• bir edebiyat eserinden cok bir kullanim kilavuzu olan bu kitap, genellikle yarisindan sonra kusmak suretiyle terkediliyor. fazlaca etkisinde kalinmasi durumunda kabizliga yol acabilir.. evlerin bereketini kacirdigi da rivayet edilir..
  • bir yerden sonra uygulamalar rutin haline gelir, okur da artık bitse de gitsem der.
  • ignorance is bliss düşüncesini doğrularcasına, var olduğunu bilmek istemeyeceğimiz türden hayal gücü ürünü. başladığı kitabı bitirmeden rahat edemeyenler için bi challenge*, fezaya ve galaksilere az faydalı eser. çivi yayınlarınca basılmıştır.
  • yazili$i "les 120 journées de sodome" olan marquis de sade eseri.
  • marquis de sade'nin 1875'te hapisanede yazdığı kitabı.
    zahmetli bir hazırlık döneminden sonra kendilerini gözden ırak bir şatoya kapatan 4 eksantrik* adamın maceralarını konu alır. her kahramanın ayrı ayrı sorumlu tutulduğu aylar boyunca itina ile seçtikleri 4 hikayecinin günde beş hikayeden 150 hikaye anlatmasıyla daha da renk bulur.
    sade heyecan dozunun sürekli artırmayı planlamışken hapisaneden aniden sevk edilir. bu yüzden yanlızca birinci bölümü tamdır. ikinci ve üçüncü bölümün iskeleti mevcut olmasına rağmen asıl dananın kuyruğunun kopacağı final bölümü sadece iki gün ile son bulmakta ve sevkin aniliğini işaret etmektedir. zaten kitabın notları 1926 yılında bastille'in restorasyonu sırasında aceleyle saklandığı yerde bulunmuştur.

    kahramanlardan durcet'in

    "dünyada zavallıların da olması gerektiğine, bunun doğanın isteği olduğuna, zorunlu kıldığına ve o dengesizlik istediğinde denge sağlamaya çalışmanın onun kanunlarına karşı gelmek olduğuna inanırım sefalete duyulan her türlü merhamet doğanın düzenine karşı işlenmiş hakiki bir suçtur. biz bireyler arasında yarattığı dengesizlik, eşitsizliğin hoşuna gittiğini kanıtlamaktadır; zira bunu yaratan da odur ve bünyesinde bunu istemektedir. ve zayıflara hırsızlık yaparak durumu düzeltme olanağı verdiğine göre, güçlülere de yardımı reddederek eski duruma dönme olanağı sağlamıştır. evren, tüm varlıklar birbirine benzeseydi bir an olsun varlığını sürdüremezdi; her şeyi koruyan ve idare eden düzen bu benzersizlikten doğmaktadır. zaten, bu zavallı insanlar sınıfına iyilik yaparken bir başka sınıfa kötülük yapmış olurum, bu nedenle sadakayı kendi içinde kötü bir şey olarak görür, bize farklılıklar verirken bunu bozacağımızı asla görmemiş olan doğaya karşı gerçek bir suç olarak kabul ederim. böylece fakire yardım etmekten, dulu teselli etmekten ve öksüzün acılarını hafifletmekten oldukça uzak, doğanın temel eğilimlerini izlerim, onları bulundukları durumda bırakmakla kalmam, aynı zamanda bu durumun sürüp gitmesine yardım ederim ve değiştirdiklerine şiddetle karşı çıkar, bunun için tüm yolların mubah olduğuna inanırım"
    sözleriyle verilmesi gereken mesajı ilettiği kitaptır.
  • sade'ın , sodomun 120 gunu'nun sonunu getirmesi oldukca zor olmustur.eseri tamamlamasini engellemek isteyen hapishane gardiyanlari, sade'ın elinden kalem ve kagidini alirlar,sade daha sonra kendi dışkısını kullanarak yazmaya devam eder,bu sefer yemek vermeyi keserler o da, son resmini yapmak icin kendi kanını kullanan ressamlar gibi parmagini keser ve kanıyla yazar.
  • sade'in sadizmi yarattığı, insanlıktan utandıran, mide bulandıran, ama yine de edebiyat için bir dönüm noktası olarak tabir edilen romanı. sade kitabı bitirememiştir, ama yine de son bölümleri madde madde olsa da yazmıştır. birer ikişer cümlelik olan bu son bölümler bile titretir insanı, kitap şöyle bi elden düşer. tekrar alınıp bitirilir.
  • anlattığı !şey! den bağımsız olarak, marquis de sade'in ne kadar berbat bir yazar olduğunun kanıtıdır bu kitap. iyi ki düşünmüş taşınmış, o güzel beyninin kıvrımlarını değerlendirerek, böylesine ilgi çekici bir konu bulmuştur. yoksa ismini hapishane duvarları dışında anan kimse olmazdı sanıyorum.
  • georges bataille bu kitap için ''kulaklarını tıkamadığı sürece kimse bu kitabı hastalanmadan bitiremez, en hastası da kuşkusuz bu okumanın cinsel anlamda kızıştırdığı kişi olur'' demiş. haklı da, zira;
    ''o, genç bir oğlanı becerir ve bir ihtiyarın ağzına sıçtığı pisliği yerken, iki adama sırayla kendini düzdürüyor ve kırbaçlatıyordu'' ne demek arkadaş? böyle de fantazi dünyası olmaz ki.
  • iki kez başlamama rağmen bir türlü bitiremediğim sade yapıtı. kitapta belli bir noktadan sonra ilerleyemediğimi anlattığım arkadaşlarım, beni küçümseyerek okumaya niyetlendiler fakat onlar da bitiremedi. velhasıl bu kitabın sonunu görenlerin ellerini öpmek isterim.
hesabın var mı? giriş yap