• “işçi sinifi tarihun itici gücidur ve tarihun akişini değişturecek siniftur dedum diye ‘halkun öteki kesumi yatup, ense yapacak’ demedum. köylü, memur, genç, öğrenci, sanatkâr, kuçuk esnaf... hayde herkes tribündeki yerini alsun.”
  • 14 nisan 2009 salı akşamı saat 20:30 da, oyun atölyesinde izlenebilecek 'toplu hücum ve toplu müdafaa' taktiğiyle sahneye konulan oyun.
  • yalı kıraathanesinde oturup, kimi zaman fenere kimi zaman komprador burjuvaziye giydiren laz kişiliktir. oyun hiç de söylendiği gibi sıkıcı olmayıp sol literatür ile futbolu, değişim değeri ile tomruğu* ziyadesiyle harmanlamayı bilmiştir.
  • eleştirilecek çok noktası vardır oyunun, tam hamla$mamı$tır kanımca. ayrıca çok kısır bir oyunculuk hakimdir. çok hızlı, ba$ ağrısı yaratan bir anlatım tarzı, ''celdum, cittum, diyeceğum'' gibisinden karadeniz $ivesi... basit kalıplar... o $iveyi iyi bilen gerçek karadenizli bir iki figürenla daha güzel bir oyun ortaya konulabilirdi. ve ele$trime son olarak eklemek isterim söz konusu oyunun nihai amacı bozuk bir sistemin ele$tirisidir.

    kısa ve öz, bir sahnesin de $öyle söyler laz marks emice: çalı$ırsınız para kazanırsınız, anneniz babanız bu kazandığınız parayı harcamamanızı; ileride lazım olacağını, büyük adam olup önemli yerlere gelebilmeniz için bu paranın size lazım olacağını söyler. tiyatroya gidemezsiniz, sinemaya gidemezsiniz, kitap alıp okumazsınız; param bitecek büyük adam olamayacağım korkusuyla. yani bu sistem böyle olmanızı ister… içi bo$… yani '' ne kadar az insansın o kadar çok insansın.''

    peki oyun fiyatlarına bakıyorum da gerçekten samimiyseniz neden bu kadar uçuk fiyatlar... salonun da yarısı boştu hani... fiyatlar daha uygun tutulup, daha fazla insanın gelmesi bu sisteme tokat gibi bir cevap değil midir? afedersiniz de, o oyunu bir öğrencinin izlemesi için; ya bir burjuva çocuğu olması gerekir ya da parasını tiyatroya, kitaba harcayan dolu ama ileride parasız, dediğiniz gibi ''az insan''.

    son olarak, oyunun sonunda sahneye doğru tulum çalarak inen sanatçı; siz karadenizin hırçın dalgalarına, patika yollarına, ehdiyar ninelerin $irin bakışlarına götürür... bu eleştirleri siler atarsınız...
  • 9 eylül çarşamba günü saat 20.30'da izmir özgür yaşam kooperatifi tarafından düzenlenen gösterimle, karşıyaka tiyatro sokağı'ndaki ege sanat merkezi'nde izleyicisi ile buluşacak oyundur.
  • yaygın kanının aksine laz değil azeridir.

    (bkz: amelelerin veteni mövcud deyildir)
  • hakkında soruşturma açılmıştır.
    http://yesilgazete.org/…-marks’a-sorusturma-acildi/
  • bu oyun için haldun açıksözlü'ye dava açılmış. tayyip erdoğan'a hakaret edildiği gerekçesiyle savcılık tarafından inceleme başlatılmış. dava sebebi ise oyunda anlatılan bir fıkra. hiciv ve yergiden yararlanmak çok irrite edici bence. sayın erdoğan rencide edilmiş görüyor musun?
    http://www.tiyatrom.com/ha_kampanya.htm

    --- spoiler ---

    fıkrada ki tayyip rizeli’dir, kasımpaşa’da büyümüştür ve annesinin adı da vesile’dir. bir gün vesile ana kasımpaşa’da bakkala alışverişe gider, bakkal mahallenin çok eski bir esnafıdır. yaşlı bakkal vesile ana’yı görünce başlar yakınmaya; "nasıl bir evlat ettin, böyle başbakan olur mu? enflasyon bir yandan, işsizlik bir yandan öldük da… böyle idare mi olur, böyle yönetim mi olur?" vesile ana bakkalın sözünü keser ve der ki; "bakkal efendi hatırlar mısın tam elli yıl önce sana gelmiştim ve senden borç para istemiştim." bakkal hatırladığını ve parası olmadığı için ona istediği borcu veremediğini söyler. vesile ana da der ki; "o borç para ne içindi bilmek ister misin, o para kürtajın parasıydı," der.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap