• buyuk ses fontella bass'in esidir..
  • 1941'de dogmus, 1999'a karaciger kanserinden hayata veda etmis, art ensemble of chicago'yu kuranlarin arasinda yer almis, aacm uyesi, konserlerine doktor kostumu ile cikan, avantgarde cazin unutulmaz trompet sanatcisi.
  • genç yaşta art ensemble of chicago'yu kurmuş avant-garde jazz'in üstün ismi, trompetin "the doctor"ı, yaratıcılığın dünya üzerindeki az bilinen karşılığı, 99'da karaciğer kanserinden ölmeden birkaç gün önce eşi fontella bass'e caz hastalarını iyileştiremeyeceği için üzüldüğünü söyleyen büyük usta, efsane. bugün christian scott'tan til brönner'e deneyselliği seven sayısız trompetçi bowie'den etkilenmiştir. hatta pek tutmadığım marsalis bile bugün bowie'nin yolunun apayrı olduğunu vurgulamaktadır.

    beş yaşında trompete başlamış, onlu yaşların başında ilk aşkı blues'la hayat bulup albert king ve little milton'la çalışmış, yirmilerinin başında hayatının gerçek aşkı fontella bass'in hem eşi hem prodüktörü olmuş; 1968'de hayatının adımını atıp savaş boyalarıyla sahneye çıkmaktan büyük keyif alan kontrbasçı malachi favors, deneysel ve felsefi saksofoncu roscoe mitchell, her röportajında budizm aşılama meraklısı joseph jarman ve free jazz'in tanrılarından ütopik deli piyanist cecil taylor ile art ensemble of chicago'yu kurmuş, aynı yıl association for the advancement of creative musicians* üyesi olmuştur. elbette, roscoe mitchell ile tanışmasının ardından müziğin blues yerine caz tarafından bakmak bir yana; cazın uç noktalarında gezinip ardında neler bıraktığını düşünmezcesine anthony braxton'a asist yapmıştır.*

    bowie'nin unutulmaya yüz tutmuş sağlam kayıtlarından bir kısmı da ada'yı siyaha boyayan adam fela kuti'yledir. hatta kuti'nin ünlü kaydı zombie'deki tenor saksofon solosunu lester bowie yazmıştır. doktor bowie beyimiz seksenlerin ortasında brass fantasy'siyle sağlam bir nonet kursa da art ensemble of chicago tadını aşamamış, 1990'da cecil taylor'ın yanına dönüp thelonious monk'a adanan bambaşka bir albümle tekrar "başlamış"tır. tabi, bowie'nin hayatında bitip başlayan çoğu olgu/olayın yanında asla bitmeyen alkol tutkusu yıllar içinde karaciğerini önce siroza, ardından hepatoselüler karsinoma götürmüş; 99'da büyük ustayı avant-garde/free jazz tutkunlarından ayırmıştır. (99'da küçüktüm, ölüm haberini aldığımda 5. kattan atlamak isteyecek kadar üzülmüş; kafayı yemiştim.)

    öss sonrası tıbbiyeyi seçmemin nedeni de lester bowie'dir.
  • le theme de yoyo ile bugün beni iyileştirmiş doktordur kendisi.
  • 1941-1999 yılları arası yaşamış trompetçi. hatırladığım kadarıyla vakti zamanında okuduğum bir yazıdan, louis armstrong tarafından keşfedilmiş ve daha bir çok önemli müzisyenle çalışmıştır david bowie gibi. fontella bass'ın da merhum eşidir. o yazıda, yaptıkları müziği şöyle anlatmıştı: "büyük, siyah müziği ulu bir ağaç olarak düşünmelisiniz; gospel, blues, jazz, rock ve daha niceleri bu ağacın kökleridir ve bu kökler tek bir gövdede birleşerek, bütün dalları ve çiçekleriyle şu anda yaratılmakta olanı kucaklar."
hesabın var mı? giriş yap