*

  • henri lefebvre'nin paris 1968 ogrenci ayaklanmalari sirasinda ortaya attigi daha adil bir kentsel duzen nasil olur sorusunu dusunurken kullandigi kavram. fransizca orjinali "le droit à la ville", ingilizce literaturde "the right to the city" olarak geciyor.

    su siralar hem kentsel haraketlerin hem de kentsel calismalarin halimiz ahvalimiz uzerine ahkam keserken kendisine dolayimlanmadan gecemedigi bir mefhum.

    lefebvre'ye gore kapitalist mekanin uretimini* kullanim degerinden* ziyade degisim degeri* belirler. sehrin sermaye veya mulk sahibi olmayan, mekanlarin degisim degeri uzerinden para kazanamayan siniflari ise sehir uzerinde soz hakkini kaybetmistir. basit ifadesiyle sehir mekanlarinin kullanicilarinin haklari bu mekanlarin kapitalist piyasada degisim degeri uzerinden para kazanan siniflari tarafindan surekli gasp edilmektedir. buna herhalde en guncel ornek olarak beyoglu ve ardalaninda gerceklesmekte olan soylulastirma* pratikleri gosterilebilir. soylulastirilan mahallerde mulk sahibi degil iseniz, o mekanin piyasa degisim degerinin yukselmesi sizin hayatinizi idame ettirme masraflarinizi ciddi sekilde yukseltecektir. kosedeki ucuz bakkaliniz yerini organik urunler satan bir isletmeye, diger kosedeki kunduraci/tamirci de yerini cebinizin erismeyecegi gicir bir sarar magazasina birakabilecektir. eger yukselen fiyatlari goruyorum ve arttiriyorum deme luksunuz yoksa, bakkal ve kunduracinin pesine bir sure sonra takilip, ev bildiginiz yere siz de elvada diyebilirsiniz. buna mukabil, eger soylulastirilan mahallede iki katli bir evin sahibi iseniz bu evden cebe indirdiginiz kira 500 lira yerine 5000 liraya firlayip, gozunu yerinde fir dondurebilir.

    bu minvalde lefebvre, sehri kullananlarin sehirden kar edenlere karsi organize olup toplumsal mucadele marifetiyle sehir haklarini cekip almalari gerektigini iddia etmisti. david harvey, peter marcuse gibi guncel radikal kentsel kuramcilar ise lefebvre'nin sehir hakki kavraminin sehrin mevcut kaynaklarina ulasim hakkina indirgenmemesi gerektigini, bu haklarin daha ziyade sehri yeniden ureten siyasi iktisadi sureclere mudehale eden, sehrin daha adil sekillerde yeniden uretilmesi uzerine gelistirilen toplumsal haklar olarak algilanmasi gerekliliginin altini ciziyorlar.

    harvey'nin sehir hakki uzerine yazdigi makalenin cevirisi daha detayli bilgi icin giris niteliginde: (ben de orjinali de mevcut, isteyen mesaj atsin)

    http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=22579

    lakin cevirmen sehir hakki yerine kent hakki olarak cevirmis "the right to the city"i. ben la ville ve city kavramlarinin dogrudan cevirisine sadik kalip burda basligi kent hakki olarak degil, sehir hakki olarak acmayi uygun gordum.

    hatalıysam hata yaz 3310'a gönder lefebvre cebine gelsin.
  • david harvey'in, "the right to the city" başlıklı new left review'da çıkan yazısı için tıklayınız.
  • türkçesine sendika.org çevirisiyle, şuradan ulaşılabilmekte.
  • don mitchell'in, lefebvre'nin kavramından yola çıkarak yazdığı, "the right to the city: social justice and the fight for public space" isimli 2003 basımlı kitabı da yakın geçmiş vaka örnekleri ve analizleriyle konuya ışık tutmaktadır.
  • ayiptir soylemesi, bendeniz de bu kavram uzerine uzun suredir geveledigim doktora tezimin bir kismini `international journal of urban and regional research` dergisinde bastirmaya nail oldum dun itibariyle.

    dergi umuma acik degil ve yazar dergi lordlarina 3000us$ bastirmazsa orda burda tamamini paylasmasi halinde copyright sopasini kafasina kafasina yiyecegini kabul etmis olur tadinda bir seyler imzalatiyorlar insana. neyse, o sebeble bloguma sadece abstract'ini koydum. hukuktan korkumuz sonsuz. ama mesaj marifetiyle bana ulasan meraklisina pdf versiyonunu savullamayi borc bilirim.

    http://kuymulu.wordpress.com/…city-at-a-crossroads/

    terbiyesiz reklamlar sona erdi, simdi lombeliko del mondo'yu izleyebilirsiniz.
  • henri lefebvre’in kent hakkı kavramı mekan üzerindeki hakimiyetin günlük hayat içinde ve üzerinde toplumsal iktidar kurmanın temel bir kaynağı olduğunu ifade etmektedir. yine benzer biçimde david harvey kapitalizmde para, zaman ve mekan üzerinde birbiri ile kesişen hakimiyet toplumsal iktidarın özsel bir parçasıdır demektedir. her iki düşünür de halen güncel tartışmalara kaynak teşkil etmektedir. misal,
    (bkz: gezi parkı direnişi)
  • jadaliyya'da asli ikizoglu erensu bir yazi ile multecilerin, gocmenlerin kent hakki konusunu tartismaya acmis. temel olarak soru "kent hakki sadece orada surekli kalacak olanlarin hakki midir yoksa gecici olarak orada bulunanlarin da kent hakkindan soz edebilir miyiz" sorusu. erensu konuyu suriyeli multeciler uzerinden irdelemis.
  • ilk olarak henri lefebvre tarafından 1968 tarihli le droit à la ville kitabında önerilen fikir ve slogan. lefebvre, bu fikirleri "şehir yaşamına dönüşmüş ve yenilenmiş bir erişim [için] ... bir talep" diye özetler. david harvey ise bu hakkı şöyle tarif eder: "şehir hakkı şehir kaynaklarına bireysel olarak erişme özgürlüğünden çok fazlasıdır: şehri değiştirerek kendimizi değiştirme hakkıdır. dahası, bireysel değil ortak bir haktır çünkü bu dönüşüm kaçınılmaz olarak şehirleşme süreçlerini yeniden şekillendirecek kolektif bir gücün uygulanmasına dayanır. şehirlerimizi ve kendimizi yapma ve yeniden yapma özgürlüğü, iddia ediyorum, insan haklarımız içinde en kıymetli ve en ihmal edilmiş bir haktır."

    bu sözün çeşitli anlamlar edindiği öne sürülmüştür ve marcelo lopes de souza şehir hakkının "bugünlerde moda" olduğunu savunmuş, "bunun bedeli lefebvre'nin kavramının sık sık bayağılaştırılması ve yozlaştırılması olmuştur" demiş ve fikrin özgün radikal anlamına sadakat çağrısı yapmıştır. bir dizi halk hareketi (ör: güney afrika'daki gecekondu sakinleri hareketi abahlali basemjondolo, amerika birleşik devletleri'ndeki şehir hakkı ittifakı, hamburg'da yaşayan squatçılar, kiracılar ve sanatçılardan oluşan network recht auf stadt, asya ve latin amerika'da çeşitli hareketler) şehir hakkı fikrini mücadelelerine dahil etmişlerdir. brezilya'da şehir hakkı 2001 şehir mevzuatı ile federal kanun metnine girmiştir.

    kaynak: vikipedi

    detaylı bilgi için; https://en.wikipedia.org/wiki/right_to_the_city
  • mülkiye dergisinin 37(2) sayısında (2013) özgün dinçer'in "şehir hakkı çerçevesinde sokakların iadesini talep eden toplumsal hareketler" başlıklı yazısının ilk sayfalarından alıntıdır. reclaim the street hareketini anlatırken şehir hakkı kavramının teorik temellerini de hatırlatmıştır.

    -----------------------------------------
    henri lefebvre, şehir hakkı kavramını, ilk olarak 1968 tarihli le droit à la ville adlı çalışmasında tartışmış, kavram daha sonra david harvey tarafından da geliştirilmiştir. lefebvre'in (1996) ve harvey'in (2008b, 2013) tartıştığı hâliyle kavramın temeli kapitalist kentleşme sürecinin marksist analizine dayanmaktadır. kent mekânının örgütlenmesi ve düzenlenmesinde kapitalist üretim biçiminin etkisi, başta lefebvre (1991), harvey (2006, 2008a) ve manuel castells (1997) olmak üzere kenti marksist bir yaklaşımla ele alan birçok yazar tarafından tartışılmıştır. bu tartışmalarda modern kent ve kentsel mekânlar, kapitalizm ile ilişkili olarak değerlendirilmekte ve temelde kapitalizmin kentsel çevrenin üretilmesindeki rolünün altı çizilmektedir. lefebvre (1991:9-10), kapitalizmin binaların inşasından yatırımın dağılımına ve emeğin dünya çapında bölünmesine kadar mekânla ilgili uygulamalı sorunların tümünü etkilediğine işaret ederken, castells (1997) kenti kapitalizmin gerektirdiği işgücünün yeniden üretiminin mekânsal birimi olarak ele almakta, harvey (2006, 2008a, 2013) ise kenti sermaye birikim süreçleri çerçevesinde kavramsallaştırarak, sermayenin dolaşımında kentsel üretim, dolaşım, değişim ve tüketim için maddi altyapının oluşturulması olarak tanımlamakta ve bu nedenle sermaye birikiminin mantığının kentsel gelişimin temel üreticisi olduğunu ifade etmektedir. kapitalizm, krizlerini ve içsel çelişkilerini aşmak için "uzamsal çözümler"e başvurmakta, coğrafi yayılma, uzamsal düzenlemeler, eşitsiz coğrafi gelişim gibi imkânlardan yararlanmaktadır. bu şekilde "kapitalizm kendi birikim sürecinin belirli bir tarihsel andaki dinamiklerine uygun olan bir coğrafya", diğer bir deyişle uzamsal ilişkiler, mekânsal düzenlemeler, örgütlenmeler ve yerler ağı üreterek kendi devamını sağlamaktadır (harvey, 2008a, 40, 74-75, 80-81). harvey (2006, 2013), kentin kapitalist toplumsal ilişkilerin temel unsuru olarak görülmesi gerektiğinin altını çizmektedir. lefebvre (1991) de benzer şekilde, kapitalizmin kentsel mekânı örgütleyerek kendi devamını sağlayan toplumsal ilişkileri yeniden ürettiğine işaret etmektedir. kentlerde mekânın örgütlenmesi aracılığıyla kapitalizmin toplumsal ilişkilerinin yeniden üretildiğini ve kapitalizmin kentsel mekânın düzenlenmesi yoluyla ayakta kalıp gelişebildiğini belirten yazara göre, bu hâliyle kent kapitalist gelişmenin sadece nesnesi değil öznesi hâline de gelmektedir. dolayısıyla kapitalizmin kent mekânının metalaştırdığı, mekânı işgal ederek ve mekânı üreterek varlığını sürdürdüğü hem lefebvre hem de harvey tarafından ifade edilmektedir. şehir hakkı kavramını tartışırken her iki yazar da bu noktadan hareket etmekte ve kapitalist kentleşme süreci karşısında kentlilerin haklarını bu bağlamda tartışmaktadır.

    şehir hakkı kavramı tartışmalarında hem lefebvre hem de harvey, kentleşme sürecinde etkili olan sermaye mantığı karşısında kentlilerin kent üzerindeki haklarını ön plana çıkartmaktadır. lefebvre (1991, 1996), şehir hakkını kent mekânının üretimine dair görüşlerine paralel olarak tartışmakta ve bu süreçteki ilişkilerde önemli bir değişimi önermektedir. şehir hakkı, değişim değerine göre örgütlenen kent mekânı yerine, kullanım değerine göre belirlenen bir kent yaşamını temel almaktadır. bu anlamda şehir hakkı, kentte yaşayanların kenti kendi ihtiyaçları doğrultusunda değiştirme ve yeniden üretebilme hakkıdır. nitekim, kenti artı ürünün toplumsal ve coğrafi olarak yoğunlaşması olarak tanımlayan harvey (2013:45, 65)'e göre de şehir hakkı, kentli kitleleri yaşadıkları kentten mahrum bırakma pahasına gerçekleşen kentleşme süreci üzerinde kentlilerin belirleyici bir güç olmayı talep etme hakkıdır. kent içinde yaşayanların kentsel süreçlere müdahil olmasını talep etmek ise, kent mekânının üretimindeki ekonomik, politik ve sosyal süreçleri ve ilişkileri etkileyecek önemli bir müdahaledir. mekânın üretimi sermaye yatırımlarından vergilere, yerel yönetim kararlarından çevresel kararlara kadar birçok unsurun etkileşimini içermektedir. dolayısıyla kavram, mekânın üretimindeki güç ilişkilerinde önemli bir yeniden yapılandırmanın, sermaye ve devletten kentlilere kayan güç değişiminin gerekliliğini öngörmektedir. bu anlamda da bireysel değil kolektif bir hak olarak şehir hakkı kapitalist kentleşme süreçlerine ve ilişkilerine bir müdahale anlamına gelmekte ve dolayısıyla da anti-kapitalist bir nitelik taşımaktadır.

    kaynaklar:

    castells, manuel. (1997). kent, sınıf, iktidar. çev. asuman erendil. ankara: bilim ve sanat.

    harvey, david. (2006). sosyal adalet ve şehir. 2. basım. çev. mehmet moralı. istanbul: metis.

    harvey, david. (2008a). umut mekânları. çev. zeynep gambetti. istanbul: metis.

    harvey, david. (2008b). the right to the city. new left review 53, eylül-ekim, s. 23-40.

    harvey, david. (2013). asi şehirler: şehir hakkından kentsel devrime doğru. çev. ayşe deniz temiz. istanbul: metis.

    lefebvre, henri. (1991). the production of space. çev. donald nicholsan-smith. blackwell, great britain.

    lefebvre, henri. (1996). the right to the city. içinde: kofman e. ve lebas e. (çev. ve ed.) writings on cities, blackwell, 147-159.
    -----------------------------------------
hesabın var mı? giriş yap