*

  • leçek: kına yakılan ve sarılan bağ.
  • baş örtüsü, yün atkı.
  • tulbentten yapilma bir cesit yazma.

    anaerkil toplum oldugumuz donemlerde kadınlar bir savaşa sebep olabildikleri gibi savaşı durdurma yetkisine ve gücüne de sahiptiler. hem de bunu “leçek” dediğimiz başörtüleriyle yaparlardı. iki aşiret savaş için karşı karşıya geldiğinde aşiretteki bir kadının savaşın orta yerine leçeğini atması savaşı başlamadan bitirmesi anlamına gelirdi. (kaynak : http://www.ucansupurge.org/)

    ayrica (bkz: kuyudan su cekerler)
  • meral akşener'in tülbent devriminin kaynağıdır. bir üstteki entry'de anlatılmış hikayesi
  • aşık berbati'nin yazdığı bir de beyaz leçek adında bir türkü bulunmaktadır. kısaca kadınların azılı bir kavgada beyaz leçeği havaya atıp iki taraf için de kavgayı sonlandırmasını ifade eder.

    beyaz leçek'in anlamını yerel bir yazar şu şekilde ifade etmiş:

    --- spoiler ---

    kültürümüzde “laçik” (leçek)in var olan kavgayı durdurduğunu ifade eden araştırmacı ve yazar hüsamettin turan, “laçik” kelimesi beyaz başörtüsünü karşılıyor diyerek, “özellikle kürt kültüründe kadınların kullandığı bir başörtü çeşididir leçek. birileri kavgaya tutuştuğunda, bir kadın cesaretle kavgacıların arasına girip beyaz “laçik”i başından sıyırıp kavgacıların ortasına fırlattığında, kürt adetleri ve ahlak normları gereği o andan itibaren kavga durdurulur. ondan sonra kavgaya devam etmek ayıptır. folklorumuz da ve toplumsal ahlaki normlar arasında bu “laçik” yani başörtüsü olayı başlı başına bir zihniyet, bir kültür, bir felsefedir. toplumda zor anlarda ortaya çıkar. toplumda husumet ve ya kavga durumunda kadınlar başörtülerini atarlar yere. bu durum da her iki taraf da durmak zorunda. çünkü o başörtü namus anlamına geliyor. ayrıca kadının örtüsü başınıza veya kadın dul kalırsa hali ne olur anlamına da geliyor. aşiretler arası kavgalarda olsun, aileler arasındaki kavgalarda olsun, kavga istemeyen bir taraf diğer tarafa, lafını bilir bir kadın gönderir, kadın başındaki örtme, leçek her ne ise ayaklarınızın önüne sereyim der, bu kavgalar olmasın artık. karşı taraf örtmenizi aldım başımız üzerine yeri var derse barış olur. eğer o örtmeyi al götür kocan örtsün derse barış olmaz demektir. aşiretler arasında bu olay gerçekleşirse olay biter. ve bitmek zorunda. bu başörtüsü hangi tur olursa olsun. çünkü kültürümüz de, değişik yaş ve sınıf kategorilere göre başörtüsünün cinsi rengi ve ölçümleri değişir” şeklinde konuştu.

    “günümüzde bunun öneminin kaldığını söyleyemeyiz”

    kadının her zaman barışçı rolünü oynadığını ifade eden turan, “kültürümüz de kadın doğurgan, üretken ve ailede toparlayıcı olarak görüldüğü için kutsaldır. coğrafyamız da erkeklerin anlaşamadığı durumlarda, anlarda yine kadın ön plana çıkarak toparlayıcı ve ana ruhiyatının barışçı rolünü oynar. ve böyle husumet ve kavga anlarında, aradaki husumeti bitirmek ve kavgayı durdurmak için o kutsallık rolünü oynar ve başörtü namusumdur diyerek yere atarlar. erkekler bu durumda o kutsallığa saygı göstererek husumete ve kavgaya son verir. ancak; kadın bunu yapmadan önce, husumetli ve kavgalı olan her iki tarafın toplumdaki yerleri, kültür ve geleneklere olan saygılarını ölçüp biçtikten sonra böyle bir eyleme yeltenir. çünkü saygınlığını ve toplumdaki kutsallığını hiçleştirmek istemez. onun için olayı gerçekleştirmeden önce hesabını iyi yapar. ve yine, kadının bu eylemine saygı duymayan taraf kim olursa olsun toplum tarafından hoş karşılanmaz, hor görülür ve toplumda onlara olan güven de yok olur. bunun içindir ki, kadının araya girdiği başörtüsünü araya attığı kavgalar genellikle barışmakla sonlanır. ancak günümüzde bunun öneminin kaldığını söyleyemeyiz. yukarıda kısa bir vurgusunu yaptığım özellikle kürt kültüründe bulunan başörtüsü çeşitleri yörelere ve yörenin, yaş gurubu, sınıf kategorisi olarak renk, büyüklük ve kumaş kalitesi olarak çok çeşitlidir. bunlar; şarpe, temezî, şar, laçik, kefî, kofî‘dir ki yore ve sınıf katmanlarına göre kofinin üstüne ve etrafına bağlananlarda da hem renk ve hem de kumaşta farklılık var” ifadelerini kullandı.
    --- spoiler ---

    http://www.yenimusunsesi.com/…cek-gercegi-5039.html
  • leçek hakkında araştırma yaparken ferda fahrioğlu akın'ın 14.07.2018 tarihli yazısına denk geldim. savunulan düşünceden bağımsız olarak leçeğin anlatılışı hoşuma gitti.

    "savaşçı kimliğe sahip olmaları için bebekliklerinden itibaren ‘erkek’ olarak yetiştirilen ‘adamlar’ erkekliklerini şiddete ve kana rağmen ispatlama derdinde iken aniden cesur bir kürt anası aralarına girip beyaz tülbendini yere atarak barış çağrısı yapar. beyaz tülbent namustur erkekler için; ağır gelir onu yerde görmek onlara ve susmak zorunda kalırlar içlerindeki şiddet çığırtkanı zihniyetlerine rağmen. o tülbendi yerden kaldırıp sahibine verip evlerine dağılmak zorunda hissederler. bu geleneğin çıkış noktası nedir bilmiyorum; ama beyaz tülbent hakkında bildiklerim aslında onun barış değil de nasıl savaşın simgesine dönüştürüldüğü, acı ve kederi nasıl temsil ettiğidir. diyarbakır ve çevresinde “melhef” denir, doğu tarafında “leçek”, “laçik”. kadınların ama özellikle evli kadınların, ekseriyetle anaların başörtüsüdür. genç kızlar daha renkli yazma taktıkları için; düğünlerde, yaslarda evlenilecek gelin bakanlar (!) başlarında beyaz leçek olanları elemeleri gerektiğini bilirler. yani aslında toplumsal statüyü de gösterir leçek."

    yazının tamamı
hesabın var mı? giriş yap