• antik roma’da umumi tuvalete verilen isim. bir duvarın uzerine yapilan yukseltiye acilmis delikler seklinde idi. anadolu’daki en onemli latrinalardan birisi side’dekidir.
  • selçuk efeste görebileceğiniz yapı. burda insanlar bildiğiniz tuvalet ihtiyaclarını yan yana giderebiliyorlar. zenginle fakirin ayrımı burada da göze çarpıyor o da şudur ki oturulan yer beton olduğundan hava şartlarının kötü olduğu zamanlarda haliyle soğuk oluyor. fakir götü, betonu ısıttıktan sonra zenginden kazanıyor. zengin götü ise zenginliği sayesinde fakir götünün ısıttığı betona oturuyor. yalnız ben, eylem sırasında aralarında geçebilicek olan diyologları çok merak ediyorum şöyle olabilir mi lan ?

    + ahh atemis bugun de ishal oldum ki şükürler olsun beyaz leblebi var !
    - beni de görüyorsun be dostum, 40 dakikadır burdayım kabız oldum. iyi ki geldin lan konuşacak kimse yoktu , napıyorsun , nasıl gidiyor ?
    + sıçıyoruz işte, ne olsun . . .
  • eski çağ halka açık tuvaletleri. günümüzün umumi tuvaletleri. 20-40-60-80-100 kişilik tipleri mevcut. kadın, erkek, çoluk çocuk birlikte kullanılırdı ve tuvalet ihtiyacının görülmesinin yanı sıra sohbet muhabbet gibi aktivitelerde gerçekleştirilirdi.
  • efes antik kentindeki kalıntıları günümüze oldukça sağlam şekilde ulaşan umumi tuvalet.
    hemen yanında aşk evi (genel ev)bulunmaktadır.
    ancak latrina kadar, size genelev algısı yaratması mümkün değildir. kalıntılardan bir mana çıkarmanız için birazcık işin içinde olmanız gerekmektedir.

    aşk evine liman caddesinden giderken sağ tarafta bir kadın ayak izi ve bu ayak izinin içinde bir kalp bulunur.
    kalbin üzerindeki ok sol tarafı işaret etmektedir. bunun anlamı ileride solda kalbi boş ve yalnız bir kadın sizi bekliyordur. bu ayak izi şeklindeki müşteri çağırmanın ise tarihte modern olarak ilk açık alan reklamı olarak tarihe not düşüldüğünü belirtmek isterim.

    aşk evinin hemen karşısında bulunan celcus kütüphanesi ise günümüze dek ulaşan antik kütüphanelerin en önemlileri arasında yer alır. ayrıca tam anlamıyla bir restorasyon başarısıdır. aşk evine gidemeyip mecburen kütüphane tercihi yapan dönemin vatandaşı, hemen karşısında yer alan aşk evindeki kadınlara kütüphane penceresinden bakıp iç geçirirken kütüphanede olmanın vermiş olduğu etki ile onlara "kitap gibi kadın" deyimini yüklemişler ve bu söylem günümüze kadar aynı şekilde ulaşmıştır.

    ey gidi latrina, celcus kütüphanesi,aşk evi ve diğerleri. avucumun içini bilmem efes antik kentini bildiğim kadar.
    latrina'dan yola çıkıp ona yakın olan yapılardan buraya birkaç not düşmek istedim. dağılan konu için beni mazur görün.
    tanım: gece gece beni geçmişime götüren,antik dönemde felsefi sohbetlerin bolca döndüğü mistik mekan.
  • utanmanın öğrenilen ve öğretilen bir duygu olduğunun kanıtıdır.
    yine de iyi ki öğretmişler...
  • antik dönem açık hava tuvaletleridir.

    küçük abdest 2 dupondius, büyük abdest ise 4 dupondius olarak ücretlendirilmişti, açık hava tuvaleti olduğu için de helacıyı kandırmanız mümkün değildi. gelip olay yeri incelemesi yapar, ondan sonra ücreti tahsil ederdi. şaka şaka...

    ayrıca, plutharkos ve seneca en önemli eserlerini bu tuvaletlerde abdest bozarken yazmışlar. biliyorsunuz ki en iyi fikirler tuvaletteyken akla gelir. batlamyus ise kabız olduğu bir gün açık hava tuvaletinde canı sıkılmış ve gökyüzünü izlemeye başlamış. gökyüzünü izlediği o sıcak ağustos akşamından sonra da astronomiye merak salmıştır. aşırı amonyak kokusuna maruz kaldığı için de dünya merkezli bir evrende yaşadığımızı iddia etmiştir. buradan anlıyoruz ki amonyağın fazlası ters tepebiliyor bünyede.
  • latince lavatrina (yıkanmak/banyo) kelimesinden türetilen latrina, roma döneminde (mö. 1/ms 4. yüzyıllar arası) evlerinde tuvalet ihtiyacını gideremeyenler için bir bedel ödemek kaydı ile sosyal yaşamın içine girmiştir. anadolu'daki bu dönem latrina örneklerine bakıldığında ephesus, miletos ve sardes gibi yerleşimlerde latrinaların, kamu yapıları ve özelliklede hamamların bulunduğu kentlerin merkezlerine konumlandırıldığı görülmektedir.

    augustus dönemi (mö. 27/ms 14) ile birlikte latrinalar; sohbet, siyaset ve hatta dedikoduların paylaşıldığı sosyal bir yapıya bürünmüştür. bu dönemde çok sayıda insanın kullanımına uygun hale getirilen latrinalarda herhangi bir statü yada zümre ayrımına dair yorumlanabilen bir buluntu ele geçmemiştir. latrinalar, doğu roma (bizans) döneminde yapısal olarak bazı değişikliklere uğrasa da 6. yüzyıla kadar kalıcı yapılar olarak varlıklarını devam ettirmiştir.

    latrinalar; oturma yerlerinin biçimlerine göre; ı, l, u, eksedra ve yuvarlak tipler olarak sınıflandırılmaktadır. u tipi latrinalar, sosyalleşme ve kullanım rahatlığı dolayısıyla en çok tercih edilen örnektir.

    duvara yerleştirilmiş konsollarla taşınan mermer, taş yada ahşap oturma plakalarına açılan deliklerin üzerine oturarak tuvalet ihtiyacı giderilmektedir. oturma sıralarının altında kötü kokunun engellenmesi ve atıkların hızlı bir şekilde uzaklaştırılması amaçlarıyla güçlü bir kanalizasyon sistemi yer alır. tuvaletlerin içinde ayaklarını bastıkları alanın hemen önünde temiz su kanalı bulunmakta ve işi biten kişi elindeki tersorium (temizleme süngeri) ile temizlenmekteydi. ayrıca üstü kapalı olanların içinde kötü kokuların yayılmasını önlemek amacıyla çok sayıda pencere açılıp, yoğun aromalı bitkiler ekerek çözüm üretilmiştir.
hesabın var mı? giriş yap