• eric rohmer'in comedies et proverbes isimli serisinin 1982 tarihli 2. filmi. bu filmde de serinin 3. filmi pauline a la plage'da olduğu gibi arielle dombasle yer almaktadır.*
  • eric rohmer 'in, bir atasözüne karşılık bir film çektiği altılı serinin ikinci filmidir.

    samimi bir itirafta bulunayım ve eric rohmer'in filmlerini çok geç sevmeye başladığımı açıklayayım. epeyce bir filmini zoraki izledikten sonra adamın değerini anladım ve filmlerini sevmeye başladım. düşünün ki amerikan sinemasında bile mumblecore diye bir tarz 2o1o'lu yıllarda anca oluşmaya başladı, oysa avrupa sineması onlarca yıl öncesinde bu tarzı alabildiğine kullanıyordu. sinemayı mumblecore kurtaracak diye bir iddiada bulunmak anlamlı olmaz ama sinemada huzuru, samimi gerçeği, slow food'un sine versiyonunu arayanların bir ibadet türü olacağı kesin.

    filmin en sevdiğim tarafı 1980'lerin frenk diyarlarını doyumsuz bir renk skalası eşliğinde bizlere sunması (azami lezzet için hd sürüm şart elbette). film ayrıca "ben artık evlenme yaşına geldim, birisini bulup hemen evlenmeliyim" zihniyetine kapılan bir bireyi ele alması açısından çok çarpıcı. özünde bir mahalle baskısı olan bu duruma hayatının belli dönemlerinde hemen herkesin maruz kaldığı bir gerçek. rohmer de bu realiteyi enfes bir şekilde harmanlıyor.
  • filmle ilgili az bilinen bir gerçek ise damat adayı avukat edmond'u kaya çilingiroğlu'nun canlandırdığıdır.
  • sabah akşam yatıp kalkıp ilişki, kadınlar, bekaret, çalışan kadın gibi konulardan başka bir şey konuşamayan ekşi ahalisine tavsiye niteliğinde bir filmdir. film bunları sizin gibi davarca değil güzel güzel işlemektedir
  • üstünde durduğu konuyu güzel işlemiş. ancak benim çok ilgimi çekmedi. etrafımızda sürekli üstümüze üstümüze gelen, dahil olmasak bile kulak misafiri olduğumuz o kadar çok şeyi barındırıyordu ki film kendimi boğulmuş hissettim izlerken. belki başka bir coğrafyada doğsam daha çok hoşlanabilirdim.
  • le beau marriage 1982 (bkz: comédies et proverbes) başlığı adı altında toplanan altı filmin (bkz: la femme d’aviateur) filminden sonraki ikinci tamamlayıcı parçası.
    ilk filme nazaran bu sefer karşımızda ne istediğini bilen, ideallerinin üzerine giden karakterleri görebilmek mümkün.

    --- spoiler ---

    “hic niyetleri yokken arayacaklarini soyleyen insanlardan nefret ederim. tutmayacagim sozler vermemeliydim.”

    --- spoiler ---

    filmde bol bol kasaba hayatına ait fotoğrafları filmin ana karakteri sabine’in asla tüm çıplaklığıyla açıklayamadığı varoluşsal sıkıntılarından kaçmak ya da anlık uzaklaşmaya çalıştığı vakitlerde karşımıza çıkarken görmek mümkün.
  • eric rohmer'in altı bölümlük komediler ve atasözleri serisinin 1982 yapımlı 2. filmi.
    dün ilk filmini izlemiştim. kadın ve ilişkiler üzerine güzel eleştirileri var. bu film bana ilkine göre daha akıcı ve heyecanlı geldi. görsel açıdan ilki kadar doyurmasa da bunda da az buçuk paris havasını solumak güzeldi. yukarda biri kaya çilingiroğlu'ndan bahsetmiş gerçekten de edmond karakteri benziyor :) o değil de *arielle dombasle (clarisse) ne güzel kadın. inanılmaz zarif ve naif bayıldım kadına. başroldeki kadınımız beatrice romand'ın (sabine) da duru bir güzelliği var. kendimde onu gördüm biraz sanki. biranda evlenmeye karar vermesi ve bunu içselleştirmesi kesin olacakmış gözü ile bakıp kendini anlamsız inandırması üzdü.
  • 82 yapımı güzel, sıcak bir eric rohmer filmi.
  • keşke kadınlar üzülmese, erkeklerin hepsi avukat gibi en azından biraz kendini ifade edebilse deyip filme geçiyorum

    --- spoiler ---

    1981 yılından fransız mentalitesi. anne baskıcı değil, once birlikte yasamalısın diyor bile.

    bir romantik komedi bu kadar mı tatlı anlatılır. sabinin tüm iç hayatı ben dilinden anlatılır. tüm duyguları serilir. son vakte kadar kotu bişi olmayınca acaba mutlu son veya mucize mi var diyorsun. sonra film beklendik hikaye gibi akıyor.

    mektup yazarım, neyse şimdi hazır vakit varken anlatayım, işte bunları yazacaktım. ama mektup gelince yırtıp atarsın. kızımız da arkadaşına "mektubu okumadan yırtıp atacagını "sozluyor. yani hala mektubu bekliyor.

    kapıdan cıkarken kızın kadına carpması, avukatın bizim meslekte böyle tipler denk gelir demesi komediyi doruk noktası olmuştur.

    kızımız bu sefer tebessüm eden bir gence denk gelir ve ağını kurar. film böyle bitmesiyle yonetmen ibreyi kadınlardan yana kullanmış gibi .
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap