle pejmurde gitmeyi sevmektedir.( ben pejmurde gördüm, babamın pejmurdesi var) nedeni de haftasonlarının haftasonu olarak kalması gerektiğini düşünmesi ve büyük bakkal reyonundan bir tas yoğurt almak için evdeki düğün kıyafetlerinin parfümlere bulanıp giyinilmesini görgüsüzlük olarak görmesidir.

    gene böyle geleneksel aile "aylık büyük bakkala (hipermarket - übermall falan da diyorlar) gidip ne bulursak alalım,yorulalım, acıkalım ama torbadan da bi bok çıkmasın, aldığımız peynirlerle aldığımız ekmeklerin gücünü birleştirip yiyelim, 3 kuruşa doyalım, paramızla rezil olalım" gününde bu büyük bakkalın bi katında bulunan, lüks olmasa da bazı lüks ürünlerin satıldığı kısımda benim şahane ötesi spor saatim yatmaktadır.

    saatin rengini binbir zahmetle bulduğundan meraklanan mor kurbaga reyona gider ve modelin de ta kendisi olduğuna kanaat getirir. o ara "acaba kazık yedim mi?" iç sesiyle tezgahtara saatin fiyatını sorar. aldığı yanıt : "yalnız hanfendü o saat çok pahalıdır" olur. he biliyoz evde de var diyemezsiniz, çünkü bir size o kadar pahalı gelmemiştir ki almışsınızdır, iki tezgahtardan böyle saçma bir tepki beklememektesinizdir.

    "üzerimde ne var ulan böyle ?" diyen mor kurbağa açıkta bişey de görememiştir. sonrasında ne yaptım pek hatırlamıyorum aslında, muhtemelen sallamamışımdır gene... ama saatin fiyatını öğrenmiştim ve hala büyük bakkala inatla pejmurde gidiyorum, tüm o adidas çıbıklı eşortmanlara ve fondoten suratlara inat hem de... evde ne kadar eskitilmiş tşörtüm varsa rezerve. sadece sinema etkinliği için giyinmekteyim nedense büyük bakkalda bile olsa bana kültürel geliyor.

    bu da böyle bir anım işte...şeften!
  • kazandıkları maaş, nasıl davranabilecekleri konusunda bir etken olamayacağından, takındıkları bir tavır var ise, o da; çalıştıkları kurumun onlara verdiği insiyatif ya da kendi karakteristik özelliklerindendir.

    üç kuruş para kazanan insanlar tanımını yaparken de biz biraz küstah oluyoruz gibi geliyor bana*
  • akşam mağazadan çıkana kadardır mutluluğu. acı hayat; akbil ötüşüyle hatırlatır kendini hemen, toplumdaki yerini hatırlatır. artık kendini bir şey zannedemez daha fazla.
  • lüks mağazada kendini bir şey sanan yavşaklara hizmet eden tezgahtardır.
  • gercekten "luks" bir magazada calisiyorsa sandiginizdan daha fazla para kazanan insanlardir ve para kazanmak kendini bi sey hissetmek icin kistassa haklaridir da. kendini bir şey sanmasi için para kazanması gerekiyorsa, yeterince kazandiklarina emin olabilirsiniz.
    markalar, özellikle böyle büyük yerler, kendilerini en iyi temsil edecek tezgahtarlarla çalışırlar. kuaför / makyaj için ekstra prim veren bile vardır. tavırdan rahatsız oluyorsaniz, bu genellikle markanın istediği tavırdir. doğrudan "ay fakir bir de bana nasıl davranıyor" kibirinden uzaklasirsaniz, bir düşünün derim.
    edit: satış primi vs de eklenince tahmininizden çoook daha fazla kazanan personellerdir. 10000 tl ve fazlası kazanabileceginiz yerler var.
  • pretty woman'da julia roberts'dan yüzyılın ayarını almış kadın.

    isyanım var ulaan'ın özel isteği üzerine
    richard gere (para) öncesi: http://www.youtube.com/watch?v=3oyvvoagdvw
    richard gere (para) sonrası: http://www.youtube.com/…lsirrermycq&feature=related
  • kendini coco chanel sanan, aslında bildiğimiz asuman! rodi de çalışandan tek farkı daha zengin insanlarla hizmet etmesi olan kendini bilmez insan tiplemesi!

    http://www.twitter.com/akinkeskin
  • düşük maaş alıyor veya genel olarak çok fazla kimsenin istemeyeceği bir işi yapıyor diye eleştirilmekten muaf tutulmaması gereken kişidir. afedersiniz kıçını zahmeten kaldırıp siz gayet kibar olduğunuz halde kısa, net olmayan, tatmin etmeyen cevaplar veren; ne yapması gerektiğini herkes bildiği halde (veya belki de bildiği için) yapmayan kişi olabilir bu maalesef. düşüğü yükseği kim işini düzgün yapmıyorsa haksızdır kanımca, aldığı para miktarına göre değil iş ahlakına göre değerlendirilmeli herkes.
hesabın var mı? giriş yap