*

  • eğitim fakülteleri almanca öğretmenliği bölümünde tahminen 2 ya da 3 üncü sınıfta okutulan ne idüğü belli olmayan bir ders..
  • zihinsel ozurlu cocuklar da dil edinimi normal zekaya sahip cocuklardan farkli degildir sadece ortaya cikarmak da zorluk cekerler. bir gelisimsel bozukluk olan (bkz: rett sendromu) nda sinirli dil edinimi veya hic dil edinimi gerceklestiremezler.
  • belli yaştan sonra çok zor olduğu söylenen eylem
  • şarküteri'ye gidip "bana 250 gram dil ver usta" denir. dil edinilir.

    (bkz: lafı götünden anlamak)
  • anadil edinimi ve ikinci dil edinimi gibi dallara ayrılır
  • (bkz: afazi)
  • pinker* ve onun gibi birçok doğuştan gelen, evrensel dilbilgisi teorisyenine göre yenidoğanlar, çocuklar dili etraflarından öğrenmemekte, yalnız o dilin leksikonunu, sözlüğünü, ve evrensel dilbilgisince her dil için farklı değerler almasına izin verilmiş, diller arasındaki farklılıkları açıklayan sözdizimsel ve gramatik parametrelerin ne olduğunu etraflarından kapmaktadırlar. yani cümlede sözdizimsel kategorilerin (özne, yüklem, fiil, isim gibi) var olduğunu bilinçdışı şekilde bilerek, bilinç dışı süreçler sonunda dili öğremekte daha doğrusu dili kapıvermekte, edinmektedirler*, ancak her dile ait, cümlenin öğelerinin yerleri gibi farklılıkları, etraflarından öğrenmektedirler.
    bu anlamda pinker'a göre, her yeni nesil aynı dili, etrafına bakarak ve biyolojik olarak ön-belirlenmiş şekilde yeniden icad etmektedir.
  • dil öğreniminden farklı olarak bir dili kullanabilmektir. yabancı dil eğitiminin sınıfta kitap defter ve gramer formülleriyle olanına dil öğrenimi denir.öğrenim bilinçli bir şekilde olur. fakat tam tersi dil edinimi ise yaban ellerde bi paket sigara alabilmek için markette 50 takla atmakla başlar.aylar yıllar geçer, bi bakmışsın daha geçen bir iki kelimeyi bir araya getirip cümle kuramazken artık o dilde şiir yazmaya, şakalar yapmaya başlamışsın. kendine şaşırırsın, oha falan olursun. farkında olmadan o dili artık konuşuyorsundur.
  • dil edinimi, çocuğun çevresinde konuşulan dili çevresindekilerin düzeyinde konuşabilmesi sürecini içerir. bu süreç tamamlandıktan sonra dil gelişimi, yani köklerini dil ediniminden alan ve yaşam boyu devam eden süreç, başlar.

    türkçe konuşan çocukların 3 yıl 8 ayda, italyan çocukların 5,5 yılda, slav çocukların ise 7 yılda dil edinme sürecini tamamladıkları görülmüştür.
    peki neden diğer ülkelere göre türk çocukları daha erken dil edinir?
    buna neden olan unsurlar toplumsal ve dilbilimsel olarak ikiye ayrılır.

    toplumsal unsurlar:
    türk çocukları büyük ailelerde ve büyüklerle birlikte büyümektedirler ve kendi başlarına pek bırakılmamaktadırlar, üstelik aile toplantılarının da dışında tutulmamaktadırlar.

    dilbilimsel unsurlar:
    türkçenin yapısal özelliği kolay edinilen bir dil olmasını sağlmaktadır..
    türkçe, hecelerinin yan yana getirilmesiyle oluşturulan 'eklemeli' bir dildir, bu da kelime türetiminin daha kolay olmasına yol açmaktadır.
    ayrıca türkçe, sebep-sonuç ilişkisini tek bir cümlede ifade edebilme özelliğine sahiptir.
  • kişinin doğduktan hemen sonra maruz kaldığı dili içselleştirmesi, öğrenmesi ve kullanmasıdır.

    chomsky ’ye göre, dil bilimcilerin yıllar boyu yaptığı çalışmalara rağmen halen tam olarak açıklayamadıkları dil bilgisi kurallarını, yeni doğmuş ve zihin gelişimini henüz tamamlayamamış bir çocuğun birkaç sene zarfında edinmesi mümkün değildir. bu, ancak doğuştan gelen ve dile özgün kurallarla donatılmış içgüdüsel bir sistem sayesinde gerçekleşmektedir. (bkz: language acquisition device)

    doğuştan konuşma yeteneğine sahip olarak dünyaya gelen çocuk, içinde bulunduğu toplumun dilini taklit yoluyla öğrenir dünyanın genelinde, konuşmaya başladıkları ilk zamanlarda neredeyse tüm çocukların aynı gramer krallarını kullandıkları tespit edilmiştir.

    stephen krashen’a göre bol miktarda anlaşılabilir mesaja maruz bırakılan bir kişi bu mesajların içindeki dil bilgisi kurallarını farkına varmadan edinir. sözlü-yazılı mesaj depolamakla geçen bir kuluçka döneminden sonra (sessiz dönem) kişi konuşmaya başlar. çocuklarda 1,5-2 yıl süren bu sessiz dönem yetişkinlerde daha kısa sürelidir.

    vygotsky'e göre sosyal çevrenin dil ediniminde önemi büyüktür. çocuk, sosyal çevrenin yardımı ile dilini geliştirir ve yardım edilirse gelişimini bir üst seviyeye çıkarır. (bkz: the zone of proximal development) dil edinmede genetik kodlar yoktur. çocuğun ırkı ne olursa olsun hangi toplumsal çevreye maruz bırakılıyorsa o çevrenin kurallarını öğrenecektir. çocuk bunu dinleyerek ve taklit yoluyla gerçekleştirir.

    dil edinimi, dil öğreniminden farklıdır. dil öğreniminde, kişi bilinçli ve sistematik bir şekilde öğrenirken, dil ediniminde farkına varmadan öğrenme gerçekleşir. yani çocuk dili öğrenirken temel amacı derdini anlatmaktır. dil bilgisi kurallarının olup olmadığını fark etmez de önemsemez de. okuma yazma bilmeyen insanların sıfat, zarf, zamir gibi dil bilgisel ögeleri hayatlarında belki de hiç duymadıkları halde akıcı bir şekilde konuşmaları, onların dil edinimini gerçekleştirmiş olduğunu gösterir.
hesabın var mı? giriş yap