10 entry daha
  • ilk kez on sekizinci yüzyilin ortalarinda fransa'da kullanilmis olmasina ragmen geçerligini ilk kullanimindan en az iki nesil sonra edinebilmis kavram, ibare. bu meseleye birazdan dönecegiz fakat önce sikça düsülen bir yanlisin üzerine gidelim, bu veçhile, hemen çok önemli bir ayrimin üzerinde duralim: piyasa ekonomisi varligini laissez-faire'e degil; liberalizme borçludur. söyle ki,, laissez-faire'e göre "birakiniz yapsinlar, birakiniz geçsinler"dir. yani, mesela, kartel mi kurmak istiyorlar? birakiniz kursunlar efendim, karismayinizdir. öte yandan, madem ki rekabetçi piyasa kosullarinin devamliligi esastir, liberal bir devlet kartel kurulmasina müsaade etmez; birtakim cezai yaptirimlarla, önleyici tedbirlerle vs piyasa ekonomisine halel getirecek olusumlarin önüne geçmeye çalisir. bu ayrim önemlidir, zira piyasa ekonomisinin -ancak- devletin müdahalesiyle kendi kurallarina göre isleyebilecegine vurgu yapmaktadir. devletin piyasaya müdahale etmemesi dahi bu anlamda bir çesit müdahaledir: devlet, müdahale yetkisi elindeyken piyasaya müdahale etmiyor ve geri çekilip piyasanin kendi kurallariyla islemesini sagliyorsa, bu, devletin piyasaya müdahil olmaksizin müdahale ettigi anlamina gelir. ayrica,, biliyoruz ki, piyasa ekonomisinde fiyatlar arz ve talepin etkilesimi ile tespit edilir. bu düzenegin kesintiye ugramasina, yani herhangi bir tekelin fiyatlari arz ve talep kanunlarindan azade fiyat tespit etmesine de devlet müdahale eder. yani liberalizm ve piyasa ekonomisi, devletin dolayli yahut dolaysiz müdahalesi ile, ancak, yasamlarini idame ettirebilir ki, bu da epey garip bir iliskiler yumagina isaret ediyor görüldügü gibi.

    tam da bu baglamda, polanyi'nin liberalizm ile ilgili mükemmel bir saptamasini aktarmak istiyorum, bakiniz kendisi ne diyor:
    "laissez-faire was planned; planning was not."* (polanyi, "the great transformation", s.147)
    bu cümle önemlidir, zira klasik politik iktisatçilar, laissez-faire'in dogal, laissez-faire'e karsit düzenlemelerin ise liberalizm karsitlarinin maksatli edimleri oldugunu düsünürler. fakat polanyi, laissez-faire'in nasil da devlet eliyle, devletin bilinçli ve kasitli müdahalesiyle geçerlik kazandigini mamafih 1860'lardan itibaren gelisen koruyucu hareketlerin nasil da kendiliginden, idaresiz ve salt pragmatik bir ruhla ortaya çiktigini göstermistir.
    hemen animsatmak gerekir ki, siyasi yahut felsefi liberalizmin tarihi üç yüzyil geriye gider mi bilmiyorum ama iktisadi liberalizmin tarihi ancak 1830'lara kadar götürülebilir (dikkatinizi çekerim bu tarih, ayni zamanda, kendi kurallarinca isleyen piyasanin, toplumsal baglamdan kopma zamanina da tesadüf etmektedir) ondan önce ne fizyokratlarin, ne de erken politik iktisatçilarin liberalizmden bahsettigi iddia edilebilir. zira liberalizmin sacayagini teskil eden üç klasik dizge söyle siralanabilir:
    1. emek piyasasi
    2. altin standarti
    3. serbest ticaret

    fakat fizyokratlar yalnizca hububat piyasasinin serbestlesmesi gerektigini savlamistir, daha açik bir ifadeyle, çiftçinin ve toplumun diger siniflarinin gelirlerinin iyilestirilmesi için hububat ihracatinin serbest birakilmasi gerektigini..
    ingiltere'de ise, 1830'dan evvel laissez-faire ilkesi yalniz üretim kesimi için sag birakilmistir. ticarette böyle bir ilkenin hakim olmasina ise, müsaade edilmemistir.

    bu yazdiklarimizdan da açikça anlasiliyor ki, yukarida, bu baslik altinda yazilanlarin hemen tamami kismen yahut tümden yanlislar barindirmaktadir. umarim bu yanlis anlasilmalarin bir nebze önüne geçilebilmesine vesile olabilmisizdir efendim.
30 entry daha
hesabın var mı? giriş yap