• 1973 yapimi bir francois truffaut filmi.
  • fr. gün isiginda disarida, gece film sahnesi çekmek için kullanilan isiklandirma yöntemine verilen isimdir aslinda. kirmizi ve kirmizi yesil filtreler kullanilir, gündüz disarida çekilen filme gece geçiyormus havasi vermek için.
  • françois truffaut'nun 1973'de çevirdigi ve bas rollerini jacqueline bisset, jean pierre léaud* ile birlikte bir film yönetmeni rolünde kendisinin ve yönetmen asistani rolünde kendi asistanijean françois stévenin'in paylastigi film ise, bir film çekimi öyküsüdür. ismini bir ışıklandırma tekniginden almıs olsa da romantik bir meli melo'dur. 1973 en iyi yabanci film oscarini kazanmıstır..
  • carusoda gecen bisiidir.
    "pensò alle notti là in america"
    ["dusundu geceleri orda amerikada ki" gibilerinden]
    (bkz: caruso)
  • butun truffaut filmleri gibi eglencelidir. kadinlar, erkekler, iliskiler, kiskancliklar, skandallar ve tabii film cekmenin nasil felaket bir is oldugu uzerine bir film. beni en cok eglendiren detay, filmin ışıkçısının kıskanç karısıdır. kadın kocası ile birlikte film setine gelmekte ısrar eder çünkü film camiasının ahlak açısından kokuşmuş bir durumda olduğuna inanmaktadır. ona gore, bütün kadınlar fingirdek, bütün erkekler zamparadır. yüzüne bakılmayacak kadar çirkin bir adam olan kocasının beynini yer durur. elinden hiç bırakmadığı örgü sepeti ile hep yanlış yerde oturur ve her kareye girer. boş vakitlerinde de insanların kapılarını dinler. filmde de yönetmen rolünü oynayan truffaut, bir buçuk saat boyunca kadını çektiği her plandan uzaklaştırmaya çalışır.
  • truffaut yönetmen rolünde sessiz sakin, utangac mizacli ve sette olup bitenlerden habersiz hali ile asip kesen yönetmen ekolünden cok uzak, hafiften ezik ve komik bir resim cizer. filmde her karaktere esit zaman ayrildigindan, basrolde görmeyi bekledigimiz truffaut'nun önemsiz bir yan karakter olarak bir gözüküp bir kaybolmasi, bu kendini geri plana itisteki mütevazilik hayranlik uyandiricidir.
  • francois truffaut'un "hayat verdigi" ferrand'in yonetmeni oldugu "je vous presente pamela" (may i introduce pamela) filmi cekilirken sete konuk olmusuz,kamera arkasinda ne var ne yoksa seyrediyoruz la nuit americaine/day for night'in karsisina gecince. tum truffaut filmleri gibi eglenceli olmasinin yaninda bir dolu isme de selam durmustur.bir cirpida aklima geliverenler; orson welles, bunuel, alfred hitchcock, jean luc goddard.
    kamera arkasi, filmin sekillenisi,bir film cekmeye kalksak basimiza gelecek turlu turlu aksilik, "adam icin filmi birakmamak lakin film icin adami birakmak" konularinda sahsim icin ogretici olmustur,memnunum.
  • truffaut'nun albenili detay fukarası, ironiden hep mi hep yoksun, atalette sınır tanımayan filmi.
    (bkz: jaklin bise)
  • jean pierre léaud'nun koş koş koşturduğu bir başka film.
  • godard'ın le mépris'sine denk düşen, truffaut'nun en eğlenceli filmlerinden biri. seyirciyi setin içerisine sokarak, bir filmin ortaya çıkış sürecini ve ekip içi ilişkileri absürt bir üslupla göstermiştir.

    le mépris'den 10 sene sonra çekilmiştir. filmde andığı isimlere jean vigo ve jean cocteau'yu da ekleyebiliriz.

    yönetmenin setteki herhangi biri gibi görünmesi, oyuncuya kendi elleriyle tereyağı götürmesi gibi ayrıntılarla verilerek, yönetmen egosu kavramı ortadan kaldırılmıştır.

    alphonse karakterinin "kadınlar sihirli midir?" sorusuna film boyunca aldığı cevaplar şöyledir:

    - hayır değildirler. bir kadının "ben çok insan tanıdım" demesi, çok erkek ile yattıkları anlamına gelir.
    - bazıları. ama hepsi değil.
    - kadınlar değil, bacakları sihirli!
    - sihirli değiliz. sihirli olsaydık erkekler de sihirli olurdu. herkes sihirli ya da değil.
hesabın var mı? giriş yap