• fransızcada havuz anlamına gelen artikeli feminin olan bir kelime.
  • başrollerinde romy schneider ve alain delon'un oynadığı bir fransız filmi. yirmibirinci uluslararası istanbul film festivalinde gösterildi.
  • yıllar önce bir gece yarısı bir fransız kanalında, üç sene önce bir sırp kanalında, bu gece de azeri kanalında rastladığım, bir türlü başından sonuna seyretmenin nasip olmadığı film...
  • jane birkin adli güzel kadin da oynamis bu filmde.
  • yükselen tansiyonu sakin bir gerginlikle anlatan 1969 yapımı leziz bir jacques deray filmi. otuzlarının başındaki romy schneider ve alain delon ile yirmilerinin başındaki jane birkin'i güzelliklerinin doruklarındayken saint tropez'de bir havuz başında izledikten sonra zamanın acımasızlığını bir kez daha anlıyor insan. romy bu filmden on küsür yıl sonra intihar etti, alain muşmulaya döndü, yaşına göre hala taş dediğimiz jane'in ise o güzelim gözleri içine kaçtı.

    http://brianmatthews60.blogspot.com/…a-piscine.html
  • italyan yönetmen luca guadagnino tarafından a bigger splash adıyla tekrar çekilmiş filmdir. bu filmdeki maurice ronet ve jane birkin'in baba-kız rolleri yeniden çevrimde ralph fiennes ile dakota johnson, alain delon ile romy schneider'ın rolleri ise matthias schoenaerts ile tilda swinton'a teslim edilmiş. yeniden çevrimde nasıl değişiklikler yapıldığını pek merak ediyorum. matt ile ralph arasındaki çekişmeyi izlemek de güzel olacak. oyuncuları seviyorum ama orijinal filmin kadrosu daha çarpıcı. romy, tilda'dan çoook daha güzel ve seksi, maurice de ralph'tan daha karizmatik. tilda oyunculuğuyla romy'i aratmayacaktır ama romy'nin seksiliğini arayabilirim yeniden çevrimde. bu arada dakota'nın penelope rolü margot robbie'ye teklif edilmişti ama sonra teklifi reddetmişti. keşke reddetmeseydi. role daha uygundu.

    neyse. gelelim bu filme. st tropez'de büyük bir evde tatil yapan marianne ile jean-paul'a bir telefon gelir. ikilinin ortak arkadaşları harry aramıştır onları. marianne onu evine davet eder. harry de 18 yaşındaki kızıyla buraya gelir. burada sakin bir şekilde tatil yapan dörtlü arasındaki tansiyon hafiften yükselmeye başlar. jean-paul sevgilisi marianne'i kıskanır, harry'nin davranışlarından hoşlanmaz. marianne de jean-paul'u pen'den kıskanır. yönetmen bütün film boyunca bu dörtlü arasındaki cinsel çatışmalara, kıskançlığa odaklanır. adeta bir hitchcock filmi gibi tansiyonu yavaş yavaş yükseltir ama klasik bir gerilim bekleyenleri üzebilir. zira yönetmen dörtlü arasındaki tansiyonu yükseltirken mizahı geride bırakmaz. eğlenceli sahnelere de yer verilir. film genelde tek mekânda geçiyor. havuzlu evin dışına çok az çıkılıyor. bunu da belirtmeden geçmeyeyim.
    film mükemmel değil. lakin dört kişi arasındaki çatışmaların hakkı veriliyor. oyunculuklar da pek tabii çok iyi. alain delon her zamanki gibi gayet karizmatik ve başarılı, romy de pek güzeldi. 4 oyuncu da rollerinin hakkını veriyorlar. bakalım yeniden çevrimi öncülünü aşabilecek mi...
  • nerede izledin pilader? ben de izlemek istiyorum ama bi türlü bulamıyorum.
  • romy schneider’in maskülenliği ve feminenliği harmanlayan davranışları, konuşması, yürümesi ve hatta bakışı bile seksi duran film (romy başlı başına öyle zaten ama bu filmde ayrı bir havası var). stiline bayıldım; bikini ve mayoları, akşam yemeklerinde giydiği uçuş uçuş elbiseler ve özellikle harry ile merkeze alışverişe gittiklerindeki kıyafeti o kadar ‘efortless’ ki çeki düzen verilmiş bir rahatlık taşıyor üzerinde. hele makyajı! gözlerini çevreleyen siyah kalem buğulu bakışlarının etkisini arttırıyorken genelde nude rujlar sürülen dudakları öpülesi duruyor. oturuşunda kalkışında, o malum havuzda yüzüşünde, jean paul’la sevişmesinde ve harry’yle dans edişinde kadın bu dedirten bir şeyler var.
    ara verdiği sinema hayatına alain delon’un bir telefonuyla bu filmle dönüş yapmış diye okumuştum, yanlışsa düzeltin. alain’le sarsıntılı ilişkisinden sonra böyle bir filmi çekmeye yüreği nasıl dayandı bilmiyorum, gerçi o zamanlar evli ve çocukluydu sanırım her ne kadar evliliği berbat gitse de. ama aralarındaki gerçek sevgi ekrana yansımış gibi.
    jane birkin’e ise sinir oldum bu filmde, tam ergen triplerinde -gerçi rolü gereği olsa gerek. yürüyüşü, bacakları ifrit etti beni niyeyse ama saçları, gözleri ışıl ışıl, gençlik ateşini yansıtıyor; gözlerini alamıyor insan. (yine de romy forever!) fransızcasındaki ingiliz aksanı yer yer kendini belli ediyor (mesela préférence diyişi).
    baylardan ikisinin de delici maviş gözleri bahse değer ve styling’leri gerçekten başarılı buldum, french riviera’sının yanık tenli yere bakan yürek yakanlarını harika yansıtmışlar. alain delon bunalımlı -eski- yazar portresini çok iyi çizmiş; üf püf edişi bile izlenilesi. harry içinse bizimkilerin huzurunu ve aralarını bozmadan gitse dedim sürekli, o da inadıma arkadaşlarını toplayıp parti verdirdi bizimkilere. sonu da malum, spoiler olmasın ama.
    bayıldığım bir film oldu kısacası, karakterler çok iyi yansıtılmış, gerilim modern gerilimlerdeki gibi belirgin değil (o gıy gıy müzik falan yok mesela) ama öyle yedirilmiş ki filmin içine alttan alttan hissediyorsunuz. fransız sahillerinin kokusu benim burnuma kadar geldi (bkz: swh) o kadar başarılı aktarılmış yani.
    son olarak mayışık bir öğleden sonrası uçuşan uzun perdelerin yarı çıplak vücudumu yalayıp geçtiği bir döşekte yatma hissi verdi bana, o geniş ev içinde uyuşukça ayak sürmek istedim.
    izleyiniz efenim.
    edit: anlatım bozukluğu
  • filmin çekildiği villanın görüntüsü
    (millet ne kadar meraklı, yıllar sonra gidip o villayı buluyor. helal olsun.filmde bir sahnede geçen, balkon da gözüküyor.)

    filmin kendisi alt yazı ekleyebilirseniz mükemmel olur.

    film harika, reji harika çoğunlukla doğal sesler kullanılmaya çalışılmış; dolayısıyla kendinizi görüntülerin içinde gibi hissedebiliyorsunuz.
  • kimsenin entry girmediğini hayretle karşıladığım, fransız elektronik-dans grubu hypnolove'ın synth-pop tabanlı güzel ve minnoş bir parçası.
hesabın var mı? giriş yap