*

  • brükselde bi sokak boyunca sağlı sollu deniz mahsülleri restoranları var. bunların içinde en ünlüsü.
    adamlar bi tencereye midyeleri dolduruyolar kabuklu kabuklu, sonra işte sebze aromalı hedeli suyun içinde kaynatıyolar, midyenin kabukları açılıyo sonra o tencereyi önünüze getiriyolar yanına da patates kızartması (bkz: frietjes) ve belçika birası *.
  • ilk kurulu$u $ampiyon kokoreç gibi sokak arasi olup, daha sonralari uluslar arasina donmu$tur. adini hatirlayamadiğim krem karamel benzeri, uzeri eritilmi$ $eker kapli bir tatlilari vardir ki ona da yer birakilmasi $iddetle tavsiye edilir
  • brukseldeki ilk dukkani, ki 1800'lerin sonunda acilmis, halen faaliyette olan, ustelik zincir olmasina ragmen bir aile sirketi olmayi surduren, anadoludaki kofteciler gibi brukselde kasada ailenin oglunun durdugu pek leziz mekan... midyenin dolma ya da tava olmadan nefis olacagini bana kanitlamistir...
  • etli etli güzel gerçekten leziz mideyelerin aralarinda minik sevimli (ama pismis) yengecleri de ikram eden yer. yengecleri isteyerek ikram etmeseler de yengecler kendilerini zorla ikram ettiriyorlar mutlaka.
  • türkiye'deki dışarıda en ucuz karın doyurma yöntemlerinden birisi olan midyeyi avrupanın göbeğinde (türkiye'de yediğimiz midyeden bir hayli farklı bir tarzla) elit bir restoranlar zinciri haline getirmiş olan yer. champs elysees'deki şubesinde mutfağı "biz çok temiz koşullarda yemek pişiriyoruz" dercesine yemek yediğiniz yerden rahatlıkla görülebilecek kadar ortalıkta olan, fiyatları ortalama bir avrupa restoranı gibi olan, servis ve kalite açısından tatmin eden, suyun içine elinizi daldırarak yediğiniz haşlanmış midyeyi üzerinize bulaştırmadığınız müddetçe gayet hoşça vakit geçirebileceğiniz bir mekan.
    edit: dört ayrı peynir çeşidi içeren (sanırım adı moules aux 4 fromages gibi bir şekilde geçiyor) midyesi leziz ötesidir bir gün olur da yolunuz düşerse şiddetle tavsiye olunur.
  • léon vanlancker'in 1893 yılında rue des bouchers'da açmış olduğu bugün brüksel ve belçikanın valon kesimine olduğu gibi fransa ve beyrut'a da yayılmış olan asıl adı "chez léon" olan restoranlar zinciri.

    özellikle türkler arasında pek bir meşhur olan leon'da bir nisan akşamı türk garsonun hizmet ettiği masanızda yanıbaşınızda boşalan masaya da bir grup türkün oturması ile kuzey denizi midyelerinin nasıl oluyor da bukadar büyük olduğu hakkında derin tartışmalara dalabileceğiniz mekandır ayrıca.

    http://www.chezleon.be/
  • multinational örneği.
    midyeler genelde irlandadandır. garsonlar cezayirinden tut da türküne kadar. tutucu bir müslümanın günah sayılan midyecide çalışması da garipsenebilir. müşteriler mi? onlar da çok uluslu.

    ilk gidişte sağa sola bakılır, hmm nasıl yiyorlar bunlar midyeyi diye. tencere içindeki sosu ya da bildiğimiz musluk suyunu nasıl kaşıklıyorlar, ellerini nasıl emiyorlar, nasıl da üstlerine sürüyorlar diye.

    (bkz: oh my god)
  • turkiye'de yedigimizden cok farkli ama cok leziz midyeler yapan restoranlar zinciri. yaninda getirdikleri patates kizartmasi cok bir yakisiyor, fiyatlari da tika basa doyurdugunu dusunursek makulcene..siz yedikce yaninizda midye kabugu yigini buyuyor da buyuyor, ama yinede durulamiyor daha cok yeniliyor..fransa yada belcika'ya gidilirse en azindan bir kere denenmeli..
  • ya bu lezzet türkiye'ye gelir, ya da insan gider yurtdışına yerleşir... ortası yok sanırım.
hesabın var mı? giriş yap