• francois ozon un bu filminde kiz arkadasi istedigi icin birini olduren genc kardesimiz sevgilisiyle birlikte ormana tuyer.ancak ormanda ne idugu belirsiz bir adam urperti veren bir kulubede yasamaktadir.
  • ozon'un en ilginc filmlerinden birisi. vurucu bir cinayet bolumunden sonra ormanda kabus tadinda gecen bir saklanma bolumu vardir ki pek tuhaftir. hansel ve gratel gondermeleriyle dolu filmde erkek karakterin efendi tutsak-köle ekseni etrafinda ne oldugunu cokta kestiremedigi escinselligi su ustune cikar. ormanlar tavsanlar kopekler kipkirmizi bir cinayet.. guzel filmdir.
  • hey sey, zevk icin oldurecek iki gencin hikayesi yanilgisiyla basliyor, ormanda kaybolduklarinda masal basliyor, surreal dokunuslar alip basini gidiyor, alt metin kopuyor, escinsellik tavana vuruyor, neticede karakterlerimiz arasindaki ilk sevisme gerceklesiyor*, cember tamamlaniyor, gerilim geri geliyor, karakterimizin* kustah, suclayici bakislari vicdanimizi sorguluyor, jenerik akiyor.
  • the evil dead'den esinlenmis olmasi mumkun olan film.
    (bkz: natacha regnier)
    (bkz: mahzen)
  • butun sansurleri ve amerikan dagitim sirketlerinin obscure fransiz filmlerine olan her zaman bir kaslari kalkik supheci bakislari gibi badireleri atlattiktan sonra abdye gelip kendini seyirciye gosterdiginde, anladigim ve sasirmadigim kadariyla yolunu sasirmis bircok okumalara yol acmis film. filmin ormanda kaybolan karakterleri alice ve luc gibi avd'li sinema yazarlari surreal satafatlar arasinda kaybolmus, ormanda kaybolan sevgililerden farksiz olduklarini unutmaya calisip murekkebe sarilmakta bulmuslardir careyi.

    filmimizi "a gay story fairy tale based on hansel and gretel" * diye adlandiran sinema yazarlari bir kamyonu dolduracak kadar yuksek sayida, ayrica filmin ana temasini misogyny * motifiyle gelisen erkek yakinligi olarak algilayan, ve filmimizin esas kizi alicei ruhsuz, motivasyonsuz oldurmeye ac, manipulatif ve guc duskunu sig bir karakter olarak gorenler cogunlukta. butun bu insanlari bes cayina alip, esas kizin rimbaud siiriyle bolunen sonradan avciya av olacak sinif arkadasi saidin omzunu ders kitabina cizdigi sahneyi izlettirecegim sanirim. ya da diger aklimda oyle bir guzel agirlikla yer etmis bircok sahneyi. francois ozonu bile utandirdi bunlar, "filmin kiz karakteri cok yanlis okundu, filmi simdi yapsam cok daha fazla alicee odaklanirdim belki de" demis sevgili francois bir soyleside. sen aglama francois, biz olen tavsana uzulup gozyaslari ormana karisan alice'i ve filmini bagrimiza bastik*.
  • kapagından dolayı fazlasıyla natural born killers tadında bir film bekleme ragmen beni sasırtmayı basarabilmis bir françois ozon filmi... ve evet herzaman oldugu gibi "takıntılı" ve bir nevi "hastalıklı aşk" durumu bu filmde de mevcut.
  • swimming pool, 8 women ve ozellikle under the sand gibi oldukca basarili yazilmis ve yonetilmis filmlerini gordukten sonra francois ozon'un bu alegorik denemesinin basarisizligi beni oldukca uzdu ve hayal kirikligina ugratti. kendisi gizemli, iyi dusunulmus, bicimlenmis, kurgulanmis senaryolari butun heyecani ve gizemliligiyle ekrana dokmeyi basarmis bir yonetmen olarak les amants criminels'de biraz cuvallamis demeliyim. oncelikle bir fairytale ve cinayet oykusunu icice islemenin zorlugu yetmezmis gibi, yonetmen kendine bunu az bir yuk olarak gormus ve de uzerine, kesfedilmemis cinsellik, oldurme fantazisi ve fetiszmi, ruhani ozgurluk ve kurtarilma gibi islenmesi birbirinden zor konulari sigdirmaya calisinca film cigrindan cikmis ve nereye gittigi belli olmayan, gittigi her yerden sekip baska bir noktaya atlayan ve inanilmaz yapay sembollerle, "ben la femis'i yeni bitirdim ve sembollerimi sanatim adina her yere sokusturur herkesi sanatima hayran birakirim" edasiyla komik duruma dusen bir yapit olmus. hele hele filmin sonundaki "ruhani ve cinsel kurtulus" sahnesinde tavsanlar ve sincaplarin yarattigi dogal ortamin vermeye calisti, "ben aslinda bir fairtale'im" ortami pek bir komik olmus acikcasi. alice "in wonderland" ne yazik ki alice "the criminal" la pek uyusmamis. yonetmenin iki gencin kendilerini bir cinayet masalinin icine atip, kurtulusu ve mutlulugu bulmalari fikrini begenmis olmama ragmen, ekrana dogru ve guzel bir sekilde aktarilmadigi surece basarili oldugunu kabul edemiyecegim.
  • francois ozonun filmleri arasinda en az uzerinde dusulmus senaryoya sahip film. sirf francois ozon 'un kendisinin escinsel oldugunu belirtmek icin senaryoya zorla sokulmus homoerotik ogeler kesinlikle goze batiyor, ve bir bulamac gibi olmus filmin senaryosunda amacsizca suzuluyor. escinsel yonetmenlerin herfilmde cinsel kimlerini belirtme zorunlulugu nedir halen anlamis degilim. televizyonda bir ropartajda "ben escinselim" deyip konuyu kapatabilecekken, sirf bunu belirtmek icin o kadar zahmete girip bir film yapmaya ne gerek var...
    bunlarin disinda filmdeki oyunculuk vasat alti, konu ve senaryo zorlama ve hic bir inandiriciligi yok. kisaca olmamis. la femis de neler ogretiyorlar acaba?
  • francois ozon'un izlediğim ilk filmi. bence müthiş güzel, bazılarına göre ise sadece bir "seks filmi"dir. bu filmden sonra 5x2'ye kadar filmografisinde hiç falsosu olmamıştır.
hesabın var mı? giriş yap