• parkin citlerinin onunde bir suru muzisyen bulunur japonundan afrikalisina kadar. parkin karsisinda kosede sega world vardir. guzel vakit gecirttigi gorulmustur. giderseniz free fall ve en alt kattaki elektrikli sandalyeyi mutlaka deneyin. acikirsaniz hemen odeon sinemasinin kosesinde burger king vardir. ikinci katindan etrafi seyrederek double cheese takilmak zevklidir.
  • soho'ya doğru çıkan ara sokaklardan birinde prince charles sineması vardır. burada çok ucuza kaliteli filmler izleyebilirsiniz.
  • piccadilly circusa yürüyüş mesafesi uzaklığındadır. meydanı hemen geçince sağda bulunan haagen dazs adlı 2 katlı cafe mi pastane mi belli olmayan mekanda muhteşem tatlılar ve pastalar yiyebilirsiniz.
  • underground istasyonunun yürüyen merdivenlerinin haddinden fazla dik olmasıyla ünlü semt.
  • burada acayip tikky club'lar vardir. mini etekli, cizmeli, azgin ingiliz kizlariyla, abaza avrupa+ortadogu erkekleri bu mekanlara single gelir, cift olarak cikar. oyle kiz kiza rahat rahat felan gidilemez, insanin etrafi bir anda yalanan erkek surusuyle dolar. bu mekanlarda pek bira icilmez, onun yerine "vodka freezer" falan gibi ciks ickiler daha bir makbuldur. fiyatlari da kol gibidir. ingiltere'ye yalniz giden turk gencligine duyurulur.
  • jethro tull'ın jeffrey'yi gönderdiği yer.

    (bkz: jeffrey goes to leicester square)
  • londra film festivalinin de mekanlarından biri olan kocaman bir odeon sinemasına sahiptir. ortasında ufak bir park vardır. her an karşınıza bir film galası ve bunu takriben bir adet michelle pfeiffer, siena miller vb. çıkabilir.
  • yıllarca empire'a bakıp ne boka yaradığını anlamaya çalıştım ben burada. tek erişimim olmayan kısmı bu olmuştur. şimdi swiss center desen gittim, peynir fondüsüne aşık oldum; who framed roger rabbit sayesinde animasyon ve cab calloway'e taktım kafayı; batman geldi, namazımı jack nicholson dedim, hafızla burada tanıştım; high spirits geldi, ilk "damsız almıyoruz birader" tadını yakaladım (certificate 15, yaş genç); burger king malum; sonra baskin robbins 31 vardı; lüna park vardı, sean connery'i dünya gözüyle gördüm midnight run galasında (filmden yine de emin değilim). bu göt kadar alanda bu kadar şey olmuş olması ilginç geldi az önce düşününce, o yüzden yazdım. ha abyss'i de burada gördük (önemli olan film değil, filmde uyuyup ne kadar mal bi herif olduğumu anlamam oldu). vay anam vay. eski tabirle, "happening" bir yerdir. takıldıkça bişiler olur.
  • yağmura inat hep yaşayan bir yer.
hesabın var mı? giriş yap