• jest ve söz.
    (bkz: andré leroi-gourhan)

    claude lévi-strauss'un bu denli ünlü olup andré leroi-gourhan'ın üzerinde hemen hemen hiç durulmaması, hemen her şeyde olduğu gibi bilimsel araştırma literatürünün de aslında abd süzgecinden geçip ülkeye girdiğini gösteriyor gibi. yani okuma listelerimizi doğrudan kendi birikimlerimizi oluşturan kaynaklara dayandırmak yerine önceden seçilip hazırlanmış bir literatürden oluşturmayı tercih ediyoruz. yale'den, stanford'dan, harvard'dan daha mı iyi bileceğiz sonuçta? fakat bilebilirdik, le geste et la parole ingilizceye yayımlandıktan 50 sene sonra çevrildiği için anglofon câmiada karanlıkta kalmış devasa bir eser. karanlıkların kaynağı tabii ki yalnızca çeviriden kaynaklı dil engeli değil. kâh dilin kullanımı, kâh yöntem bilimi açısından incelendiğinde eser ile ilgili "alışılmışın dışında" olduğuna dair birçok eleştiri mevcut, fakat onlara burada değinmenin bir mantığı yok.

    14 sene boyunca college de france'da tarih öncesi dönem kürsüsü başkanı olmuş leroi-gurhan'ın bu eseri birçok bakımdan oldukça kıymetli. öncelikle kendisinin karşılaştığı her güçlüğü alanı dışında bile kalsa farklı bir disiplin ve yöntem ile ele aldığı sıkça söylenegelir. doktorası etnoloji üzerine olmasına karşın yeri geldiğinde filozof, yeri geldiğinde biyolog ve bazen de paleontolog oluverir. herkesin kendi alanının sınırlarını belirlemeye çalıştığı bir dönemde bir sosyal bilimcinin disiplinlerarası çalışmasının zorunlu olduğunu savunur ve sınır tanımaz.

    le geste et la parole'de de leroi-gurhan'ın ana çabası evrimin biyolojik bir alandan sosyal bir alana geçişinin izlerini sürmek; audouze'un deyimiyle "jestler, araçlar ve dil ile teknik, hafıza ve toplum arasında bir bağlantı kurmaktır." leroi-gurhan hayvanlar alemi ve insan topluluklarını birbirlerinin devamı olarak görür ve jest ve dilimizin evrimini bilim ve teknikteki ilerlememizle ilişkili olarak geliştiğini söyler ve teknik evrimimizin anatomik evrimimizi bir noktadan sonra aşıp geride bıraktığını ekler. çalışmada birçok örnek mevcut fakat basit bir örnek olan yazı üzerinden gidecek olursak: erken antropoidlere kadar el ve yüzün eylem kapasitesi dengeli bir şekilde dağılır. örneğin maymunlarda yürümeye yardımcı olan eller başka bir iş yapamayacağı için yiyecek yanaklarda taşınır ve bu iki kısım arasındaki iş bölümünde bir denge mevcuttur. fakat erken antropoidlerde bu iki bölümün işlevlerinin dengesi arasında bir kopuş yaşanır. yeni denge ise özgür kalan ellerin oluşturacağı jestler ve alet yapımı ile onu bir anlamda tamamlamak zorunda kalacak baş bölgesinin sağladığı fonasyon, yani sesleme arasında kurulur. sözcükler ortaya çıktığında ise tekrar bu dengenin kurulması yazının icadı ile mümkün olur.

    evet çok yüzeyselleştirdim ama yukarıda bahsettiğim ve kitap boyunca işlenen biyolojik evrim ile teknik evrimin ilişkisi hakkında basit de olsa bir fikir versin istedim. kitabın türkçe çevirisi mevcut mu bilmiyorum ama gesture and speech olarak ingilizce çevirisini kullanabilirsiniz, oldukça ilginç bir okuma olacaktır.

    not: 10 yıl önce verilmiş bir falentez uktesi.
hesabın var mı? giriş yap